Adli Tıp tarafından "Çocuk babadan değil" raporu verilen, ancak ilik nakli nedeniyle babanın DNA'sının değiştiği ve birden fazla DNA'ya sahip olduğu belirlenen olayda anne A.V, yaşadıklarını "Çok sıkıntı çektim. Hiçbir kadın böyle bir şeyle anılmak istenmez. Gerçek ortaya çıkana kadar çocuklarım gayri meşru çocuklar olarak görüldü" diyerek anlattı.
Sabah'tan Fatih Ulaş'ın haberine göre Manisa'nın Sarıgöl ilçesinde "dedikodular nedeniyle" A.V. isimli kadının boşandığı eşi M.A., çocukların kendisinden olduğunu ispatlamak için soybağı tespit (babalık) davası açtı. Adli tıp kurumu önce çocukların babadan olmadığı yönünde DNA raporu verdi, ancak daha sonra babanın ilik nakli nedeniyle birden fazla DNA taşıdığı tespit edildi. 32 yaşında 3 çocuk annesi olan A.V. daha önce benzeri görülmemiş davada yaşadıklarını anlattı.
Genç kadını, süreçle ilgili olarak şunları söyledi:
"2005 yılında evlendikten sonra bir süre çocuğumuz olmadı. Tüp bebek tedavisine başvurduk. O zamanlar buralarda tüp bebek merkezleri yoktu. Manisa'dan kalkıp İstanbul'a gidiyorduk. Büyük bir hastanede tedaviye başladık. Bizim için zor bir süreçti. İki yıl sonra çocuğumuz dünyaya geldi. 5 yıl sonra bu kez birer yıl arayla, normal yoldan iki çocuğumuz daha oldu.
"13 yıl sonunda anlaşmalı boşandık"
13 yıl evli kaldıktan sonra anlaşmalı boşandık. Bu arada eşime ilk çocuk tüp bebek tedavisiyle olurken, sonraki iki çocuğumuzun nasıl normal yoldan olduğunu sormuşlar, 'çocuklar senden değil mi yoksa' diye imada bulunmuşlar. Eşime bu konuda çok baskı yapmışlar. O buna rağmen aylarca bana hiç bir şey söylemedi.
"Testi ben istedim"
Ben bu dedikoduları duyduğumda çok öfkelendim ve çok üzüldüm. DNA testi yaptırmayı ben önerdim. Çocuklarımın babası gerek olmadığını söyledi. Ben de "Sen yaptırmazsan ben yaptırırım" dedim. Gurur meselesi yaptım. Bu testin nasıl yapıldığını araştırdık. DNA testi yapan özel laboratuvarlar olduğunu öğrendik. Ancak resmi olsun istedik. Bunun için de mahkemeye başvurulması gerektiğini, Adli Tıp Kurumunun mahkeme kararıyla DNA testi yaptığını öğrendik.
"Benim ısrarım üzerine soybağı davası açıldı"
Anlaşmalı olarak boşandığım eşim benim ısrarım üzerine Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesinde soybağı tespit davası açtı. Çocuklardan ve babadan kan örnekleri alındı ve İzmir Adli Tıp Kurumunda DNA incelemesi yapıldı. Gelen ilk raporla dünyam yıkıldı. Raporda çocuklarımın babalarından olmadıkları yazıyordu.
Ne yapacağımı bilemedim. Her şeyden eminsiniz ama test yanlış çıkıyor. "Test yanlış" dediğimde ise "Adli tıptan yanlış test gelmez" diyorlar. Nasıl ispat edebilirim diye o kadar yol aradım ki... Mahkeme kararıyla alınmış rapor elinizde. Nasıl ispat edebilirsiniz? O saatten sonra gerçeği bir siz bir de Allah bilir. Siz ne derseniz deyin, mahkeme kararıyla çocuklar babalarından değil diye sonuç çıkıyor. Gerçek ortaya çıkana kadar çocuklarım gayri meşru çocuklar olarak görüldüler. Öyle çaresiz bir durumdaydım ki, bir an intihar etmeyi bile düşündüm ama çocuklarım için güçlü kalmalıydım.
Raporu aldığım gün hüngür hüngür ağlamıştım. Daha sonra Manisa barosundan avukat Zeynep Avcı'ya ulaştım. Masumiyetime inandı ve avukatlığımı üstlendi. Rapora itiraz etti. Eşimin daha önce ilik nakli yapıldığını da belirtip, yeniden rapor hazırlanmasını istedi. Hakim de, Allah razı olsun, avukatımın itirazını kabul etti ve bizi yeniden DNA testine gönderdi.
Daha sonra davamı üstlenen avukatlar Zeynep Avcı ve Ece Yavaş'ın itirazı üzerine ikinci kez test yapıldı. Adli tıp bu kez kıl kökü ve ağız içi sürüntü örneği aldı. İlk testteki kan örneğiyle de karşılaştırmışlar. Sonuç olarak eşimin, daha önceki ilik nakli nedeniyle birden fazla DNA'sı olduğu tespit edildi.
Sarıgöl küçük bir ilçe. Çok sıkıntı çektim. O kadar çok mücadele verdim ki... İnsan kendinden emin olunca her türlü mücadeleyi veriyor. Hiçbir kadın böyle bir şeyle anılmak istenmez. Sonuçta hata anlaşıldı ve gerçek ortaya çıktı."