Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in, geçen yıl 28 Mayıs'ta plazanın 20'nci katından şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitirmesiyle ilgili davada, ikinci Adli Tıp Kurumu raporu tamamlandı. Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'cinayet', 'nitelikli cinsel saldırı' ve 'hürriyeti tehdit' suçlarından tutuklu yargılanan sanıklar Çağatay Aksu (34) ve Berk Akand'ın (33) avukatlarının talebini kabul eden mahkemenin kararı üzerine Adli Tıp Kurumu'nca hazırlanan rapor, dava dosyasına girdi.
Bulgulara göre ayrım yapılamadı
Raporda, Şule Çet'in sağ el 3 ve 4'üncü parmak tırnaklarındaki DNA örneklerinin, sanıklardan Berk Akand'ın DNA profili ile aynı olduğu ancak sanığa ait DNA miktarının çok düşük olduğunun belirlendiği belirtildi.
Raporda, "DNA'nın bulunduğu yer ve miktarı dikkate alındığında sanık Berk Akand'ın maktulle selamlaşma şeklinde basit bir el sıkışması, ayrıca sanığın savunmasında belirttiği gibi maktulün daha önce telefon, bilgisayar tuşlarına dokunması, ya da müzik eşliğinde maktulün elinde tutarak, halay çekmesi ve Şule'nin sanığın elindeki jelibon paketini alması şeklindeki aktivitelerin bir veya bir kaçının gerçekleşmesi halinde Berk Akand'a ait DNA, Şule Çet'e transfer olabilir.
Ayrıca herhangi bir şekilde karşılıklı boğuşma ya da bir mücadelenin meydana gelmiş olması halinde de transfer olabilir. Ancak dosyadaki mevcut bulgulara göre bu ayrımın yapılamadığı mütalaa olunur" denildi.
PSA sıvısı pozitif
Raporda ayrıca Şule Çet'in anal bölgesinden alınan PSA sıvısının (spermin sıvılaşmasını sağlayan enzim) da pozitif çıktığı belirtilerek, "Anal bölgeden elde edilen maserasyon sıvısı eğer bir cinsel birliktelik olmuş ise 48 saate kadar tespit edilebilir.
Ancak PSA'nın sadece seminal sıvıda bulunmadığı, kan, idrar gibi diğer vücut sıvılarında da bulunabildiği, sadece PSA pozitifliğinden hareketle cinsel birlikteliğin gerçekleşip, gerçekleşmediğinin söylenemeyeceği mütalaa olunur" ifadeleri kullanıldı. (DHA)