T24 Dış Haberler
Almanya'da aşırı sağcı AfD, şubat ayında yapılacak erken seçim öncesinde 11 yıllık tarihindeki ilk başbakan adayını belirleyecek.
Kamuoyu yoklamalarında ana muhalefetteki muhafazakârların ardından ikinci sırada yer alan ancak Başbakan Olaf Scholz'un Sosyal Demokratlarının oldukça önünde olan partinin, eş lider Alice Weidel'i başbakan adayı olarak göstermesi bekleniyor.
AFD'nin, diğer partilerin kendisiyle çalışmayı reddetmesi nedeniyle yakın zamanda bir hükûmet koalisyonunun parçası olması beklenmiyor. Ancak aşırı sağcı partinin seçim başarıları, özellikle muhafazakârlar üzerinde bir baskı oluşturuyor. Bu da sağcı bir koalisyonu zorunlu kılabilir.
Aşırı sağcı partiler son yıllarda Avrupa genelinde güç kazandı; İtalya, İsveç, Hollanda ve Finlandiya'da iktidara geldiler.
AfD son yıllarda seçmenlerin yüksek göç oranları, Ukrayna savaşının tırmanma ihtimali ve Almanya'nın ekonomik modelindeki krizle ilgili endişelerinin yanı sıra geçen ay dağılan iktidar koalisyonu içindeki çekişmelerin yarattığı hayal kırıklığından da yararlanıyor. Parti, özellikle Müslüman ülkelerden gelen göçü sınırlamak, Ukrayna'ya silah sevkiyatını durdurmak, Rusya ile ilişkileri yeniden inşa etmek, nükleer santralleri tekrar çalıştırmak ve büyük reformlar yapmadığı takdirde Avrupa Birliği'nden çıkmak istiyor.
Parti, AfD karşıtı kitlesel protestolara ve üst düzey bir yetkilinin Nazilerin ana paramiliter gücü olan SS'lerin “hepsinin suçlu olmadığını” söylemesini de içeren bir dizi skandala rağmen eylül ayında yapılan iki eyalet seçiminden de birinci parti olarak çıktı.
Anketör Wahlen tarafından cuma günü yayımlanan bir ankete göre AfD, yüzde 17 ile yüzde 33'lük muhafazakârların gerisinde kalırken, yüzde 15'lik SPD ve yüzde 14'lük Yeşiller'in önünde yer alıyor. Muhafazakârlar, SPD ve Yeşiller'in ayrı ayrı başbakan adayları var.
Weidel'in alışılmadık profili
2022'den bu yana partinin eş başkanlığını yürüten 45 yaşındaki Weidel, kendisini geleneksel aile değerlerinin ve sıradan Alman emekçilerinin savunucusu olarak tanımlayan erkek egemen ve göçmen karşıtı bir parti için alışılmadık bir yüz. Siyasete girmeden önce Goldman Sachs ve Allianz Global Investors'da çalıştı ve serbest iş danışmanlığı yaptı.
Ancak siyasî analistler, Weidel'in alışılmadık profilinin normalde aşırı sağcı bir partiden uzak duracak daha ılımlı Almanlara hitap etme olasılığının daha yüksek olduğunu söylüyor.
