Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun birlikte duyurduğu Orta Doğu Barış Planı'na tepki gösterdi. Af Örgütü'nden yapılan açıklamada, "paketin, İsrail ve İşgal Altındaki Filistin Toprakları'nda bundan sonra yaşanabilecek acıların ve ihlallerin el kitabı olduğu" belirtildi.
TIKLAYIN - Trump 'Yüzyılın Anlaşması'nı açıkladı: Kudüs bölünmemiş şekilde İsrail'in başkenti olarak kalacak
Af Örgütü, uluslararası topluma, ABD Başkanı Trump'ın "Yüzyılın Anlaşması" olarak adlandırdığı adımları reddetme çağrısında bulundu. Uluslararası hukuka aykırı olan bu adımlar arasında, mevcut durumda İsrail sınırları içinde yer alan toprakların bir kısmının Filistin'e verilmesi karşılığında İsrail'in Ürdün Vadisi üzerindeki egemenliğinin resmen kabul edilmesi ve işgal altındaki Batı Şeria'daki hukuka aykırı yerleşimlerin büyük bir çoğunluğunun İsrail toprağı olarak tanınması yer alıyor.
"Uluslararası hukuk ihlal ediliyor"
UAÖ Orta Doğu ve Kuzey Afrika Araştırma ve Savunuculuk Direktörü Philip Luther, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Trump yönetimi hazırladığı planda toprak takası ilkesini vurguluyor. Fakat yönetimin aslında Filistin toprakları üzerindeki işgalini daha da genişletmeyi önerdiğini ve bu durumun uluslararası hukuku açıkça ihlal ettiğini gözden kaçırmamalıyız. Elli yıldan uzun bir süredir Filistin topraklarını işgal eden İsrail, yönettiği bölgelerde yaşayan Filistinlilere karşı kurumsallaşmış ayrımcılık sistemi uyguladı, Filistinlileri temel haklarından yoksun bıraktı ve uğradıkları ihlaller nedeniyle etkili çözüm yollarına erişimlerini engelledi. Söz konusu plan adeta bu şiddetli ve hukuka aykırı politikaları ödüllendiriyor" dedi.
Plan kapsamındaki toprak takası önerilerine göre, büyük oranda Filistinlilerin yaşadığı İsrail topraklarının gelecekte kurulacak Filistin Devleti'ne verilmesi söz konusu olabilir. Bu durum, ilgili bölgelerde yaşayan Filistinli İsrail vatandaşlarının haklarını kaybedebileceği endişesi yaratıyor.
Af Örgütü, uluslararası topluma, uluslararası hukuku ihlal eden işgal önerilerini reddetme ve işgal altındaki topraklarda kurulan İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğunu yineleme çağrısı yaptı. Af Örgütü "Buna benzer öneriler, İsrail'in uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku gereğince işgalci güç olarak taşıdığı yasal yükümlülükleri değiştirmez ve Filistinlileri ilgili hukuki çerçevelerin sağladığı güvencelerden yoksun bırakmaz" dedi.
5,2 milyon Filistinli mülteci ve geri dönüş hakkı
Af Örgütü ayrıca planın, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını güvence altına almak yerine Filistinli mülteciler için "tazminat mekanizması" kurmayı önerdiğinin altını çizdi ve Filistinlilerin haklarına saygı çağrısı yaptı:
"Mevcut durumda 5.2 milyon kayıtlı mülteci ile Filistinliler dünyanın en büyük mülteci nüfusunu oluşturuyor. 1948'de evlerini terk etmek zorunda kalan veya terk etmeye zorlanan Filistinliler ile onların torunlarının uluslararası hukuk gereğince topraklarına geri dönme hakkı vardır. Bu hak, siyasi ödün olarak Filistinlilerden alınamayacak müstakil bir insan hakkıdır."
Philip Luther, "Kendisi, anne ve babası veya büyükanne ve büyükbabası 70 yıldan uzun bir süre önce topraklarından zorla çıkarılan yüz binlerce Filistinli mülteci bugün aşırı kalabalık mülteci kamplarında yaşıyor. Bu plan, mültecilerin uluslararası hukuk gereğince sahip oldukları hakları ve on yıllardır çektikleri acıları görmezden gelmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
Arka plan
ABD Başkanı Trump, "barış planı" adını verdiği planını, dün, Barıştan Zenginliğe başlıklı 180 sayfalık bir öneri paketi halinde sundu. Trump, bu planın "iki devletli gerçekçi bir çözüm" olacağını ve İsrail'in Filistinliler ile yürüttüğü müzakereler temelinde bu planı halihazırda kabul ettiğini söyledi. Plan, Filistinli liderlerden hiçbir görüş alınmadan hazırlandı.