Afganistan: Taliban Kabil'e girdi, Türkiye bundan sonra nasıl bir yol izleyecek?
ABD'nin çekilmeyi sürdürdüğü Afganistan'ın başkenti Kabil'deki havalimanının güvenliği için, Türkiye'nin hem ABD hem Taliban'la görüşmeleri sürerken, Taliban Kabil'i kuşattı. Son gelişmeler ışığında Türkiye'nin havalimanı göreviyle ilgili atmayı planladığı adımları Türk yetkililere sorduk. BBC Türkçe'den Ece Göksedef'in haberi.
15 Ağustos 2021 18:16
ABD'nin çekilmeyi sürdürdüğü Afganistan'ın başkenti Kabil'deki havalimanının güvenliği için, Türkiye'nin hem ABD hem Taliban'la görüşmeleri sürerken, Taliban Kabil'i kuşattı. Son gelişmeler ışığında Türkiye'nin havalimanı göreviyle ilgili atmayı planladığı adımları Türk yetkililere sorduk.
ABD'nin çekilme süreci tamamlanmadan Afganistan'ın büyük bir bölümünü ele geçiren Taliban, Pazar sabahı Başkent Kabil'i de kuşattığını duyurdu.
Taliban'ın son ilerleyişiyle birlikte Türkiye'nin Kabil Hamid karzai Uluslararası Havalimanı'nda üstleneceği güvenliği sağlama göreviyle ilgili de soru işaretleri oluştu.
Kabil'deki başta ABD olmak üzere birçok Batı ülkesinin büyükelçilikleri ve diplomatik misyonları kapasitelerini küçültme kararı aldı ve çalışanlarını Kabil Havalimanı üzerinden tahliye etmeye başladı.
BBC Türkçe'nin ulaştığı, Afganistan'daki gelişmeler üzerine çalışan Türk diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliği'nde çalışan görevlilerin ve Afganistan'daki Türk askerinin tahliyesi edilmesi için henüz bir karar alınmadığını; ancak gelişmelerin yakından takip edildiğini söyledi.
Bu esnada Taliban'la Türkiye arasındaki görüşmeler de sürüyor.
"Taliban'a rağmen Afganistan'da bir adım atmak artık mümkün değil"
BBC Türkçe'ye bilgi veren bir Türk güvenlik yetkilisi, son gelişmeler ışığında, artık Türkiye'nin Kabil Havalimanı'nda üstlenmesi planlanan görevin Taliban'a rağmen yapılmasının mümkün olmadığını söyledi.
Türkiye, son günlerde Taliban'ın ülke genelinde hızla ilerlemesi ve Kabil'e yaklaşması karşısında tahliye için gerekli önlemleri almış durumda.
Ankara bir yandan da Taliban'la görüşmeleri sürdürerek Kabil Havalimanı'ndaki görevi üstlenmek için hazırlıklarına devam ediyor.
Ancak görüştüğümüz yetkililer, son kararın verilmesi için henüz erken olduğunu; bu konuda belirleyici iki etken olduğunu söylüyor: Taliban'ın yaklaşımı ve ABD başta olmak üzere NATO müttefikleri ile Batı ülkelerinin ülkedeki varlığının boyutu.
Üst düzey bir Türk güvenlik yetkilisine göre "Taliban'ın birçok ülkeyle doğrudan temas kurmuş olması, uluslararası sisteme entegre olma çabası ve izole olmamak için attığı adımlar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye ile uzlaşması hâlâ olası. Yani Taliban'la görüşerek Kabil Havalimanı'na görev alma ihtimali yüksek."
Aynı yetkiliye göre ABD'nin ve Avrupa ülkelerinin büyükelçiliklerini tamamen kapatmamış olması, Rusya'nın da diplomatik temsilciğinin açık kalacağını açıklaması, Kabil Havalimanı'na duyulan ihtiyacın devam ettiğini gösteriyor.
İngiliz Savunma Bakanı Ben Wallace'ın, "Afganistan'da hükümette kim olursa olsun, belirli uluslararası normları karşılıyorsa, İngiltere o hükümetle çalışacaktır" açıklamasını hatırlatan yetkiliye göre, Taliban'la bu ülkelerin temasının devam ettiği düşünüldüğünde, Ankara için "Taliban'la ipleri koparmak makul görünmüyor:"
"Kabil Havalimanı'nda planlanan görevin amacı Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesini engellemek ya da Taliban'la savaşmak değil. İhtiyaç devam ettiği sürece uluslararası hava güvenliğini sağlamak. Taliban ülkede sağlık, ekonomi, eğitim sistemlerini oturtması, ticaret yapması için havayoluna ihtiyaç duyacak. Diğer ülkelerin oradaki varlığına da ihtiyaç duyacak. Böyle bir durumda, Taliban'la görüşmelerin gidişatına bağlı olarak havalimanını koruma görevini üstlenebiliriz.
"Ama Taliban'ın havalimanını ben kontrol edeceğim, burada hiçbir ülkeye ihtiyacım yok demesi halinde, tüm diğer ülkelerin büyükelçiliklerini kapatıp gitmesi halinde, zaten kullanılmayacak bir havalimanını Taliban'a rağmen neden koruyalım?"
Taliban'la görüşmelerde ilerleme sağlanabilir mi?
Taliban Kabil'e yaklaşırken, hafta içinde son durumu konuştuğumuz üst düzey diplomatik yetkililer, Taliban'ın masada doğrudan Türkiye'ye "Ülkede büyükelçiliğinizi koruma görevi dışında asker bulundurmaya devam ederseniz, işgal gücü sayarız" dediğini belirtti.
Yani Taliban'ın bu yöndeki açıklamaları, basına verilen demeçlerle sınırlı değil.
Türkiye ise Taliban'a muharip güç olmadığını, insani yardımlar, ticaret ve uluslararası sistemden izole olmamasını sağlayacak adımların atılması için havalimanında bulunmasının önemli olduğunu söylüyor. Taliban ise bunun ancak kendi yönetiminde mümkün olabileceği yanıtını veriyordu.
Türkiye, askeri bölümünün iç güvenliğini sağladığı Kabil Havalimanı'nı koruma görevini devralmak için, sahada güçlü olan Taliban'la görüşse de, uluslararası hukuka göre bunun Afgan hükümetiyle uzlaşılarak yapılması gerekiyor.
Bunun için Afganistan Hükümeti'yle notalar üzerinden uzlaşı sağlandığı, oradan gelen talep doğrultusunda TBMM'den tezkere çıkarılabileceği, bu şartlar oluşturulduktan sonra Türk askerinin Kabil Havalimanı'na konuşlandırılabileceği belirtiliyor.
Tüm bu adımlar atıldıktan sonra Taliban'ın başkenti ele geçirmesi halinde Taliban'la buna yönelik görüşmeler yapılabilirdi.
Ancak şimdi yönetimin Taliban'a devredilmesi halinde, Türkiye'nin Kabil Havalimanı'nın güvenliğini sağlaması için artık meşru Afgan hükümetiyle değil Taliban'la anlaşması gerekiyor. Bu da görevin meşruiyetiyle ilgili birçok soru işareti doğuruyor.
Taliban Türkiye'yle anlaşmaya neden yanaşmıyor?
Türkiye, Nisan ayında Taliban'la Afgan Hükümeti'nin İstanbul'da masaya oturması planlanırken üstlendiği ev sahipliği rolü sebebiyle, Taliban'la iletişimini artırmıştı.
Ancak ABD'nin hangi şart altında olursa olsun çekileceğinin belli olmasının ardından Taliban, hükümetle İstanbul'da masaya oturmadı.
Haziran ayından itibaren Türkiye'nin Kabil Havalimanı'nın güvenliğinden sorumlu olmasına yönelik planlar gündeme geldiğinde, Taliban'ın tavrı daha yumuşaktı.
Tavrın sertleşmesinin ve "işgalci güç sayarız" açıklamalarının artması üzerine Türk yetkililer kaygılarını dile getirdiğinde, Amerikalı mevkidaşları, Taliban'ın bu açıklamalarının göstermelik olduğunu, zımnen bir anlaşmaları bulunduğu için Taliban'ın Türkiye'ye tehdit oluşturmayacağını iletti.
Ancak açıklamalar sertleşerek devam etti ve nihayetinde Doha'daki görüşmelerde Taliban bunu Türklere doğrudan söyledi.
Ankara, bu sertleşmenin ardında, Türkiye'nin Kabil'de görev almasını istemeyen ve Taliban üzerinde etkili olan dış ülkelerin payı olduğunu görüşüne sahip.
İran ve Türkiye ile ABD arasındaki görüşmelerden duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getiren Rusya, bunların başında geliyor. Taliban'ın bu ülkelerle üst düzey iletişim kurabilmek için Türkiye'ye yönelik sert açıklamalar yapmış olabileceği, güvenlik yetkilileri tarafından dile getiriliyor.
Taliban üzerine belli bir etkisi olan Pakistan ve Katar'ın da bu süreçte yapıcı olmayan şekilde rol oynadığı düşünülüyor.
Dışişleri kaynakları, İstanbul'daki görüşmeler planlanırken Katar'ın bundan rahatsız olduğunu, kendi ülkelerinde görüşmelerin devam edebileceğini belirttiğini ve Taliban'ı da bu şekilde yönlendirmiş olabileceğini belirtiyor.
İstanbul görüşmelerine katılmayarak haftalar sonra tamamen iptal edilmesine yol açan Taliban, Temmuz ayında Afgan hükümetiyle Doha'da masaya oturmuştu.
Ardından Doha, Ağustos ayının başında Afganistan için bir uluslararası toplantıya ev sahipliğini yapacağını açıkladı. Afganistan'ın altı sınır komşusu (İran, Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan, Çin) ile ABD, Rusya, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nden de temsiclilerin çağrıldığını toplantıya Türkiye davet edilmedi. Bu da Ankara'da tepkiyle karşılandı. Tepkinin iletilmesine rağmen Doha, Ankara'yı katılımcılar arasına eklemedi.
Pakistan da Ankara'nın bu süreçte Taliban'la iletişimi hesaba katılarak en çok destek beklenen ülkelerden biriydi. Ancak o da, Türkiye'nin ABD'nin çekilmesi sonrasında Kabil Havalimanı'nda böyle kritik bir görevi üstlenmesine destek olmak konusunda istekli davranmadı.
Ankara, Pakistan'ın Taliban üzerinde güçlü bir otoritesi bulunmadığını kabul etmekle birlikte daha yapıcı bir diyalog için yardımcı olabileceği; ancak bunu tercih etmediği görüşünde.
Taliban ile üst düzey görüşme gündemde
ABD ile pozitif gündem yakalayabilmek ve S-400'ler, PYD'ye destek gibi diğer anlaşmazlık alanlarında da mesafe kat edebilmek için Kabil Havalimanı'nın güvenliğini üstlenmeye hazır olan Ankara, Afgan Hükümeti'nin henüz görevde olduğu sürede, Taliban'ı da ikna edebilmek için daha üst düzey bir görüşme gerçekleştirmeyi de masaya yatırdı.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Taliban'ın üç yöneticisinden biri olan siyasi heyetin başındaki Molla Abdulgani Baradar ile Temmuz ayı sonunda Pekin'de görüşmüştü.
Bu görüşmenin sembolik önemi olduğunu; Çin'in böylece Taliban üzerinde etki yaratmak için bir meşruiyet gösterisi yaptığını belirten diplomatik kaynaklar, aynı şekilde bir Taliban heyetinin Ankara'da ağırlanabileceğini; bunun için Molla Baradar'a bir mesaj iletildiğini de söyledi.
Erdoğan da, 11 Ağustos'ta katılığı bir canlı yayında "Taliban'la bazı görüşmelere varıncaya dek şu an ilgili kurumlarımız çalışıyor. Hatta belki benim bile onların lideri durumunda olacak olanı kabul etme durumum olabilir." demişti.
Ancak Taliban'ın Kabil'i ele geçirdiği ve Afgan Hükümeti'nin ortadan kalktığı bir senaryoda böyle bir adım atılabilir mi; bu hem Taliban'ın tavrına hem de uluslararası alanda Taliban'ın ne kadar kabul göreceğine bağlı.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir