ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'deki Amerikan askerlerini bölgeden çekme kararı ve sonrasındaki "IŞİD ile mücadaleyi bundan sonra Türkiye yapacak" açıklaması, bu "mücadelenin" sahadaki karşılığının ne olacağı tartışmasını doğurdu.
Trump'ın sözlerini değerlendiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Nerede olursa olsun bu temizliği yaparız. Teröristler ve rejim hariç herkesle de işbirliği yaparız. Türkiye, DAEŞ'ı etkisiz hale getirecek güce ve etkinliğe sahiptir" şeklinde konuştu.
Gazeteci Fehim Taştekin kaleme aldığı yazıda, coğrafi hakimiyeti 30 kilometrekarelik bir alana yayılan IŞİD'in Deyrizor'un kuzeyindeki ceplere sıkışmış savaşçıların sayısının ise 2500 civarında olduğunun tahmin edildiğini yazmıştı.
Fransız Haber Ajansı AFP, farklı analistlerle konuşarak, Ankara'nın IŞİD'in kalan bu unsurlarını "ortadan kaldırma" kapasitesini masaya yatırdı.
Washington'daki Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi isimli düşünce kuruluşundan Nicholas Heras, "Türkiye'nin IŞİD karşıtı operasyonların kontrolünü üstlenebileceğine Trump'ı inandırarak, Erdoğan aslında kendi başarısının kurbanı oldu" diyor.
Heras bu düşüncesini de şöyle açıyor:
"Türkiye'nin elinde şu an itibariyla, Suriye'nin doğusunu elinde tutabilecek büyüklükte, tecrübede ve meşruiyette bir Özgür Suriye Ordusu gücü bulunmuyor. Böyle bir kuvvetin oluşturulması, ABD desteği ile bile olsa, uzun aylar sürecektir"
"Bu uzaklığa Türkiye'nin ulaşması imkansız"
Suriye'nin doğusunda ve ortasında, ceplere dağılmış durumdaki IŞİD unsurları ile Türk ordusu ve Türkiye destekli isyancıların arasında yüzlerce kilometrelik bir mesafe bulunuyor.
Yine ajansın konuştuğu Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Suriye uzmanı Doçent Fabrice Balanche de mesafeye dikkat çekiyor:
"IŞİD El Bukemal bölgesine yakın, bu da Türkiye ile arasında 400 kilometreden fazla mesafe var demek. Bu uzaklığa Türkiye'nin ulaşması imkansız. Amerikan askerlerinin ayrılmasından sonra buradaki IŞİD yapılanması ile Suriye ordusu ve Iraklı Şii milisler ilgilenecektir.
"Türkiye, kendi sınırında yer alan İdlib'deki El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir el Şam örgütünü bile ortadan kaldırmayı başaramadı. Nasıl olup da isyancılarla birlikte IŞİD'i ortadan kaldırabileceğini öngöremiyorum."
Balanche'a göre, Türkiye, en fazla Suriye ile sınırını kapatarak, IŞİD'in yeniden canlanmasını engelleyebilir ve tıpkı El Bab'da yaptığı gibi nokta operasyonlarla örgüte zarar verebilir.
İstanbul merkezli Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi'nin (EDAM) başkanı olan Sinan Ülgen de Türkiye sınırı ile IŞİD unsurları arasındaki mesafenin "ciddi bir problem" teşkil ettiği görüşünü paylaşıyor.
AFP'ye konuşan Ülgen, "Cephe ile Türkiye sınırı arasında böyle bir mesafe bulunuyorken, Türkiye'nin nasıl bir askeri harekat planı içinde olduğu belirgin değil" diyor.
"Türkiye'nin asıl amacı YPG'yi hedef almak"
İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Chatham House'dan Lina Khatib, Erdoğan'ın Trump'a elinde bir plan olmadan IŞİD ortadan kaldırma sözü verdiği görüşünde.
Khatib, Türkiye'nin bu noktadaki asıl amacının, "ABD'nin çekilmesi fırsatını kullanarak YPG'yi hedef almak" olduğu görüşünde:
"IŞİD'i ortadan kaldırmak, ancak içinde sosyo ekonomil ve siyasi unsurların da yer aldığı kapsamlı bir strateji mümkün ki bu strateji şu anda mevcut olan IŞİD karşıtı askeri koalisyonda bile bulunmuyor."
Khatib'e göre, eğer Türkiye IŞİD ile kendi askeri mücadelesi sonrası cepheyi, askeri anlamda cihatçılardan daha güçsüz olan Özgür Suriye Ordusu'na bırakırsa, sonuç çok iyi olmayacaktır.
Lina Khatib'e göre bu tür bir planlama, "Türkiye'yi IŞİD'in intikam saldırıları ile karşı karşıya bırakabilir."