T24 / ÇEVİRİ
Ahmet Altan’ın ‘’Son Oyun’’ romanı, 26 Ocak’ta Edizioni E/O yayınevi tarafından İtalya’da ‘’Scrittore e assassino’’ (Yazar ve Katil) adıyla yayımlandı. ‘’La Stampa’’ gazetesi, 28 Ocak sayısında Marta Ottaviani’nin kaleme aldığı kitap eleştirisiyle birlikte, 23 Eylül’den beri Silivri 9. No’lu Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ahmet Altan’la avukatları aracılığıyla yapılmış bir söyleşiye de yer verdi. Ahmet Altan, söyleşide, "Şu anda 140'dan fazla gazeteci hapiste. Türkiye'de ve Avrupa'da hapiste olan tek romancı benim bildiğim kadarıyla" dedi. "Türkiye'de bütün muhalif yazarların içeriye atıldığı bir dönem geçiyor" diyen Altan, "Bunun ne kadar süreceğini şimdilik bilmiyoruz. Ben hapishanede yeni kitap yazmakla uğraşıyorum ve İtalya’dan 'Yazar ve Katil' ile ilgili iyi haberler bekliyorum" ifadesini kullandı.
Söyleşinin Türkçesi şöyle:
-- Sayın Altan, kitabınızda başkarakterin ismi yok. Geldiği kasabanın da ismi yok. Burasının Türkiye olduğunu sadece diğer karakterlerin isimlerinden, yemeklerden, rakıdan ve saire anlıyoruz. Neden böyle olmasını tercih ettiniz?
ALTAN: Çünkü bu kitapta rastlanan psikolojik ve siyasi çatışmalar, kıskançlıklar, ihtiraslar dünyanın her tarafında görülebilecek olaylar. Evrensel niteliğe sahip. Bu yüzden isim yok.
-- Kitapta tuhaf bir Tanrı algısı var. Başkarakter Tanrı’yla çok açık konuşuyor. Müslüman bir ülkede yaşamanıza rağmen bir camiden değil bir kiliseden söz etmeyi seçmeniz de beni çok etkiledi. Bu kararı niye verdiniz? Bu tercihin sembolik bir değeri var mı?
ALTAN: Bir yazar Tanrı’yı büyük bir meslektaşı olarak görür. Tanrı’ya inanıp inanmaması bu yaklaşımı değiştirmez. İnsanların sahip olduğu Tanrı kavramı, büyük bir yaratıcının, büyük bir yazarın tanımına uyar. Bu nedenle kitapta bir yazarın Tanrı ile iki meslektaş olarak konuşması bence eğlenceli ve hattâ olağan bir olaydır.
Kasabada eskiden kalma bir cami yok . Tarihî bir kilise var; o yüzden kiliseyi yazdım.
-- Romanda biri ötekinin düşmanı... Farklı gruplar birbiriyle mücade halinde. Bu durum Türkiye’deki mevcut durumla karşılaştırılabilir mi?
ALTAN: Tabii ki karşılaştırılabilir. Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmelere çok benzeyen bu olaylar çok daha önce romanımda yer aldı.
-- Şimdi birçok diğer gazeteci ve entelektüel gibi haksız yere hapistesiniz. Öncelikle nasılsınız? İkincisi, şu anda Türkiye’deki durumu tarif etmeniz gerekse ne söylersiniz?
ALTAN: Şu anda 140'dan fazla gazeteci hapiste. Türkiye'de ve Avrupa'da hapiste olan tek romancı benim bildiğim kadarıyla.
Türkiye'de bütün muhalif yazarların içeriye atıldığı bir dönem geçiyor. Bunun ne kadar süreceğini şimdilik bilmiyoruz. Ben hapishanede yeni kitap yazmakla uğraşıyorum ve İtalya’dan ‘’Yazar ve Katil’’ ile ilgili iyi haberler bekliyorum.