Politika

Ahmet Davutoğlu: Mahmud Abbas ile görüşmemiz iptal edildi, hangi müdahale ile olabileceğini tahmin ediyorum

14 Ağustos 2024 21:15

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, yarın TBMM’de konuşacak olan Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın kendisi ile görüşeceğini ancak görüşmenin iptal edildiğini söyledi. Davutoğlu, "Sağlık olsun ama bunun hangi müdahale ile olabileceğini tahmin ediyorum. Engelleyenlere de sağlık olsun. Yarın Mahmud Abbas'la görüşseydim söylemeyi düşündüğüm şeyi buradan kendisine ve Cumhurbaşkanına hitaben söylüyorum; ‘Yarın Sayın Mahmud Abbas TBMM'ye başı dik çıkmalı ve şu ifadeyi kullanmalı; ‘Gazze'nin de Cumhurbaşkanı olarak Gazze'ye gitmek istiyorum. Gazze'deki katliamı, soykırımı dünyaya göstermek ve yerinde görmek üzere İslam ülkeleri liderlerini de benimle beraber Gazze'ye gelmeye davet ediyorum' desin” dedi.

Gelecek Partisi Genel Merkezinde 'Hayatını Özgür Filistin Davasına Adamış Şehitleri Anma Programı' düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda Hamas lideri Haniye ve Filistin'de hayatini kaybedenler için dua okundu. Gelecek Partisi Gençlik Politikaları Başkanı Mustafa Çakmakçı, Gazzeli gençler, Hamas Türkiye sorumlusu Musa Akkari, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ,  Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan ve son olarak Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu konuşma yaptı. 

"Bizlerin sorgulaması gereken bu tabloda nerede olduğumuz"

Gelecek Partisi Gençlik Politikaları Başkanı Mustafa Çakmakçı şunları söyledi:

"Gazze 20 yıldır abluka altında. Dünya'nın en büyük açık hava hapishanesini, dünyanın en büyük mezarı haline getirmeye çalışanlara karşı Gazzeli kadınlar, çocuklar, gençler on yıllardır bu zulme karşı sabırla direnmeye devam ediyorlar. Bizlerin sorgulaması gereken bu tabloda nerede olduğumuzdur. Gazze'nin gençlerinin şu anda eğitim görecekleri bir eğitim yuvası da, tedavi görecekleri bir hastane de, başlarını sokacak bir evleri de yok."

"Yaşadıklarımız arasında en zor şey ölüm değil duyguların zorluğu"

Gazzeli gençler ise yaptıkları konuşmalarda şu ifadelere yer verdi:

- "Gerçekten neler olduğundan haberiniz yoktu. Acılar anlatılmaz yaşanır. Yaşadıklarımız arasında en zor olan şey ölüm değil duyguların zorluğudur. Ailenden birisinin kaybolması, başına ne geldiğini bilememek ölümden daha büyük bir acıdır. Hapishaneden çıkan gencin yaşadığı işkence ve acılardan dolayı annesi tarafından tanınmaması ölümden daha acı."

- "İsmail Haniye'yi anıyoruz keşke anmıyor olsaydık. Keşke şehit olmadan önce İslam aleminden ona bir el uzatılıp destek olunsaydı. Keşke bambaşka bir atmosferde toplanıyor olsaydık."

- "İsrail'in hâlâ anlamadığı şey şu ki; bizim liderlerimiz ölse de bin lider daha doğar Filistin özgür oluncaya kadar. İsmail Haniye'nin kim olduğunu anlatmak istiyoruz; evet Haniye Hamas'ın lideri ama Filistin'in seçilmiş bir başbakanıdır aynı zamanda. Filistin halkı iradesini kullanarak Haniye'yi seçti ve başbakanlık yaptı. Onun için bu suikast sadece Hamas'a yapılmamıştır bütün Filistin halkına yapılmıştır. Sağdan soldan bazı sesler geliyor ve Hamas'ın terörist olduğu söyeniyor, asla öyle değil. Ben buradan Netenyahu'ya da seslenmek istiyorum; siz ne yaparsanız yapın bizler Mescid-i Aksa özgür oluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz, asla vazgeçmeyeceğiz."

Gazzeli genç konuşmasının ardından Davutoğlu'na Mescid-i Aksa'nın toprağını hediye etti. 

"Bizler şayet fikirler ölürse o zaman ağlarız"

Hamas Türkiye sorumlusu Musa Akkari şu ifadeleri kullandı:

"Bizler şehitlerimiz için ağlamıyoruz. Bizler şayet fikirler ölürse o zaman ağlarız. Bir fikri yüz bin bomba öldüremez. Bir fikir uğruna şayet mücadele devam ediyorsa o fikir yaşamaya devam edecektir. Şehitlerimizin kanı bize Mescid-i Aksa'nın özgürleştirilmesine yakınlaştırıyor. İsrail her seferinde tarih okumasında bir hata yapıyor. Her seferinde İsrail'in tekrar ettiği şey uzman olduğu insanların öldürülmesi meselesini tekrarlıyor. Benim kaburga bölgemin tamamı kırıklarla doludur. Lakin fikrimizi, ideolojimizi kırabildiler mi? Bizler her gün televizyonlarda insanların katledildiğini, çocukların yakıldığına yeni bir katliamın gerçekleştiğine şahit oluyoruz. Bu fikir, ideoloji ne kelle keserek ne de vücudu ortadan ikiye ayırarak ortadan kaldırılabilir."

"Bizim liderlerimiz ölümden, tatlı hayatlarını bırakmaktan korkuyorlar"

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ şunları söyledi:

"Biz zannediyoruz ki bu Filistin'in kavgası. Bizim de ilk mescidimizin kavgası. Değil... Bu Ürdün'ün de, Lübnan'ın da, Mısır'ın da, Irak'ın da, İran'ın da ve Türkiye'nin de kavgası. Aynı zamanda tüm Müslümanların hatta Hristiyanların kavgası. Bence son yüz yılın en büyük kahramanları arasında Filistinliler var. Bugün yapıla tek kelimeyle bir soykırım. Bir direniş sergiliyorlar fakat arkalarında İslam dünyası var mı? Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlere bakıyorsunuz doğru dış politikalarla yönetmedikleri için bugün İsrail'in şımarıklığına zemin hazırladılar. Bu iklimi doğuran, Türkiye'yi yönetenlerdir. Haniye'nin cenazesine önce Sayın Erdoğan'ın gitmesi lazımdı. Necip Fazıl; 'ölüm güzel olmasaydı hiç ölür müydü peygamber' diyordu. Hepimiz öleceğiz, kaç sene yaşayacağız? Çok yaşayan 100'e kadar yaşıyor. Bizim liderlerimiz korkaklar. Ölümden korkuyorlar, tatlı hayatlarını bırakmaktan korkuyorlar. Filistinlileri ölümden korkmadıkları için şükranlarımızı arz ediyoruz."

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan ise, "Çok güzel konulara temas edildi. Ben Filistinlilerden helallik istiyorum. Siz imtihanınızı en güzel şekilde verirke biz bu imtihanı güzel bir şekilde verebilmiş olsaydık bugün bu toplantıyı yapmıyor olurduk. Bir millet düşünün 315 gündür bombalanıyorlar. Bir gün evlerini kaybediyorlar, bir gün okullarını, camilerini kaybediyorlar ama tek bir santim mücadelelerinden taviz vermiyorlar" dedi.

"Lider o kişidir ki temsil ettiği halkın kaderini yaşar"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Lider o kişidir ki temsil ettiği halkın kaderini yaşar. Onlar açsa o da aç kalır, onlar mağdursa o da mağdur olur, onlar şehit olmuşsa o da şehit olur. İsmail Haniye'nin gerçek büyüklüğü halkının kaderini yaşamış olmasıdır. Haniye'nin cenazesinde hüznüm islam dünyası adınaydı. Kudüs bütün bir İslam dünyasının sembolü, Mescid-i Aksa ilk kıblemiz. Kudüs için şehit düşmüş o kahramanın cenazesinde tek bir İslam ülkesi lideri yoktu. Yazıklar olsun. Meseleyi İran- İsrail çatışması olmaktan çıkarmak için ısrar ediyorum. Barış için ısrar ediyorum. Bir cihat çağrısı yapılsın diye değil. Bölgesel bir savaşı engellemenin yolu İran- İsrail çatışması olmaktan çıkarmak. Onun için vizyon lazım, cesaret edemediler. Mahmud Abbas şu anda Türkiye'de ama Haniye gelemedi. Haniye bütün o liderleri cennette bekiyor, hepsinin yakasına yapışıp 'ben şehit edildiğimde cenaze namazımda neredeydiniz' diye hesap sormak için bekliyor. Ne faydası var şimdi?

"Kimse diplomatik bir konuşma beklemiyor artık"

Filistin Büyükelçiliğinden Mahmud Abbas geldiğinde görüşme talebinde bulunduk. Mahmud Abbas 'sizinle görüşmekten şeref duyar' denildi. Dün sabah ise Filistin Büyükelçiliği özel kalemimizi arayarak Mahmud Abbas'ın yarın 12'de benimle görüşmek istediğini söylediler. Dün gece yarısı, artık ne tür bir müdahale oldu bilmiyorum, Filistin Büyükelçiliği, Abbas'ın programının çok yoğun olması sebebiyle benimle görüşemeyeceğini ifade ettiler. Sağlık olsun ama bunun hangi müdahale ile olabileceğini tahmin ediyorum. Engelleyenlere de sağlık olsun. Yarın Mahmud Abbas'la görüşseydim söylemeyi düşündüğüm şeyi buradan kendisine ve Cumhurbaşkanına hitaben söylüyorum. Yarın Sayın Mahmud Abbas TBMM'ye başı dik çıkmalı ve şu ifadeyi kullanmalı; Ben BM Güvenlik Konseyi kararı ile tescil edilmiş olan ve BM Genel Kurulu'nda ilan edilen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas. Gazze toprakları Filistin toprakları olduğuna göre Gazze'nin de Cumhurbaşkanı olarak Gazze'ye gitmek istiyorum. Ve oradan da İslam dünyasına bir çağrı; Gazze'deki katliamı, soykırımı dünyaya göstermek ve yerinde görmek üzere İslam ülkeleri liderlerini de benimle beraber Gazze'ye gelmeye davet ediyorum' desin. Liderlik budur. Kimse diplomatik bir konuşma beklemiyor artık."