Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, İstanbul Cihangir'de Radiohead etkinliği düzenleyen Velvet Indieground adlı plakçıya yönelik düzenlenen saldırının faili D.B'nin, "Bu mekânın karşısı Fransız Sokağı. 40 yıldır burada oturuyorum. Benim içki ile sorunum olsa benim o zaman Fransız Sokağı’na her gün önünden geçiyorum dalmam gerekiyordu" ifadesiyle ilgili olarak, "Ey Firuzağa çakalı, sıkıyı görünce ağlaşmaya başladın; iki dakika delikanlı ol, ciğerimi ye" dedi.
Ahmet Hakan'ın, "İki dakika delikanlı ol, ciğerimi ye" başlığıyla yayımlanan (22 Haziran 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Ey Firuzağa çakalı!
Baskın verirken bağırıp çağırıyordun.
“Ramazanda içki içilir mi ulan” diye efeleniyordun.
Pek karşı koyan olmayınca daha da coşuyordun.
Masa, sandalye deviriyordun.
Vurup kırıyordun.
Dövüp yaralıyordun.
Tehditler savuruyordun.
Kısacası...Baskını verirken gayet delikanlı, gayet dayı, gayet cengâver, gayetkorkusuz, gayet pervasız, gayet saldırgan, gayet küfürbaz, gayet tavizsiz,gayet cüretkâr, gayet serdengeçti görünüyordun.
Fakat ne zaman ki...
Karakola çekildin.
Sıkıyı gördün.
İnceden sıkıştırıldın.
Anında çark!
Başladın ağlaşmaya:
Ama önce onlar benim eşime laf attı.
Ama ben vurmayacaktım, sadece konuşacaktım.
Ama ben ramazanda içkiye karşı olsam Fransız Sokağı’nı basmaz mıyım?
Ama ben...
Ama ben...
Ey Firuzağa çakalı!
Kasımpaşa’da bir söz vardır.
Şöyledir:
İki dakika delikanlı ol, ciğerimi ye!
Keşke "Allah Türkiye'den yana deseydiniz" Binali Bey
Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında “Allah bizden yana” diye slogan atan gençlere şöyle demiş:
“Gençler! Hiç merak etmeyin! Allah da bizden yana, millet de...”
Bu cevap, çok kötü bir cevap olmuş.
Böyle bir cevap nedeniyle...
Oyunu AK Parti’ye vermemiş bir yurttaşın kalbine “Ne? Demek Allah onlardan yana” falan diye en küçük bir şüphe kırıntısı düşse ve imanında minicik bir zayıflama olsa...
Binali Bey bunun sorumluluğunu nasıl üstlenecek?
Ayrıca...
“Allah bizim partiden yana” diye imada bulunmak...
Siyasetçilerin yaptıkları ve yapacakları her türlü yanlışa Allah’ı ortak etmek anlamına gelmez mi?
Binali Bey keşke “Allah bizden yana” demek yerine...
“İnşallah Allah Türkiye’den yanadır” deseydi.
Zulmün simgesiyken mazlumluğun simgesi haline gelen marş
10. Yıl Marşı, eski Türkiye’nin en sinir bozucu marşıydı.
“Vur patlasın çal oynasın” bir eğlencenin en hararetli kısmında bu “marş” devreye girerdi.
Böylece bu marş aracılığıyla toplumun bir bölümü, başka bir bölümüne sopa sallamış olurdu.
Önceki gün CHP’liler, Bolu’da İl Milli Eğitim Müdürü’nün 10. Yıl Marşı’nı yasaklamasını protesto etmek için gösteri düzenledi.
Bu gösteriye polis çok acımasız, çok zalimce, çok orantısız bir şekilde saldırdı.
Bu işler böyledir:
Bir zamanların zulüm simgesi olan bir marş, bakarsınız bir anda mazlumluğun simgesi haline gelmiş!
Bu marş ırkçı değil mi?
10. Yıl Marşı için...
“Irkçı bir marş” demiştim.
Bazı okurlarım...
“Ceddin deden, neslin baban/Hep kahraman Türk milleti” şeklindeki mehter marşını hatırlatıp...
“Buna bir diyeceğin yok mu?” diye soruyorlar.
Diyeceğim şudur:
O marş, bu marşın emmioğludur.
Camiden uzaklaştıran ve camiye yakınlaştıran
Diyanet İşleri Başkanlığı, bazı camilerde çocuklar için işte bu tür oyun alanları oluşturmaya başlamışlar.
Amaç:
Çocukları camiye ısındırmak...
Bu uygulama yaygınlaşırsa...
“Camiye gitmiştim, yaramazlık yaptım diye kulağımdan tutup attılar” türü çocukluk anıları tarihin çöp sepetinde kalacak.
Ne güzel!
“Namaz kılmayan hayvandır” türü yaklaşımlar, insanları camiden ne kadar uzaklaştırıyorsa...
Bu tür uygulamalar da camiye o kadar yaklaştırıyor.
Tebrikler Diyanet İşleri Başkanlığı!
Yeni bir Gezi olursa sorumlusu kim olacak?
Dış mihraklar mı?
Otpor mu?
Faiz lobisi mi?
Almanya mı?
Putin mi?
İngilizler mi?
Fransızlar mı?
Paralelciler mi?
Amerika mı?
BBC mi? CNN mi?
Kim olacak?
Kim? Kim? Kim?
Baştan söyleyin de...
Bilelim.
