Medya

Ahmet Hakan'dan Orhan Bursalı'ya: Benim günahım çok, kabahatim çok, eksiğim çok, ama...

"Beni tehdit eden müptezeller için bile demedim bunu"

28 Ocak 2017 12:39

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Cumhuriyet yazarı Nuray Mert'in gazetesine yönelik eleştirileri üzerinden Orhan Bursalı ile girdiği polemikle ilgili yeni bir cevap daha verdi. Hakan, "Var ya, bunlar iktidara gelseler tetikçi Cem Küçük türü herifleri aratmazlar" sözlerine tepki gösteren Bursalı'ya, şu karşılığı verdi:

"Kalkmış bana 'Sen de şunu yapmadın mı, sen de buna sessiz kalmadın mı?' falan diye cevap veriyor. Orhan Bursalı Bey... Benim günahım çok, kabahatim çok, eksiğim çok. Ama Allah’a çok şükür... Hayatımın hiçbir döneminde herhangi bir yazar için 'Kapının önüne koyulsun' demişliğim yok. Bana küfreden, hakaret eden, tehdit eden müptezeller için bile demedim bunu."

 

Ne olmuştu?

 

Cumhuriyet gazetesinin gelenekçi çizgisini temsil eden bazı yazarları, köşe komşuları Nuray Mert'in "Birileri Atatürk’ü demokrasinin, özgürlüklerin önüne geçirip, tartışmanın konusu yapılmasına izin vermiyordu, siz de aynı şeyi yapıyorsunuz, belli ki daha da yapacaksınız" ifadesine tepki göstermişti.
Gazetenin yazarlarından Orhan Bursalı, söz konusu yazının ardından "Nuray Mert’in kapının önüne konması lazım" görüşünü dile getirirken, Erdal Atabek de "Aydınlanma ve Rönesans felsefesinin yazarın da çok iyi bildiği ilkeleri ile Türkiye’nin 14 yıl boyunca sürüklendiği din toplumu arasında gündüz ve gece kadar fark vardır. Bunu görmezden gelmek, küçümseyen bir tavır takınmak yanlıştan da öte bir aymazlıktır" ifadesini kullanmıştı.

Mine Kırıkkanat ise sosyal medyada hesabında Atabek'in dünkü (23 Ocak 2017) yazısını paylaşarak "Çok yaşa Erdal Atabek hocam! Onuru geçin, Nuray Mert'in gıdım gururu varsa istifa etsin. Cumhuriyet'te istenmiyor" demişti.

Nuray Mert, köşe komşularının tepki gösterdiği yazısında şu ifadelere yer vermişti: 

"Cumhuriyet’in asıl sahibi biziz diyerek yol alıyorsunuz, sonuçta hedeflediğiniz, güvendiğiniz siyasi liderin tüm gücü eline alacağı sistemi inşa etmek. Birileri Atatürk’ü demokrasinin, özgürlüklerin önüne geçirip, tartışmanın konusu yapılmasına izin vermiyordu, siz de aynı şeyi yapıyorsunuz, belli ki daha da yapacaksınız. Böyle olunca tabii ki tek parti hukukunu savunuyorsunuz, sadece partinin ve liderinin adı ve meşrebi farklı, olay bundan ibaret."