Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, SADAT'ın kurucularından Adnan Tanrıverdi'nin AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bir dönem danışmanlığını yaptığını belirterek, "Aslında, hem tırnak içinde “küresel İslami misyon” hem SADAT’ın askeri ilişkilerle iç içe yapısı, problemli durumun henüz ortadan kalkmadığı gibi bir durumu gündeme taşıyor.
İslam coğrafyası, Asya’dan Afrika’ya uzanan nerede ise tüm alanlarda, sıcak günler yaşıyor. Savaşlar, iç çatışmalar, yönetim – sistem değişiklikleri vs… Tüm bu olaylarda gerek kurumsal olarak ordular gerekse başka silahlı örgütler etkili oluyorlar. Bunların bir kısmına Türkiye de müdahil oluyor. Diyelim Suriye’de Özgür Suriye Ordusu’nun yapılanmasına Türkiye yön verdi. Olayın SADAT gündemini ilgilendiren bölümü, SADAT’ın başka silahlı operasyonlarda devreye girip girmediği ile ilgilidir. O yönde iddialar var, suçlamalar var" diye yazdı.
SADAT hakkında muhalefetin iddiaları olduğunu kaydeden Taşgetiren, "Ancak böyle bir konunun, sadece muhalefetin gündeminde olmayacağı açık. Türkiye’nin ilgilendiği coğrafyanın, dünyanın bütün büyük güçlerinin ilgi alanı olduğu da çok belli. SADAT’ın “Mehdi’nin gelişine hazırlanması”nı öngördüğü coğrafyanın da küresel güçlerin ilgi alanı içinde olduğu görmezden gelinemez.
Bu noktada Türkiye’nin politikaları ile SADAT – ASSAM yaklaşımları ne ölçüde örtüşüyor, her iki mecrada çalışmalar varsa bunlar nerede buluşup – ayrışıyor ve tüm bunlar küresel güçlerin raporlarına nasıl giriyor, bunlar önemli diye düşünüyorum.
İslâm davası - silahlı güç – Türkiye – Dünya kelimeleri bir araya geldiğinde muhtemel riskleri de göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Türkiye, daha doğrusu Ak Parti iktidarı, önce desteklediği Mavi Marmara’nın arkasından sonra çekildi. Neden acaba? Neden bir gün İHH problemli yapı halinde görülmeye başlandı? Asıl soru şudur: SADAT’la ilişkinin neresine kefildir iktidar?" ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...