Politika

Aile Bakanı Göktaş: İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli!

"Fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de göz önünde bulundurarak, 16 yaşından küçük çocuklarımız için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz"

16 Aralık 2024 00:03

Güncelleme: 16 Aralık 2024 00:21

T24 Haber Merkezi
 
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Biz, kadına yönelik şiddetle kapsamlı bir mücadele yürütürken bugün ne yazık ki bu mücadelemiz ısrarla İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsediliyor. Sözleşmeden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli bir yorumdur. Bu iddia herhangi bir bilimsel veriye de dayanmamaktadır" dedi.

Bakan Göktaş, TBMM Genel Kurulunda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı. Göktaş, "Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde bir Nüfus Politikaları Kurulu oluşturuyoruz. Bu kurulla nüfus politikalarını bütüncül yaklaşımla ele alarak ulusal bir Nüfus Eylem Planı hazırlayacağız. Bakanlığımızda yeni kurduğumuz Aile ve Nüfus Politikaları Daire Başkanlığıyla da bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.

Kadını ve aileyi birbirinin karşıtı, rakibi gibi gösteren yaklaşımların doğru olmadığını vurgulayan Göktaş, aileyi ve kadını, birbirini güçlendiren, birbirine güç veren, toplumun iki temel unsuru olarak nitelendirdi.

"Kadın savunmak ile aileyi korumak arasında sahte çatışmalara müsaade edemeyiz"

Kadınların güçlenmesinin, toplumun ve ailelerin güçlenmesi anlamına geldiğini ifade eden Göktaş, kadının şiddet gördüğü bir ortamda güçlü aile bağlarından ve toplumsal huzurdan söz edilemeyeceğini öne sürerek, şöyle devam etti:

"Kadınlar özgürse, hakları korunuyorsa, o ailede çocuklar sevgi dolu bir ortamda büyür. Kadınlar eğitimli ve güçlü olduklarında, geleceğe güvenle bakan nesiller yetişir. Sağlıklı ve güçlü ailelerde kadınlar var olan potansiyellerini daha iyi açığa çıkarır. Bu nedenle kadınların haklarını savunmak ile aileyi korumak arasında sahte çatışmalar yaratılmasına asla müsaade edemeyiz. Nitekim, sağlam temeller üzerine kurulu bir aile yapısı bugünün değil, yarının da garantisidir. Bu nedenle aileyi korumak bir tercihten öte, toplumsal varoluşumuzun da teminatıdır. Biz içinde sevgi, saygı, merhamet, sorumluluk ve dayanışmanın olduğu aileleri korumayı ve güçlendirmeyi önemsiyoruz. Hedefimiz her ailenin bu değerler doğrultusunda güçlü ve sağlıklı olmasıdır."

16 yaşından küçük çocuklar için sosyal medya düzenlemesi

Avustralya, İspanya, Norveç, Fransa, ABD ve Güney Kore gibi birçok ülkenin, çocukların sosyal medya kullanımına yönelik yasal düzenlemeleri gündeme aldığını ve hayata geçirdiğini hatırlatan Göktaş, şunları kaydetti:

"Çocuklarımız için dijital medya ve oyun platformlarına dair yasal bir düzenlemenin yapılmasının artık elzem olduğunu gördük. Fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de göz önünde bulundurarak, 16 yaşından küçük çocuklarımız için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz. Bakanlığımızın öncü rolü ve tüm tarafların aktif katılımıyla hayata geçirilecek bu yasal düzenlemeyle çocuklarımıza daha güvenli bir dijital dünya sunmak istiyoruz."

"Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadı"

Kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir projeyi daha hayata geçireceklerini vurgulayan Göktaş, "Vakalara müdahale gücümüzü artırmak adına, İçişleri Bakanlığımızla işbirliğinde, ALO 183 Şiddetle Mücadele Hattı'nı, 112 Acil Çağrı Merkezi'ne entegre ediyoruz. Böylece, kolluk kuvvetlerimiz ve sağlık kuruluşlarımız ile eş güdümümüzü güçlendirerek, vakalara daha etkin ve hızlı müdahale edeceğiz." ifadesini kullandı.

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) ile yaklaşık 2 milyon kişiye şiddetle mücadele alanında rehberlik ve danışmanlık hizmeti verildiğini, ülke genelinde 149 kadın konukevinde, kadınlara korunaklı bir yaşam alanı sunduklarını anlatan Göktaş, şunları aktardı:

"Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz bir insan hakları mücadelesidir. Biz, kadına yönelik şiddetle kapsamlı bir mücadele yürütürken bugün ne yazık ki, bu mücadelemiz ısrarla İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsediliyor. Ülke olarak, kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi ona bağlı olarak da kesintiye uğraması asla söz konusu değildir. Sözleşmeden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli bir yorumdur. Bu iddia herhangi bir bilimsel veriye de dayanmamaktadır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim. Bu güçlü kanunumuzun, etkin bir şekilde uygulanmasının en yakın takipçisi yine biziz."