Polis tarafından DHKP-C'ye yönelik olduğu gerekçesiyle yapılan operasyon kapsamında gözaltına alınanların sorgusu sürüyor. Dün adliyeye sevk edilen 40 kişiden 11'i savcılık sorgulaması sonrası serbest bırakılırken aralarında ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay'ın da bulunduuğu avukatların sorgusu sürüyor.
Gözaltında tutuldukları Terörle Mücaele Şubesi'nden dün adliyeye sevk edilen 40 kişi ilk olarak savcılığa çıkartıldı. Emniyet tarafından yapılan açıklamada "ajanlık" suçlaması yöneltilen avukatlardan 2'si savcılık tarafından serbest bırakıldı.
Savcılık tarafından tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilen avukatların savunmasını üstlenen avukatlar, 'ajanlık' suçlaması ile ilgili soru sorulmadığını, avukatların katıldığı işçi eylemlerine ve öğrencilik yıllarında katıldıkları bazı eylemlere neden katıldıklarının sorulduğunu söylediler.
İfadeler
Ankara'da gözaltına alınan Betül Vangölü Kozağaçlı ifadesinde, “Gözaltına alınırken kötü muameleye maruz bırakıldım. Zorla tükürük örneğim alındı. Avukatlık mesleğimi yaparken, işkenceye karşı geldiğim için bu konuda çeşitli davalar açtığım için cezaevindeki kötü muamelelere karşı kişilerin ve yakınlarının haklarını savunduğum için emekçilerin, memurların, öğrencilerin haklarını savunduğum için, polis kurşunuyla öldürülenlerin ailelerini savunduğum için, kolluk tarafından kin duyulan, ortadan kaldırılması gereken bir hedef haline geldim. Gözaltı takiplerinde hukuksuzluğa izin vermediğim için tehdit edildim. Birtan Altınbaş, Engin Çeber ve Soner Çankal davalarına katıldım. Benim gibi düşünen bir çok avukat ile haraket ettim." dedi.
Avukat Naciye Demir ise soruları, "DHKPC üyesi değilim.Herhangi bir yasadışı örgüt propagandası yapmadım. Halk Cephesi, Yürüyüş dergilerinin avukatlığını yapıyorum. Halk Cephesi yasal bir dergidir. Halkın Hukuk Bürosu üyesi değilim. Halkın Hukuk Bürosu'nun DHKPC ile irtibatının olmadığını biliyorum. Naciye Demir'e gizli tanık Çelik'in ifadeleri soruldu. Çelik'in “İsmini Naciye olarak biliyorum. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından biridir. Örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınanların dosyalarını takip eder, müdafiliğini yapar. Gözaltında bulunan şahıslara gözdağı vererek polis gözetimindeyken direnmelerini, susma hakkını kullanmalarını, hiçbbr şeye imza atmamaları talimatını verdiğini biliyorum” dediği ifade edildi. Naciye Demir ise şunları söyledi: “Müvekkillerime hukuki çerçevede yardımda bulunup, haklarını hatırlatıyorum. Bunlara uyup uymama kendilerinin bileceği bir iş. DHKPC üyeliği suçlamasıyla yakalanan veya diğer suçlardan yakalanan müvekkillerime özellikle dosyada gizlilik kararı bulunduğu takdirde susma hakkını kullanmalarını öneririm. Bu haktan faydalanmak onların bileceği bir iş." diyerek yanıtladı.
Demir katıldığı 43 eylemle ilgili soruya ise “Anayasal ve demokratik haklarımı kullanarak, ÇHD üyesi olarak bulunduğum, parti ve sendikaların katıldığı eylemlerdir. Bu eylemler suç içermemektedir. Bu eylemlerle ilgili suçlamaların dosyadan çıkarılmasını istiyorum. Bu eylemlerin bu şekilde resimlenerek arşivlenmesi hukuka aukırıdır. Dursun Karataş, İbrahim Çuhadar,Hasan Selim Gönen ve Erdal Dalgıç'ın cenazelerine katıldım. Bu 4 kişinin ailesinin avukatlığını yapıyorum. Cenaze defin işlemi bitene dek meslaeki faaliyetlerim kapsamında nezaret ettim." yanıtını verdi.
ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay sorgusunda "Gece saat 04.00 sıralarında büronun kapısı çalındı. Kim o diye sordum. Polis olduğunu söyledi. Savcının orada olup olmadığını sordum. Bana bir şey söyelemeden kapıyı kırmaya başladılar. 5 dakika sonra içeri girdiler. Saat 05.00 savcılar Adem Özcan ve İdirsi Kurt geldi. Avukat aramalarında savcı bulunmak zorunda dediğimde Adem Özcan, üzgün olduğunu, yolu karıştırdığını söyledi. Baro temsilcisine de haber verilmemişti. Arama işlemi bittikten sonra polis otosunda saldırıya uğradım. Araçta üzerime oturudular. Emniyette parmak izi alımı sırasında, üst arama sırasında kötü muameleye maruz kaldım. Onlarca polis üzerime çıktı. Ayaklarıyla üzerine bastılar. Zorla tükürük örneği aldılar. İki gün boyunca su ve şeker vermediler. Bir odaya avukat görüşme odasında Skytürk programında kendilerini işkenceci olarak niteleyip kötülediğimi söylediler. Uzun süredir polis tarafından tehdit ediliyordum. Şikayette bulunmuştum.
Büromuzda bir yıl önce dinleme cihazı bulduğumuz için sinyal arayıcı jammer cihazı aldık. Bu konuda savcılığa şikayette bulunmuştuk. Herhangi bir terör örgütüne üye değilim. Bu konudaki suçlamayı kabul etmiyorum." dedi.
Milletvekilleri adliyede
CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün ve İlhan Cihaner sorgulamaların sürdüğü gece boyunca adliyeden ayrılmadı. Hüseyin Aygün twitter üzerinden, "AKP ve polisin 'En büyük DHKP-C operasyonu' dediği gözaltılardan bir iddia: 'Avukat Ebru Timtik, Kâğıthane CHP ilçe Başkanını öldürme talimatı verdi'; polisin Holywood senaristlerine nal toplatan kurgusuna Kağıthane İlçe Bşknmız Avukat Zeynel Öztürk adliyeye gelip Ebru hanımın savunmasını yaparak cvp verdi; düşünsnize kurban katilini savunuyor:)" mesajını paylaştı.
Grup Yorum üyeleri serbest
Savcılık sorgulaması sonrası mahkemeye sevk edilenlerden, Av Gülvin Aydın, Av. Güray Dağ, Ali Aracı, Caner Bozkurt, İbrahim Gökçek, Selma Altın, İnan Altın, Özlem Kütük, Pınar Hanoğlu, Güneş Seferoğlu, Mehmet Emin Kaçmaz ve Damla Sandal serbest bırakıldı
Mahkeme, Kamile Kayır, Leyla Arıcı, Doğan Karataştan, Veysel Şahin, Yeliz Kılıç, Mahir Bektaş, Ali Şengül, Güven Usta, Elif Sultan Kalşen, Şafak Yayla, Özgür Aydın hakkında ise tutuklama kararı verdi.
Serbest bırakılanlar arasında Grup Yorum üyesi sanatçılar da yer aldı. Adliye dışında sorgulamaların sonuçlanmasını bekleyen kalabalık, serbest kalanları coşku ile karşıladı.
Mahkemeye çıkartılanlardan ise 7 kişinin denetimli serbestlik uygulaması doğrultusunda serbest bırakılmasına karar verildi. Mahkeme serbest bırakılanların bir hafta içinde 10 bin lira ödemesine
ödeyemedikleri taktirde tutuklanmalarına karar verdi.
Avukatların sorgusu sürüyor
Gece boyunca süren sorgulamaların ardından ÇHD üyesi avukatların sorgulaması büyük ölçüde tamamlandı. Mahkeme son olarak Avukat Efkan Bolaç'ın sorgusunu almaya başladı. Bolaç'ın avukatı Deniz Özbilgin, Bolaç'a yöneltilen sorularda en yeni belgenin 2000 yılına ait olduğunu, 1996 yılından kalma evraklar olduğunu ifade etti.
Mahkeme, Bolaç'ın sorgusunun ardından ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'yı dinlemeye başladı. Kozağaçlı'nın sorgulamasının tamamlanmasının ardından mahkemeninkararını açıklaması bekleniyor.