Takvim yaprakları 25 Nisan 2015'i gösterdiğinde Nepal'in başkenti Katmandu depremle sarsıldı. Richter ölçeğine göre 7,8 büyüklüğündeki deprem, son 80 yılın en şiddetlisiydi. 9 binden fazla kişi öldü, yarım milyondan fazla bina yerle bir oldu.
Saniyeler belirliyor
Yer sallanmaya başladığında bazen birkaç saniye ölüm ve hayat konusunda belirleyici oluyor. 5 – 10 saniyenin büyük fark yaratabildiğini belirten uzman Louis Schreier, bu süre içinde hastanelerin uyarılabileceğini, kurtarma ekiplerinin hazırlanabileceğini ve böylece insan hayatının kurtarılabileceğini kaydediyor.
Louis Schreier, Deutsche Telekom'un Kaliforniya'daki Silikon Vadisi'nde kurduğu inovasyon laboratuvarında görev yapıyor. Mesleği mühendislik olan Schreier, ekibi ve Kaliforniya Berkeley Üniversitesi'nin (UCB) deprem uzmanlarıyla birlikte yakın gelecekte depremlerde meydana gelen can kaybı sayısını azaltacak bir akıllı telefon uygulaması geliştirmiş. Uygulama "My Shake", Türkçesiyle "Depremim" adını taşıyor.
Uygulamanın resmi tanıtımı Barcelona’da başlayan Mobil Dünya Kongresi'nde (MWC) yapılıyor. Bundan birkaç gün önce başlayan resmi test aşaması bir yıl boyunca sürecek.
Uzman Schreier, "Akıllı telefonlardan oluşan bir ağın da profesyonel erken uyarı sistemleriyle boy ölçüşebilecek oranda veri sağlayabileceğini göstermek istiyoruz. Telefonların sensörleri daha az duyarlı olabilir. Bununla birlikte kitlenin yoğunluğu bunu dengeleyebilecek düzeyde" görüşünü savunuyor.
Depremde erken uyarı için sensörlerin kullanımı
"My Shake" modern akıllı telefonların donatıldığı sensörlerden yararlanıyor. Uygulama, daha ziyade fitness ve spor app'lerinin kullandığı hareket algılayıcısına sürekli erişim sağlıyor. Kullanıcıların algılamadığı sarsıntılar dahi böylece kaydediliyor.
Sözkonusu sarsıntıların salınım profilinin bir depreme uyduğu belirlenmesi halinde saat, yer ve sarsıntının şiddeti gibi veriler UCB'nin bir sunucusuna anonim olarak aktarılıyor. Burada analize tabi tutuluyor. Belli bir noktada bulunan kullanıcıların en az yüzde 60'ından sözkonusu verilerin ulayması halinde analiz yazılımı deprem sonucuna varıyor.
Uygulamanın şimdilik sarsıntıyı saptadığını belirten Louis Schreier, "Önümüzdeki yıllarda mevcut erken uyarı sistemlerinden de veriler elde edeceğiz. Böylece telefonları üzerinden uyararak insanların hayatlarını kurtarmayı amaçlıyoruz" diyor.
Toplum için yararı
Kaliforniya'daki araştırma laboratuvarı Deutsche Telekom tarafından finanse ediliyor. Akıllı telefonların dünya üzerindeki yaygınlığına dikkat çeken Deutsche Telekom basın sözcüsü Hüsam Azrak, "Uygulama mevcut teknolojiyi kullanıyor, depremin erken uyarısında yararlı oluyor ve toplum için yararlı" diyor.
Louis Schreier, "My Shake" uygulamasının henüz büyük ve profesyonel bir erken uyarı sistemine sahip olmayan deprem kuşağındaki ülkelerde kullanılmasını istiyor. Uzman, Nepal'i buna örnek gösteriyor. Schreier, "Aslında devletlerce kurulan erken uyarı sistemlerine benzer sensörlerden yararlanıyoruz. Bizim sismik ağımızın maliyeti daha düşük. O yüzden henüz erken uyarı sistemine sahip olmayan bir yerde devreye sokuyoruz" diye konuşuyor.
Schreier ve ekibi kullanıcıları araştırmaya aktif bir şekilde dahil ediyor. Buna "Citizen Science", Türkçesiyle yurttaş bilimi adı veriliyor. Vatandaşlar uygulamayı indirip ağın bir parçası olmaya, verilerini paylaşmaya ve uzun vadede bir yandan erken uyarı ihtimalini yükseltirken diğer yandan mevcut sistemi iyileştirmeye çağrılıyor.
Schreier, "Kamuoyu bu projenin bir parçası olmalı. Zira kamunun çıkarları gözetilerek uygulanıyor. Herkese yardım sunabileceğinden herkesi ilgilendiren bir program bu" diyor.
Teknik koşullar
Uygulamanın yazılımı, Kaliforniya'da geliştirildi. Kaliforniya, deprem kuşağında yer alıyor. Burada geçen yıl binlerce deprem meydana geldi. Birçoğu hissedilmiyor, herhangi bir can ve mal kaybına da yol açmıyor. Ancak Kaliforniya'nın bir deprem kuşağında yer aldığını sürekli hatırlatıyor.
"My Shake" uygulamasını önümüzdeki aylarda deneyebilmek için Kaliforniya'da yeterince akıllı telefon var ve bölge iyi bir şebeke altyapısına sahip. Hayat kurtarabilmek için düzgün bir altyapı ve çağdaş mobil cihazlar şart. Bu, uygulamanın kritik yönü olarak değerlendiriliyor.