Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunarak, "Erdoğan, Gezi olaylarına kaynaklık eden Taksim’deki Gezi Parkı’nı da, o bölgeyi de en iyi bilen; devletin en tepe noktasındaki bir kişi olarak Gezi olaylarında aktif rol üstlenen isimleri, olaylara karışan sıradan göstericileri Beştepe’de ağırlamalı. Olayların ilk günlerinde gece 04.00’lere kadar onların temsilcilerini büyük bir sabırla dinlediği gibi. Olayların üzerinden iki yıl geçtikten sonra. Şimdi yeniden dinlemeli. Kendisi de, olayların arka planındaki gerçekleri, o insanlarımıza anlatmalı" dedi.
Bir başka önerisinin daha olduğunu söyleyen Karahasanoğlu, "TBMM’nin anayasal prosedür tamamlandıktan sonra ilk icraat olarak siyasi tartışmalar içinde paralel yapının oluşturduğu kargaşa işinde.. Gerçekten çok aşırıya kaçılıp yazı ile, konuşma ile, çizgi ile işlenen suçlara bir af getirilmesi" ifadesini kullandı. "Teklifim; 1 Kasım öncesine bir sünger çekilmesi" diyen Karahasanoğlu, "Cumhurbaşkanı’mızdan gelecek böyle bir davet, böyle bir buluşma toplumsal uzlaşmaya da, büyük katkı sağlayacaktır" görüşünü dile getirdi.
Karahasanoğlu'nun Akit'te "Erdoğan, Gezi’cileri Beştepe’de ağırlamalı!" başlığıyla yayımlanan (4 Kasım 2015) yazısı şöyle:
Tayyip Erdoğan, Kasımpaşa’dan çıkan bir Cumhurbaşkanı..
Gezi isyanının ilk çıkış noktası ise, Taksim.
Kasımpaşa ile Taksim arasındaki mesafe, yürümelik 15 dakika..
Berkin Elvan, Okmeydanı’nda büyüyen bir çocuk.
Okmeydanı da, Kasımpaşa’nın hemen üstünde, 15 dakikalık mesafede..
Beyoğlu’nun sınır noktaları bunlar..
Hepsini aynı ilçe kabul edin..
Aynı mahalle kabul edin..
•
Gezi olaylarında, Tayyip Erdoğan’ın göstericilere yönelik sert açıklamaları, belki de o bölgenin insanı olmasından kaynaklanıyordu.
Bölgeyi bilen... Orada yıllarını geçiren bir siyasetçiye karşı..
En acımasız şekilde, en haksız noktadan, en ağır saldırılar söz konusu olunca..
Saldırıların hedefindeki kişi de..
Arkada yatan gerçekleri gördüğü için..
Olaylara karışanlar hakkındaki açıklamaları, biraz sert kaçmış olabilir.
Ama..
Olayların üzerinden, iki yıldan fazla süre geçti..
Bugün; 1 Kasım sonuçlarından da sonra geldiğimiz noktada..
Benim bir önerim var..
Tayyip Erdoğan..
Kasımpaşa’dan çıkan bir Cumhurbaşkanı olarak.
Gezi olaylarına kaynaklık eden Taksim’deki Gezi Parkı’nı da, o bölgeyi de en iyi bilen; devletin en tepe noktasındaki bir kişi olarak.
Gezi olaylarında aktif rol üstlenen isimleri, olaylara karışan sıradan göstericileri..
Beştepe’de ağırlamalı..
Olayların ilk günlerinde..
Gece 04.00’lere kadar onların temsilcilerini büyük bir sabırla dinlediği gibi..
Olayların üzerinden iki yıl geçtikten sonra..
Şimdi yeniden dinlemeli.
Kendisi de, olayların arka planındaki gerçekleri, o insanlarımıza anlatmalı..
2013 Haziran’ında da anlattığı.. Ama olayın sıcaklığı sebebi ile karşısındaki insanların anlamak istemediği..
Yaşadığımız süreç içersinde hepsi bire bir ispatlanan..
Uluslararası oyunları aktarmalı..
Gezi olaylarına katılan, herkesin gerçekleri kabul etmesini beklemiyorum..
Ama..
Kendisine “solcu” tanımlaması yapan..
Uluslararası emperyalist sistemin dışına çıkılması gerektiğinin farkında olan.
Bu ülke insanlarının..
Gerçeği kabul edeceğine inanıyorum.
2 yıllık süreçte yaşanılanlar..
Dövizdeki yükselişle, ülkenin kaybettiklerinin..
Borsadaki düşüşle uğranılan zararların..
Faizde yaşanılanlarla tüm milletin kaybettiklerinin..
Tümü ile ülke ekonomisinin yaşadıkları..
Gezi olaylarına iyi niyetlerle katılan büyük çoğunluğun da dikkatini çekmiştir...
İşte o iyi niyetli kesim ile.. Devletin tepesinin buluşmasını, önemsiyorum.
•
Seçim öncesinde idi..
Ulusalcı olduğu, her kurduğu cümleden belli olan, gazeteyi internetten takip eden bir okuyucu..
Eleştirilerini sıraladı..
Söz “Gezi olayları”na gelince..
“Orda aldatıldık” dedi.
Evet, bunu gören, ama söyleyemeyen, binler, on binler olduğundan eminim..
Cumhurbaşkanı’mızdan gelecek böyle bir davet. Böyle bir buluşma..
Toplumsal uzlaşmaya da, büyük katkı sağlayacaktır..
•
Bir önerim daha var.
TBMM’nin anayasal prosedür tamamlandıktan sonra..
İlk icraat olarak..
Siyasi tartışmalar içinde.. Paralel yapının oluşturduğu kargaşa işinde..
Gerçekten çok aşırıya kaçılıp..
Yazı ile, konuşma ile, çizgi ile işlenen suçlara bir af getirilmesi..
Bu suçların hedefi, büyük oranda Tayyip Erdoğan idi..
Ama, “En adice, en ahlaksızca, en şirret şekilde işlenen o suçların, yüzde 99’u soruşturulmamıştır” desem, yanlış olmaz.
Bu hem adalete olan güveni sarsıyor..
Hem de bir haksızlığa yol açıyor.
Çok daha ağır hakaretler savuranlara bir şey olmaz iken..
O hakaretlerin oluşturduğu tahrik ortamında, mahalle baskısına ayak uydurup yanlış ifadeler kullananların içinde, belki gerçek kışkırtıcılara göre çok daha masum kişiler, günah keçisi olarak takibata uğrayabiliyorlar..
Teklifim; 1 Kasım öncesine bir sünger çekilmesi..
1 Kasım’dan sonraki tüm hakaretlere ise.. Kanunların en tavizsiz şekilde uygulanması..
Twitter imiş, Facebook imiş!..
Şüphelilerin ilgili bilgilerini vermeyenlerin..
Hiç işi uzatmadan.. Hesap sayısı şu kadarmış, bu yoğunlukta sosyal medyada kullanılıyormuş itirazlarına hiç bakmadan..
Anında erişimlerinin engellenmesi..
Gerçekleştirilmeli.
Çünkü o suçların işlenmesine en büyük destek, şüphelinin kimliğine ulaşılmasında gerekli bilgileri vermeyen, o sosyal medya mecralarıdır.
Geçmişe sünger çekelim..
Ama..
Bugünden sonrasında, artık kanunların uygulanmasında, tavizsiz olalım..