Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, AKP, MHP ve CHP'nin parti içindeki yöneticileri nasıl seçtiğini yazdı. AKP ve MHP'de yöneticilerin atandığını söyleyen Uğuroğlu, CHP'ye ilişkin olarak, "En önemli özelliği teşkilatların yönetimlerine adayların kendi iradeleri ile aday olmalarıdır" dedi.
Uğuroğlu'nun "AKP atananlar, CHP seçilenler..." başlığıyla (19 Ocak 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
Partilerde demokrasi var mı yok mu? AKP ile CHP arasında genel başkanlar ve tüm teşkilatları ile genel merkezleri arasındaki en önemli fark şudur: AKP atanan, CHP seçilen siyasetçiler tarafından yönetilmekte.
CHP belde, ilçe ve il kongrelerini bitirdi ve 3-4 Şubat'ta Kurultay'ını yapacak. CHP'nin en önemli özelliği teşkilatların yönetimlerine adayların kendi iradeleri ile aday olmalarıdır.
CHP'ye kayıtlı üyeler 400 ilçe delegesini seçiyor. İlçe başkanlarının listelerinden 600 delege il başkanlarını ve Kurultay delegelerini seçiyor. Her ilin milletvekili sayısının iki misli delege kurultay için belirleniyor.
550 milletvekili olduğundan bin 100 delege seçilmiş partililer tarafından belirleniyor. Bu rakama Parti Meclisi'nin 60 üyesi ile milletvekilleri "doğal delege" olarak katılıyor.
Genel başkan adayı da 60 Parti Meclisi üyesinin yazdığı liste ile seçime katılıyor.
CHP'de Genel Merkez ya da Genel Başkan ilçe ve il teşkilat başkanları için aday çıkartmıyor. Adaylara da destek vermiyor.
İşte bu demokratik yapı nedeniyle CHP kongreleri adaylar arasında tartışmalara hatta bazen kavgalara neden olabiliyor.
CHP'de Kurultay'ın seçtiği 60 kişilik Parti Meclisi üyelerinin arasından Genel Sekreteri ve Genel Başkan Yardımcılarını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu seçiyor.
TBMM'de ise komisyon üyelerini ve Grup Başkan Vekillerini CHP milletvekilleri demokratik bir oylama ile belirliyorlar.
CHP'de parti içi demokrasinin son örneği de Muharrem İnce ve Ümit Kocasakal'ın Genel Başkan adayı olmalarıdır.
AKP'de durum nasıl
AKP ise ilçe kongrelerini tamamladı, il kongrelerinin ise Şubat ayı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. AKP tüzüğüne göre Büyük Genel Kurul 2 yıldan az 3 yıldan fazla olamıyor. 5. Olağan Büyük Genel Kurul 12 Eylül 2015'te yapıldığı için en geç 12 Eylül 2018'de 6. Büyük Genel Kurul'un yapılması gerekiyor.
Ancak Genel Başkan erken yapılması konusunda yetkili bulunuyor. Mart 2019'da yerel seçimler yapılacağı için Erdoğan, Genel Kurul tarihini daha öne alabilir.
AKP'de ilçe ve il başkanlarını da yönetimlerini de Genel Merkez yani Genel Başkan belirliyor. Bu yüzden AKP kongreleri il ve ilçelerde tek aday, tek liste ile yapılıyor.
AKP'de demokratik kurallar işlemiyor. Atama yöntemi ile tüm teşkilatlar, Genel Başkan, TBMM Grup Başkan Vekilleri, Komisyon Başkanları, AKP Genel Başkan Yardımcıları, Genel Sekreteri, Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan seçiyor.
Nitekim Bekir Bozdağ, "Tayyip'in Partisi" olarak AKP'deki bu tabloyu tescil de etmişti dönemin Adalet Bakanı olarak.
AKP'de parti içinde demokrasi yoktur. Örneğin Ahmet Davutoğlu, Erdoğan tarafından Genel Başkanlığa ve tabii Başbakanlığa atandı hatta seçim kazanmasına rağmen gerekçesiz şekilde Erdoğan tarafından azledildi.
Erdoğan, Genel Başkanlığa bu kez Binali Yıldırım'ı atadı ve tek liste ile gidilen olağanüstü genel kurulda Yıldırım, Genel Başkan seçildi Başbakan olarak atandı.
Anayasa değişikliği ile Erdoğan, Binali Yıldırım'ı Genel Başkanlıktan azlederek yine olağanüstü genel kurul ile aşkına yani AKP genel başkanlığına geri döndü.
MHP de atananlar partisidir
Erdoğan bu atama yöntemini o kadar benimsedi ki MHP Genel Başkanlığı'na da Devlet Bahçeli'nin atanmasına da müdahil olduğu yazıldı.
MHP neden AKP ile ittifak yapıyor? Çünkü MHP de atananlar partisidir. Kurultay'dan ve partinin delegelerinden Olağanüstü Kurultay yapmadan kaçan Devlet Bahçeli mahkeme ve icra kararları Genel Başkanlık koltuğuna AKP'nin ve Erdoğan'ın desteği ile oturmaya devam ediyor.
Olağanüstü genel kurul kararı alan tüm ilçe ve il yönetimleri görevden alınarak yapılan seçimlerde genel merkezin atadığı yönetimler oluşturuldu.
Bahçeli koltuğuna AKP tarafından atanmış, diyet borcu karşılığı Erdoğan'a Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen tek adamlığı sağlamış, 2019'da yapılacak 3 seçim için de ittifak adı altında AKP'ye açıkça iltihak etmiştir.
