AKP’nin ‘kurucu kadrosu’ arasında yer alan İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, 1915 olayları için “Trajik bir soy sürgündü” dedi. Sorumlunun İttihat ve Terakki olduğunu belirten Uçma, Ermenilerden ‘şahsen’ özür diledi. “Acıları acımızdır” diyen Uçma, sınırı açarak Ermenistan’da yaşayan Ermenileri “rahata ve huzura” kavuşturmak gerektiğini ifade etti.
Tehcirden, diyasporaya, tazminat talebinden Sabiha Gökçen’e kadar pek çok konuda ‘ezber bozan’ bir yaklaşım sergileyen Uçma, Radikal’in sorularını özetle şöyle yanıtladı.
Ermenilere 'soy sürgün' yapıldı: 1915’te bu milletin bin yıllık tarihinde, medeniyet kodlarında, inançlarında olmayan ‘anormal bir durum’ oldu. Tarihçiler, bütün belgeleri ortaya koymalı. Envanter, tek havuzda toplanmalı ve elde edilen bu verileri siyaset değerlendirmeli. Ardından uluslararası camiada durumun tespitine yönelik bir karara varılmalıdır. Benim kişisel önerim bu.
Ben Ermeni vatandaşlarımıza, Ermeni dostlarımıza reva görülen şeyin, ‘soykırım’ değil, ‘soy sürgün’ olduğunu düşünüyorum. Soykırım yapılmak istenseydi, İspanyolların ve Portekizlilerin Güney Amerika yerlilerine, Amerikalıların Kızılderililere, Almanların Yahudilere karşı kullandığı imha metotları uygulanırdı.
Acıyı ittihat ve terakki çektirdi: O dönemde, Türklere, Ermenilere ve bütün yurttaşlara acı çektiren İttihat ve Terakki Cemiyeti’dir. Kabul edilebilir bir yanı yoktur. Eğer bir ulus devlet yaratmaya çalışırsanız insanları da birbirine düşürürsünüz.
Özür: Bütün bu yaşananların sorumlusu biz değiliz, İttihat ve Terakki’dir. Ama ‘Biz sizden geçmişimize yaşanan bazı olaylardan dolayı özür diliyoruz’ sözünü söyleyebilmemiz gerekiyor. Bu özrü ben şahsen ‘soy sürgün’ için de söylerim.
Techirlerde ne oldu?: Eğer PKK’ya mücadeleyi, ‘halkla mücadeleyle’ karıştırırsanız çok trajik bir durum ortaya çıkar. İzah edemezsiniz. Ermeni çetelerinin diğer ülkelerle işbirliğiyle gerçekleştirdiği katliamlar ayrı, sürülen Ermeni vatandaşlarımız ayrı değerlendirilmelidir. Çetecilerle masum Ermeni vatandaşlarımız İttihat ve Terakki tarafından birbirine karıştırıldı. Bedeli, bütün Ermenilere ödettirildi. Tarihte tehcirin başka örnekleri de vardır. Ancak tehcir edilecek insanlar bir yerden bir yere gönderilirken burnu bile kanamadan gönderilmelidir. Ermeni tehcirinde böyle mi olmuştur? Hayır…
Diyasporaya farklı bakış: Diyaspora, tıpkı Türkiye’deki gibi ırkçılığı gererek nemalanmaya çalışıyor. Diyasporanın bütün Ermenileri temsil ettiğini düşünmüyorum. Ama şu var; 1915’te Ermenilerin başına bu olaylar gelmeseydi diyaspora da oluşmayacaktı.
Tazminat konusu: Ermeni meselesi toprak meselesine dönüşürse, bu sürecin sonunun nerede duracağı belli olmaz. Osmanlı devletinin büyüklüğünü ve daha sonra bu topraklarda kurulan devletleri düşünün. Böyle bir şey mümkün mü? Ancak hiçbir insan ötekinin evi, yurdu üzerinde oturmamalıdır. Ben bunu yapmam. Şimdi gayrimüslimlere ait vakıf malları iade ediliyor. Bunun iyi görülmesi gerekir. Ermeni milleti ve Türk milleti el ele versinler, bu sorunu çözerler.
Allah bile kendisini tartışmaya açıyor: Allah, Kur’an, peygamberler kendisini tartışmaya açıyor. Allah, “Birden fazla ilah olsaydı aralarında fesat, kargaşa olurdu” diyor. Ama biz birtakım tabuları tartışamıyoruz. Konuştuğumuzda şu ya da bu elden gidiyor diye kıyametler kopuyor. Bunların aşılması gerekiyor. İsteyen istediği gibi inanacak ve yaşayacak. Kimse kimseye kendi inancını, yaşam tarzını dayatmayacak. Bütün mesele bu.
'Sabiha Gökçen Bursalı Ermeni bir yetimdir'
Sabiha Gökçen öyle bir yetiştirildi ki...: Sabiha Gökçen, Bursalı Ermeni bir yetimdir. Mustafa Kemal’in manevi evladıdır. Siz o çocuğu aldınız, büyüttünüz, yetiştirdiniz ve pilot yaptınız. Ama Sabiha Gökçen öyle yetiştirildi ki daha sonra Dersim’e bomba yağdırdı.
Acıları acımızdır: Ermeni halkını, Türk halkından ayırmam mümkün değil. Acıları acımızdır. Yeryüzüne gönderilen insanlardan hiçbiri diğerine göre ‘daha insan’ değildir. Hiç kimse imtiyazlı değil. Eleştiriye açık olmamız gerekiyor. O dönemde taraf olundu, ırkçı tavırlarla hareket edildi. Bunların tartışılması gerekiyor.
Ermenistan'ın rahata kavuşturulması lazım: Türkiye, Ermenistan’ın Azerbaycan’da işgal ettiği toprakların durumu müzakere edilirken Ermenistan sınırı açılmalıdır. Bizimle birlikte yaşamış, aynı duyguları paylaşmış, aynı edebiyat dilini kullanmış bu insanların rahata ve huzura kavuşturulması lazım. Bunlar siyasetin gerilimine alet edilmemeli.