Politika

Akşener ve Kocamaz’ın ‘kumpas’ şikâyetine takipsizlik çıktı

Yargı, İyi Parti’nin Mersin adayının başvuru belgesinin seçim kuruluna ulaştırılmamasında ‘suç’ bulamadı 

05 Temmuz 2019 13:15

T24 ANKARA

31 Mart seçiminde, İyi Parti’nin Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan edilen ancak adaylık belgelerinin süresinde seçim kuruluna ulaştırılmaması nedeniyle aday olamayan Burhanettin Kocamaz’ın suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı. Mersin İYİ Parti İl Yönetimi’ni suçlayarak suç duyurusunda bulunan Kocamaz’ın, savcılığın takipsizlik kararına yaptığı itiraz da mahkeme tarafından reddedildi.

İyi Parti’nin Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak belirlenen, kentin önceki belediye başkanı Burhanettin Kocamaz, gerekli belgeleri partisinin il yönetimince zamanında il seçim kuruluna ulaştırılmadığı için seçime giremedi. Başlayan tartışmaların ardından İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Kocamaz, dönemin il yöneticileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Genel merkez tarafından görevden alınan eski il başkanı Servet Koca, yardımcısı Orhan Galip, Akdeniz İlçe Başkanı Abdullah Batıyel ile ve MHP’nin Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hamit Tuna hakkında “seçimde aday olmaya veya olmamaya zorlamak ile görevi kötüye kullanmak” iddiasıyla yapılan suç duyurusunu inceleyen Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen Nisan’da kararını yazdı. 

Savcılık kararında, şüpheliler Servet Koca, Orhan Galip ve Abdullah Batıyel’in görevini kötüye kullandıkları, siyasi hakların kullanılmasına engel oldukları iddiasına karşılık, belediye başkanlarının aday gösterilmesi ve seçilmesini sağlayan 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası ile 2972 sayılı Mahalli İdareler Yasası’ndaki hükümlere atıfta bulunuldu. 

Kararda, her iki yasada seçime katılacak adayların listelerinin ilçe seçim kurullarına ve il seçim kurullarına zamanında verilmemesine ilişkin herhangi bir cezai yaptırım belirlenmediği vurgulandı. Kararda, iddianın iki yasanın yanı sıra 298 sayılı Seçim Yasası’nda da suç olarak düzenlenmediği belirtilirken, şöyle denildi:

“298 sayılı yasanın 174. Maddesinde ‘Bu kanunda yazılı suçlardan birini işleyenler veya bu kanunun uygulanmasına taalluk edip de genel hükümlere göre cezalandırılmaları gerekenlerin sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun haklarında umumi hükümler dairesinde soruşturma ve kovuşturma yapılır” şeklinde düzenleme getirdiği, maddedeki düzenlemeye göre genel hükümlere cezalandırılacak bir durumun olması ancak eylemin 298 sayılı yasaya taalluk eden bir eylemin olmasının gerektiğinin anlaşıldığı, bu şekilde aday listesinin ilgili seçim kurullarına verilmemesi eyleminin kanunlarda herhangi bir yaptırıma bağlanmamış olması, bu halde genel hükümlerin uygulanacağına ilişkin yaptırım düzenleyen kanunlara herhangi bir atıfın yapılmamış olması nedeniyle iddia olunan görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşmadığı, yine her ne kadar siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunun işlendiği iddia olunmuş ise de TCK’nın 114/2. maddesindeki suçun oluşabilmesi için cebir veya şiddet kullanılarak veya hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasi parti faaliyetlerinin engellenmesi gerektiği, şüphelilerin  İyi Parti’nin faaliyetini cebir ve şiddet kullanarak engellediklerine ilişkin somut bir delil bulunmadığı, yine listelerin zamanında verilmemesi eyleminin herhangi bir cezai yaptırıma bağlanmaması nedeniyle hukuka aykırı bir davranışla İyi Parti’nin faaliyetinin engellendiğin bahsedilmeyeceği anlaşılmakla iddialar ile ilgili olarak yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına.”

Kocamaz, avukatı aracılığıyla karara itiraz etti. Kocamaz’ın başvurusunu değerlendiren Mersin 2. Sulh Ceza Hakimliği, yapılan itirazı reddetti. Mahkeme kararında, “savcılıkça verilen kararın hukuka uygun olduğu, kararda herhangi bir hukuka aykırılığın ve isabetsizliğin bulunmadığı” değerlendirmesi yaptı.