08 Temmuz 2017 01:25
Adana’nın Aladağ İlçesinde 12 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciasını araştırmak için kurulan ‘Aladağ Yurt Yangını Araştırma Komisyonu” taslak raporunu çıkardı. Dört bölümden ve 480 sayfadan oluşan taslak rapor, incelemeleri ve muhalefet şerhlerini yazmaları için CHP, MHP ve HDP’li komisyon üyelerine dağıtıldı.
Raporda, Aladağ Kız Öğrenci Yurdu’yla ilgili yurtta kalan öğrencilerin aileleri tarafından dile getirilen ‘Süleymancı tarikatı‘ iddialarına yer verilmedi.
Raporda, Özel Aladağ Orta öğretim Kız Öğrenci Yurdu yönetiminin gerekli yangın önlemleri almadığı belirtildi. Açılış iznine aykırı olarak 4-5 yaş grubu çocuklara yönelik kreş faaliyeti yürüttüğü, din eğitimi verildiği kaydedildi. Ölüm olaylarının yaşandığı 2. katın tapuda yer almadığına dikkat çekilen raporda, yangınla ilgili bilirkişilerin dikkat çekici raporları yer aldı.
Bilirkişi raporlarıyla detaylarıyla yangınının nasıl çıktığına ilişkin bölümlerde ikinci bir yangının da çıkmasıyla 2. kat etüt odasında bulunan öğrencilerin kurtulamadığına dikkat çekildi. Raporda, “Yangın yerinde 500’den fazla zehirli gazın açığa çıktığı, solunduğunda beyinde şuursuz hareketler ve şok olayının meydana geldiği, zehirlenmelerin çoğunlukla soluma, nadiren de deriden soğurma yolu ile olduğu” ifadesi kullanıldı.
Taslak raporda ayrıca yurtta, yangın tatbikatıyla öğrenci ve personele yangın anındaki davranış eğitiminin verilmediği, yetki belgeli aşçı istihdam edilmesi, personel arasında iş bölümü yapılmadığı ve izinsiz personel çalıştırıldığı kaydedildi.
Yangın öncesi söz konusu yurdu iki kere denetlediği vurgulanan İlçe Milli Eğitim Müdürü'ne daha sonra kınama cezası verildiği ifade edilen taslak raporda, "Aladağ ilçesinde genel olarak elektrik sorunu olduğu, Aladağ’da meydana gelen yangınların çoğunun elektrikten kaynaklı olduğu ifade edilmiştir. İtfaiye ekibi yangın yerine intikal ettiğinde binanın üst katında kimselerin olduğuna ilişkin bilgi verilmediği hususu vurgulanmıştır" dendi.
Raporda ‘ÖĞRENCİLERE BARINMA HİZMETİ VEREN KURUMLARIN STANDARTLARI VE DENETİMİNE İLİŞKİN TESPİTLER VE ÖNERİLER’ başlıklı bölüm şöyle:
“Kurumun kapatılmasını gerektiren durumlarda kapatılan yurdun yöneticisi, kurucu ve kurucu temsilcisi için mevzuat düzenlemesi yapılmalı”
Aladağ Kız Öğrenci Yurdunda yaşanan yangın felaketi, yurtların/pansiyonların standartları, güvenliği, denetlenmesi ve yönetişimin önemini kamuoyunun gündemine taşımıştır. Bu elim hadise sonucunda, eğitim ve barınma konusundaki sorunlar ve ihtiyaçların yeniden belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması yönündeki toplumsal talepler ile ilgili kurum ve kuruluşların kararlılığı ve duyarlılığı ile yeni ve olumlu adımların atılması da sağlanmıştır. Bunların yanı sıra, Komisyonumuzun çalışmaları sırasında tespit ettiği, geliştirilmesi gereken alanların olması da yeni çalışmaları gerekli kılmaktadır.
Barınma hizmeti veren kurum binalarında bulunan elektrik tesisatı, ısınma sistemi, su ve doğalgaz tesisatı vb. sistemlerin her yıl öğretim yılı başlamadan önce öğrenci sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için, periyodik kontrollerinin hangi kurumlar/kişiler tarafından yapılacağının açıkça kamu ve özel kurumların hepsini kapsayıcı bir mevzuatla düzenlenmesi gerekmektedir. Bu kontrollerin, kontrolleri yapacak kurumlar/kişiler tarafından heyet halinde yapılması yönünde tedbirler alınmalıdır.
Yurtlarda denetim esnasında tespit edilen hususlar sınıflandırılarak hangi hususların öğrenciler için daha belirgin riskler olduğu mevzuatta açıkça belirlenmelidir. Denetim kapsamında hayati risk içeren noksan hususların tespiti halinde bu hususlar giderilene kadar kesinlikle yurdun faaliyetlerine izin verilmemelidir. Yaptırımların belirlenen eksikliklere uygun olarak çeşitlendirilmesinde (idari para cezalarının getirilmesi ve belirli oranlarda arttırılmasından tamamen kapatmaya kadar) yarar vardır. Ayrıca, kurumun kapatılmasını gerektiren durumlarda kapatılan yurdun yöneticisi, kurucu ve kurucu temsilcisinin belirli bir süre aynı görevi yapması ve yurt işletmeciliği faaliyetinde bulunmasını engellemeye yönelik mevzuat düzenlemesi de yapılmalıdır.
İlgili kurumlarca öğrenimlerini evlerinden uzakta görmekte olan ihtiyaç sahibi öğrencilerden devlet yurtlarına başvuru yaparak barınma hakkı kazanamamış olanlar ile devlet yurdu bulunmayan bölgelerde öğrenim görenler için barınma yardımı veya desteği adı altında belirlenecek miktarlarda karşılıklı/karşılıksız maddi destek verilerek gerekli yasal şartları taşıyan yurtlarda barınmaları sağlanmalıdır.
Özel yurt ve pansiyonlarda barınan öğrencilerin, kendileri veya kurumlarıyla ilgili yaşadıkları sorunların zamanında rehber öğretmene veya kurum yönetimine aktarılması ve çözüme kavuşturulması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Öğrencilerin ve ailelerinin kendilerini rahatlıkla ifade edebilecekleri halkla ilişkiler mekanizmalarının kurulması doğrudan denetim imkânı da sağlayacaktır.
Yükseköğretim yurtlarının açılması, yönetilmesi, işletilmesi, devri, nakli, denetlenmesi ve kapatılmasına ilişkin yetkinin Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim ve Kredi Yurtlar Kurumuna verilmesi daha verimli sonuçlar doğurabilir. Bu sayede hem Milli Eğitim Bakanlığının iş yükünün azaltılması sağlanabilecek hem de Kredi Yurtlar Kurumunun 1961 yılından bu yana yükseköğretim yurt hizmetleri konusundaki kurumsal deneyiminden faydalanılabilecektir.
Yerel yöneticiler tarafından, kurumların rutin ve periyodik denetimlerinin haricinde kurum yöneticilerine önceden bilgi verilmeden ve mesai saatleri gözetilmeden, öğretim yılı içinde kurumlar en az iki kez rutin dışı denetlenmeli ve bu denetimler rapora/belgeye bağlanarak etkin bir denetim sistemi oluşturulmalıdır
Millî Eğitim Bakanlığında il millî eğitim müdür yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürü olarak asaleten görev yapmakta olan yöneticilerin, bölge hizmetine bağlı yer değiştirmelerine ilişkin hükümler bağlamında, bulundukları yerde sınırlı süreyle görev yapmaları sağlanmalıdır. Ayrıca bu kapsamda yöneticilik görevlerini vekâleten/görevlendirme yoluyla yürütenlere de aynı hükümler uygulanmalıdır.
Taslak raporun "Dünya’da Eğitimde Barınma İmkânları" başlıklı bölümünde ise Almanya, ABD, Avustralya, Birleşik Krallık, Brezilya, Fransa, Güney Afrika, İspanya, İsveç, İsviçre, Malezya ve Rusya'da bulunan yurtların özelliklerinden örnekler verildi; şunlar anlatıldı:
"Ülke örneklerinden de anlaşılacağı üzere barınma imkânı genellikle devletten ziyade özel sektör tarafından sağlanmaktadır. Öğrenciler genellikle merkezi eğitim otoritesinin belirlediği genel prensiplere bağlı kalarak yerel yönetimlere bağlı devlet okullarında okumaktadırlar. Ancak vakıf ve dernekler gibi sivil toplum örgütlerinin ve özel sektörün işlettiği özel okullar genellikle yurt ve diğer barınma hizmetlerini sunmaktadırlar. Çünkü öğrenciler özellikle zorunlu temel eğitim döneminde evlerine en yakın devlet okullarında okumaktadırlar. Kamuya ait veya özel okulların işlettiği özel yatılı okullarda okulların kayıt şartları, istihdam politikaları, öğrenci günlük programları, disiplin kuralları ve öğrencilere yönelik güvenlik (safety) ve refahlarını/iyi oluş hallerini (wellbeing) sağlamaya yönelik çalışmalar internet sayfasından şeffaf bir biçimde paylaşılmaktadır. Öğrencilerin 6 yaş ve sonrasından itibaren yatılı okullarda kalabildikleri, özellikle kırsal bölgelerde yatılı meslek okullarına devam edebildikleri görülmektedir. Öğrencilere yönelik eğitim ve öğretim desteği yanında sportif, kültürel ve sanatsal aktivitelerin de planlandığı görülmektedir."
Bilirkişi Heyeti raporu:
Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 10.01.2017 tarihli raporun sonuç bölümünde yer verilen tespitlere göre;
Yangın, yurt olarak kullanılan binanın zemin katında bulunan ve resepsiyon olarak kullanılan odanın duvarında yer alan sigorta kutusundaki bir elektrik arkından çıkmıştır.
Sigorta kutusunda çıkan yangın hemen altında bulunan kanepeye sıçraması ile büyümüş ve daha sonra tüm binayı sarmıştır.
Yangının çıkmasında en büyük etken elektrik sisteminde gerekli periyodik bakımın yapılmaması, aşırı akım çekilmesidir.
Binada yangın algılama sistemi bulunmadığından yangın zamanında fark edilememiştir.
Yangın söndürme cihazları yurtta bulunmamıştır.
Yangın ile ilgili acil durum tatbikatı yapılmadığından öğrencilerin yangın anında yangın merdivenine ulaşmaları zorlaşmıştır.
Elektrikler kesildiğinde yangından kaçış yolunu belirten ışıklı ikaz levhaları bulunmadığından öğrencilerin yangın çıkış yollarını görmeleri ve çıkışa ulaşmaları zorlaşmıştır.
Ölüm olaylarının meydana geldiği 2. kat, binanın tapu kaydında bulunmamaktadır. Tapuda 2 katlı bina olduğu belirtilmesine rağmen yapılan keşifte binanın bodrum 1 + zemin + 1. kat + 2. kat şeklinde olduğu görülmüştür. Tapuda görünmeyen 2. kat inşaat kurallarına göre inşa edilmemiştir. Özellikle çatısında bulunan ahşap malzemeler yangının büyümesine sebep olmuştur.
Yangın merdivenine açılan yangın kapıları mevzuata uygun değildir. 1. kattaki kapının kolu kilitli şekilde olup, öğrencilerin yangın merdivenini kullanmasını engellemiştir.
Bu hususlar göz önüne alındığında;
Özellikle ölüm olaylarının meydana geldiği üst katın teknik ve inşaat açısından uygun inşa edilmemesi, yangın çıkış kapılarının mevzuata aykırı olması nedeniyle bina sahiplerinin kusurlu olduğu,
Yangın söndürme tüplerinin bulundurulmaması, acil durum planının ve yangın tatbikatının yapılmaması, elektrik tesisatının periyodik bakımlarının yapılmaması ve mevzuata uygun hale getirilmemesi hususlarında yurt yöneticilerinin kusurlu olduğu,
Binanın elektrik tesisatının ve yangından korunma sisteminin uygun olmamasına rağmen gerekli denetimi yapmayan veya etkili denetimde bulunmayan,
Raporda yer alan kusurlara rağmen yurda kullanma iznini veren, kullanım esnasında etkili ve yeterli denetim ile olumsuzlukları sonlandırmayan ilgili idarenin yetkililerinin kusurlu olduğu, mütalaa edilmiştir.
Aynı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 01.02.2017 tarihli ek raporda ise;
Yangın söndürme tüplerinin bulundurulmaması, yangın ile acil durum planlarının ve tatbikatlarının yapılmaması, acil aydınlatma, bina içi alarm ve anons sistemlerinin tesis edilmemiş olması, elektrik tesisatının periyodik test ve bakımlarının yapılmaması, mevzuata uygun hale getirilmemesi hususlarında yurt müdürü Cuma Ali GENÇ’in asli kusurlu olduğu,
Ölüm olaylarının meydana geldiği üst katın teknik ve inşaat açısından uygun inşa edilmemesi, yangın çıkış kapılarının mevzuata aykırı olması nedeniyle bina sahiplerinin tali kusurlu olduğu,
Dava dosyasında mevzuata uygun olmayan özellikle en üst kat ve yangın kaçış kapılarını yaptıran kişi veya kişiler ile ilgili bilgi yer almamakla birlikte binanın derneğe ait olduğu göz önüne alındığında sorumluluk açısından Dernek Başkanı İsmail Uğur, Üyeler Ramazan Keleş, Mustafa Öztaş, Mahir Kılıç ve Ramazan Dede’nin tali kusurlu olduğu,
Yangın esnasında özellikle en üst katta öğrencileri kaçış yollarına yönlendirecek eğitmen veya yurt görevlisi bulunmaması, dava dosyasında bulunan belgelere göre resmi olarak sadece yurt müdürünün görevli olması, gayrı resmi gönüllü olarak eğitimi yetersiz belletmenlerin yurtta bulunması, yurda personel alım yetkisinin de bağlı olduğu Dernek Yönetim Kuruluna ait olması dikkate alındığında yurtta yeterli eğitim ve donanıma sahip personel istihdam etmeyen Dernek Başkanı İsmail Uğur, üyeler Ramazan Keleş, Mustafa Öztaş, Mahir Kılıç ve Ramazan Dede’nin ayrıca tali kusurlu olduğu,
Aladağ Kaymakamlığınca görevlendirilen Ramazan Arı ve Bayram Aydın tarafından 25-27.05.2015 tarihlerinde, Davut GÖKÇELİ ve Cihan ÜNAL tarafından 26.05.2016 tarihinde yapılan denetimlerde yurt binasında yangına karşı gerekli tedbirlerin alındığı belirtilmiş olup, dava dosyasında yer alan bu iki denetimde de binanın elektrik tesisatının ve yangından korunma sisteminin uygun olmamasına rağmen gerekli denetimi yapmayan veya etkili denetimde bulunmayan Ramazan Arı, Bayram Aydın, Davut GÖKÇELİ ve Cihan ÜNAL’ın tali kusurlu olduğu,
Raporda yer alan kusurlara rağmen yurda kullanma iznini veren, kullanım esnasında etkili ve yeterli denetim ile olumsuzlukları sonlandırmayan Aladağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin de tali kusurlu olduğu, belirtilmiştir.
© Tüm hakları saklıdır.