15 Mart 2025 21:04
Güncelleme: 15 Mart 2025 21:15
Diyarbakır’da konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Barış savaştan yaşamak ölmekten iyidir” diyen Babacan, muhalefeti de eleştirdi. Ana dilin insanın ana sütü gibi helal olduğunu kaydeden Babacan, “Biz, hiçbir zaman, Diyarbakır’da kuzuyu hatırlayan, Ankara’da kurdun yanı başında hizaya girenlerden olmadık” dedi.
Babacan, Diyarbakır Darkapı’da yaklaşık 1.5 km’lik yolu yürüdü ve esnaflara uğradı, vatandaşlarla sohbet etti.
Babacan, CHP Diyarbakır milletvelili Sezgin Tanrıkulu ile diğer parti temsilcileri, sivil toplum kuruluş ve iş dünyası temsilcilerinin katıldığı iftar yemeğinde konuştu.
Babacan şunları söyledi:
“Barış savaştan iyidir. Sükût kavgadan iyidir, diyalog çatışmadan iyidir.Yaşamak ölmekten iyidir. Ülkemiz bitmek bilmeyen çatışmalardan, saldırılardan, kardeşi kardeşe kırdıranlardan çok çekti. Birliğimizi, beraberliğimizi kaybettik. Ülkenin büyük ekonomik potansiyelini kaybettik. Ama her şeyden önce canlarımızı kaybettik, bu toprakların evlatlarını kaybettik…
On binlerce aileye ateş düştü. Ama artık kaybedecek tek bir günümüz, tek bir saatimiz bile yok. Ya ileriye bakacak, hep birliktekararlılıkla yürüyeceğiz; Ya da arkamıza bakıp, yalpalayıp, bu fırsatı kaçıracağız. Ya bin yıldır beraber yaşayan insanlar olarak sarılıp helalleşeceğiz; Ya da çeşit çeşit bahane üretimi payrışmaya devam edeceğiz.
Evet, bir yandan bu sürece destek vereceğiz, fakat bir yandan da gözümüzü dört açacağız. Bu süreci baltalamak isteyenlere, taş koymak isteyenlere geçit vermeyeceğiz. Özellikle Suriye üzerinden kriz çıkarmak isteyenlere karşı dikkatli olmak zorundayız. İşte, Lazkiye ve çevresinde yaşananları gördük. Çatışmalar bir anda katliama döndü, yüzlerce masum insan can verdi.
Etnisite, din veya mezhep üzerinden çıkarılan çatışmaları doğru okumalı,bu tartışmaların bu topraklarda büyümesine izin vermemeliyiz. Türkiye on yıllardır çektiği sorunlardan kurtulmalı artık. Geçtiğimiz Ekim ayından bu yana, barış çağrılarıyla başlayıp devam eden süreci yakından izliyoruz. İhtiyatlı bir iyimserlikle takip ediyoruz. İlk günden bu yana aynı noktadayız. Çözüm için yüzde 5 bir ihtimal olsa, biz o ihtimali bile destekleriz diyoruz.
Bazıları gibi, bu kadim meseleyi siyasi “fırsatçılık” alanı olarak görmüyoruz. Biz, çareyi hiçbir zaman düşman üretmekte görmedik. Hamasetin arkasına sığınmadık, çözüm ürettik. Popülizmin arkasına saklanmadık, siyaset ürettik. Bundan 5 yıl önce, partimizi kurarken ne demişsek, bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Kimlikler üzerinden sürekli kavga üretilen bir Türkiye istemiyoruz. İnsanların hayat tarzına müdahale edilen bir Türkiye istemiyoruz.
Yanlış kayyım uygulamalarıyla, seçmenin iradesinin gasp edildiği bir Türkiye istemiyoruz. 'Ana dili, insanlara anasının ak sütü gibi helaldir' diyoruz. 'Bu ülkenin her vatandaşı, eşit ve onurlu vatandaştır' diyoruz. 'Haklar ve özgürlükler pazarlık konusu yapılamaz, derhal tanınır' diyoruz.
Bizim durduğumuz yer açık, net. Çözüm, meşru demokratik siyasetle olacaktır. Sorunların tartışılması ve çözüm üretilmesi için doğru zemin de Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.' Biz, hiçbir zaman, Diyarbakır’da kuzuyu hatırlayan, Ankara’da kurdun yanı başında hizaya girenlerden olmadık. Biz, çareyi hiçbir zaman düşman üretmekte görmedik. Hamasetin arkasına sığınmadık, çözüm ürettik. Popülizmin arkasına saklanmadık, siyaset ürettik."
“Maddenin doğasının algılarımızla çelişiyor gibi görünmesi insanları rahatsız ediyor” |
© Tüm hakları saklıdır.