Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumunda İdlib'de rejim güçlerini desteklemesinin Rusya'nın Türkiye politikasına ters düştüğü ifade ediliyor:
"Suriye rejiminin muhaliflerin son kalesi olan İdlib'e başlattığı taarruzun tek bir galibi olacaktır. O da Şam rejimi. Lakin bu, büyük kayıplar karşılığında kazanılmış bir zafer olacaktır. Çünkü yüz binlerce Suriyelinin savaş bölgesinden kaçma ihtimali Batı'yı Suriye yönetimiyle diyalog kurup ülkenin yeniden imarına katılma niyetinden soğutabilir. Esad 2011'deki ayaklanmanın ilk başladığı yerlerden biri olan İdlib'de intikam almak istiyor da olabilir. Şam ve Rusya on binlerce cihatçıya İdlib'de yer olmadığını söylemekte haklılar. Ancak İdlib'e saldırılması Rusya'ya yarar sağlamaz. Türkiye'yi istikrarsızlaştırabilecek bir mülteci akınının başlaması Moskova'nın Türkiye'yi daha fazla kendine bağlama hedefine ters düşer. Moskova, muhalifleri silahlarını bırakmaya ikna edebilmesi için Türkiye'ye daha fazla zaman tanımalıdır.”
Westfälische Nachrichten gazetesi Suriye trajedisinin İdlib'de sona ermeyeceğini yazıyor:
"Savaşın son perdesi aralanmak üzere. 2011 yılından beri devam eden Suriye iç savaşının son faslı olabilir mi? Her an başlaması beklenen büyük saldırı siviller açısından tarif edilemez acı demektir. Beşar Esad'ın ne kadar acımasız olabileceği biliniyor. İdlib'in, sayısız ölünün verildiği ve Türkiye yönündeki yeni bir göç dalgasının başladığı ikinci Halep olmasından haklı olarak endişe duyulabilir. İdlib, kanın son damlasına kadar sürecek bir kıyıma uğrama tehlikesi altındadır. Ancak bu vahşet Suriye trajedisinin son perdesi olmayacaktır.”
Almanya'da Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanı Sarah Wagenknecht'in yerleşik partiler tarafından ihmal edildiğini düşünenlere bir platform sunmak amacıyla başlattığı "Ayağa Kalk" kampanyasına Berliner Zeitung gazetesi şu satırlarla değiniyor:
"Sağ seçmenin oylarını da toplamak istediğini gizlemeyen Sarah Wagenknecht, iktidara gelebilmek için yeni çoğunluklar arayan politikacı tipine uyuyor. Ama bakalım Wagenknecht aradığı seçmen kitlesine ne kadar yaklaşacak. Daha şimdiden taktik nedenlerle, mülteci ve göçmenlere büyük yakınlık gösterdiğini iddia ettiği başka partileri eleştirip, küreselleşme karşıtlarının korkularını sahiplendiği izlenimini uyandırıyor. Ancak sol popülizmin de bu ülkeye en az sağ popülizm kadar zarar vereceği unutulmamalıdır.”
Handelsblatt gazetesinin Sol Partili Wagenknecht'in kampanyasına ayırdığı yorumda ise şu satırları okuyoruz:
"Wagenknecht taleplerini son yasama döneminde uygulamayı neden başaramadı? Bunun yanıtı basittir. Uzlaşmasız tutumuyla sadece kendi partisini değil, Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller'deki muhtemel ortaklarını da ürküttü. Günümüze kadar devam eden bu uyuşmazlık, Wagenknecht ve eşi Lafontaine'in sözü geçtiği sürece daha sosyal politikaları hükümetin uygulamalarına yansıtma hayalinin gerçekleşemeyeceğini gösteriyor. ‘Ayağa Kalk' kampanyasının 100 bin kişi tarafından desteklenmesini abartmamak gerekir. Politikaya sadece parlamento dışından baskı yaparak yön verilemez.”
DW, dpa, afp/AG, BK
© Deutsche Welle Türkçe