Dünya
BBC Türkçe

Almanya'da Türkiye kökenli seçmenler ne kadar belirleyici?

Almanya'da Pazar günü düzenlenecek genel seçimde 59 milyondan fazla seçmenin oy hakkı olacak. Almanya aynı zamanda en büyük Türkiye diasporasının bulunduğu ülke konumunda. Peki seçimlerde Türkiye kökenli göçmenlerin oyları ne kadar belirleyici? Bu göçmenler sandığa ne oranda gidiyor, siyasete ne kadar katılıyor?

20 Şubat 2025 15:17

Almanya'da Pazar günü düzenlenecek genel seçimde 59 milyondan fazla seçmenin oy hakkı olacak.

Almanya aynı zamanda en büyük Türkiye diasporasının bulunduğu ülke konumunda. Peki seçimlerde Türkiye kökenli göçmenlerin oyları ne kadar belirleyici? Bu göçmenler sandığa ne oranda gidiyor, siyasete ne kadar katılıyor?

Almanya'da Türkiye'den göçenlerin en çok yaşadığı eyalet Kuzey Ren Vestfalya'nın en büyük kenti Köln'de dolaşırken konuştuğumuz göçmenlere seçimleri sorduğumuzda, büyük bir kısmından oy hakkı olmadığı yanıtını alıyoruz.

Almanya'da çok sayıda Türkiyeli göçmen olsa da, çoğunun oy hakkı yok. Bunun nedeni ise Alman vatandaşı olmamaları.

Türkiye'den Almanya'ya göçenlerin kısa süre önceye kadar çifte vatandaş olma hakkı bulunmuyordu.

Bu yüzden pek çok kişi onlarca yıldır burada yaşıyor olsalar da, Türk vatandaşlığını bırakmak istemedikleri için Alman vatandaşlığına geçmedi.

Geçen yıl yürürlüğe giren yeni bir yasa, bu kişilere çifte vatandaşlık hakkı verdi. Fakat başvurulardaki yoğunluk nedeniyle, çok sayıda kişinin işlemleri henüz gerçekleştirilemedi.

Bu yüzden Almanya'da Türkiye'den göç geçmişi olan yaklaşık 3 milyon kişi yaşarken, aralarından yaklaşık 1 milyonunun Alman vatandaşı olduğu tahmin ediliyor.

Almanya siyasetinden çok Türkiye siyasetine ilgi

BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar ve siyasetçiler, bunlardan birçoğunun Türkiye siyasetiyle Almanya siyasetinden daha fazla ilgilendiğini söylüyor.

Seçimde en çok oyu alması beklenen Hristiyan Birlik Partisi'nden (CDU) tekrar aday olan Köln Milletvekili Serap Güler "Bizde de hata var ama benim umudum bunun gelecek nesillerle değişmesi. Genç nesillerle görüştüğümde birçoğu Almanya'da olup bitenlerden çok iyi haberdar" diyor

İktidardaki Sosyal Demokrat Parti'den (SPD) Köln'de milletvekilliği yapmış olan Lale Akgün de Türkiye'den son dönemde gelenlerin Alman siyasetine ilgi duymadığını anlatıyor:

"Benim gördüğüm, buraya gelmekten çok mutlular ve burada para kazanıp iyi yaşamak istiyorlar ama Alman politikasına ilgi duymuyorlar. Şunu da görmek lazım, daha çok yeni geldiler. Ülkenin politikasına dalması da zor. Muhakkak ki zamanla bu değişecektir. Onlar değişmezse çocukları ilgi duyacaktır."

Tek bir profille anlatılamayacak, heterojen bir diaspora

Almanya, Türkiye'den göç edenlerin en çok tercih ettiği ülkelerden biri.

Türkiye'deki siyasi ve ekonomik gelişmeler nedeniyle farklı dönemde çeşitli gerekçelerle göç grupları Almanya'ya gitti. 1961'de Türkiye ve Almanya arasında imzalanan işgücü anlaşması da bu göç dalgalarından biri. Türkiye'nin dört bir tarafından çalışmak için Almanya'ya gelen bu "misafir işçi" toplumun bugün çocukları ve torunları Almanya'da oy verme hakkına ulaştı. Peki bu kuşaklar arasındaki fark siyasi görüşlere de yansıyor mu?

Köln Üniversitesi ve Lund Üniversitesi'nde görev yapan siyaset bilimci Dr. İnci Öykü Yener-Roderburg, Almanya'da her geçen yıl sayısı artan Türkiyeli seçmenlerin artık tek bir profille anlatılamayacak, heterojen bir yapısı olduğunu söylüyor:

"Bu soru 'Türkiye'deki seçmenler kim' gibi bir soruya dönüştü. Onlarca yıldır burada yaşayanlar var, Türkiye'den sürekli göçmenler gelmeye devam ediyor. Bu yüzden artık bu Türkiyeli diasporasının profilini çizmek mümkün değil. Ne eğitim olarak, ne dil olarak, ne din olarak, ne de siyasi görüş olarak."

Siyasette temsiliyet

Peki bu gruplar Alman siyasetinde ne kadar temsil ediliyor?

Almanya'da Türkiye kökenlilerin temsiliyeti konusu, kendi içinde de tartışmalı bir konu. Aynı zamanda iki ülke arasında zaman zaman siyasi gerilimin de artmasına neden oluyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki yıllarda yaptığı açıklamalarda özellikle "Avrupalı Türkler üzerinde önemle durduklarını" belirtmiş, Türkiye'den göç etmiş kişilerin "mümkünse yaşadıkları ülkelerin vatandaşlığını almaları" çağrısında bulunmuştu.

Onlardan biri de 2018 yılında Bosna Hersek'te Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin bir toplantısında yaptığı konuşma.

Avrupa'da yaşayan vatandaşların bulundukları ülkelerdeki siyasi partilerde aktif şekilde rol almalarını da isteyen Erdoğan, "O parlamentolarda ülkemize hainlik edenler değil, sizler yer almalısınız" demişti.

Köln'de "Almanya'daki Türk caddesi" olarak da bilinen Keup Caddesi'nde konuştuğumuz Türkiye kökenliler de benzer görüşü paylaşıyor.

Dr. Yener-Roderburg da temsiliyet konusuna değiniyor. Şu anda parlamentoda bulunan Türkiye kökenli 18 siyasetçinin belirli partilere kümelendiğini, bunlar arasında muhafazakar Türkiye kökenli göçmenlerin temsilinin eksik kaldığını aktarıyor.

Türkiye seçimleri için Almanya'da ciddi çalışmalar yürüten Alevi Dernekleri Federasyonu, Kürt örgütleri veya Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'nin (DİTİB) Almanya seçimlerinde daha pasif olduğunu söylüyor.

Dr. Yener-Roderburg, yaklaşık 1 milyon Türkiyeli Alman vatandaşının sandığa gitmesi her ne kadar önemli olsa da, sayılarının büyük bir değişime yol açacak miktarda olmadığını da ekliyor.

'Seçmenlerin yarısı bile büyük bir fark yaratır'

Almanya'daki 267 derneği bir araya getiren Almanya Türk Toplumu (TGD) Başkan Yardımcısı Hülya Coşkun ise "Bu seçmenlerin yarısı bile sandığa gitse oldukça büyük bir fark yaratırız" diyor.

Son seçimde Türkiye kökenli seçmenlerin sandığa gitme oranı yüzde 10-20 arasında kalırken Türkiye seçimlerinde Almanya'da oy kullanma oranının yüzde 40-50'leri gördüğünü belirten Coşkun, Almanya'ya ilk göç dalgasında işçi olarak gelenlerin kendini ifade etme alanı bulamadığını fakat bugün üçüncü ve dördüncü nesillerin aktif çalıştığını, hem iş hem de öğrenim konusunda oldukça iyi pozisyonlarda bulunduğunu söylüyor.

Köln'e yaklaşık bir saat uzaklıktaki Essen'de esnaf ziyaretleri sırasında görüştüğümüz Coşkun, bu seçimlerde Türkiye kökenli aday sayısının öncekilerden düşük olduğunu belirtiyor.

Bunun nedeninin Türklerin siyasete katılımının düşmesinden mi kaynaklandığını sorduğumuzda ise "Siyasete katılım var, bunun için istek de var, heves de var, çalışma da var. Çevremde de görüyorum" diyor ve partilerin buna rağmen Türkiye kökenli bu kişileri eskisi kadar aday göstermediğini ekliyor:

"Artık çoğulcu bir toplumuz ve bu çoğulcu toplumun gerektiği şekilde hem siyasi hayatta, hem sosyal hayatta daha çok görünür olmayı, bize de yer verilmesini talep ediyoruz."

Türkiye kökenli siyasetçilerin etkisi

Köln sokaklarında konuştuğumuz seçmenlerin arasında siyasetçilerin halkın yararına çalışmadığını düşündüğü için bugüne kadar hiç oy vermediğini söyleyenler de vardı, bugüne kadar hiç oy vermediği halde aşırı sağın güçlenmesine tepki göstermek için ilk defa sandığa gideceğini söyleyenler de.

Yine de Almanya'daki Türkiye kökenli siyasetçilerin, içinde yer aldıkları topluluğa etkileri var. Çifte vatandaşlık hakkının kazanılması, bu yönde uzun yıllar süren mücadelelerin ardından gelen kazanımların en son örneğiydi.

SPD'den Lale Akgün, önümüzdeki yıl Baden-Württemberg eyaletinde başbakan adayı olmak için genel seçime katılmayan Yeşiller'den Cem Özdemir'i örnek veriyor:

"Ben her bir seçilen yabancıyı bir rol model olarak görüyorum. Milletvekili olması, belediye başkanı olması, bakan olması o topluma 'Biz artık bu toplumun bir parçasıyız' mesajı veriyor.

"Eğer Cem Özdemir gelecek sene Baden-Württemberg eyaletinde başbakan seçilirse o müthiş bir sıçrayış olacak."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir