30 Ekim 1961 yılında sessiz sedasız imzalanan işgücü göçü nota teatisinin üzerinden tam 60 yıl geçti. "Misafir İşçiler"in Sirkeci Garı'nda başlayan yolculukları hâlâ sürüyor. Bu yolculuk kah sendikal direniş, kah ırkçı saldırılar ile Almanya’yı acı vatana dönüştürürken, toplumsal ve ekonomik olarak zenginleştirdi de. Dünün işçileri bugünün avukat, gazeteci, sanatçı ve bilim insanlarını da yetiştirdi. Ve en önemlisi Almanya, istemeyerek de olsa bir göç ülkesi olduğunu kabullendi. Türkiye’den Almanya’ya 60 yıl önce gelen emekçilere adanan 6 bölümlük bu dizi, WDRCosmo Köln Radyosu’nda Fulya Canşen ve Serap Doğan tarafından, İstanbul Bilgi Üniversitesi AB Enstitüsü ve DAAD Türkiye'nin katkılarıyla hazırlandı.
Almanya'ya Göçün 60. Yılı 6. bölüm
Almanya’ya Göçün 60. Yılı: 15 Temmuz'dan sonra başlayan yeni göç dalgası
2010’ların başında Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’daysa Başbakan Angela Merkel iktidarını sağlamlaştırıyor. Türkiye-Almanya ilişkilerinde göçmenler siyasi malzeme olmaya başlıyor ve kayıtsız göç ile mücadele üzerine yoğunlaşılıyor. 2014 yılında Almanya’da yaşayanlara Türkiye’deki seçimler için oy kullanma hakkı verildikten sonra dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Almanya’da sık sık boy gösterdiğine tanıklık ediyoruz. Erdoğan Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmenlere seçmen gözü ile bakıyor ve Başbakan Angela Merkel, “Onların başbakanı benim” demek zorunda kalıyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’den Almanya’ya yeni bir göç dalgası başlarken, KHK ile ihraç edilen akademisyenler ve sanatçılar ile Gülen Hareketi üyesi olanlar ya da bu iddia ile yargılananlar Almanya’ya kaçıyor ya da yerleşiyor. NSU davası mahkemeye taşınırken, Hanau'da yine bir ırkçı saldırı dokuz can alıyor. WDR-Cosmo editörü ve T24 yazarı Fulya Canşen, gazeteci Serap Doğan ve o yılların tanıkları ile anlatıyor 2010’lu yılları.
Almanya’ya Göçün 60. Yılı'nın diğer bölümleri için TIKLAYIN