9 Kasım 1989 Alman tarihinde önemli bir tarih. Berlin Duvarı'nın yıkılışıyla 41 yıllık bölünme son buldu, Almanya 3 Ekim 1990 tarihinde birleşerek yeniden tek bir devlet haline geldi.
Ancak Doğu ve Batı bir bütün haline geldi mi? Bu konu duvarın yıkılmasının 28'inci yıldönümünde de tartışma konusu. Federal Siyasi Eğitim Merkezi Yöneticisi Thomas Krüger'e göre Batılı elitler günümüze dek Almanya'nın doğusundaki hakimiyetini sürdürüyor. Krüger yapılan bir araştırmaya atıfta bulunarak, devlete bağlı kurum ve yapılarla demokrasiye duyulan yabancılaşmaya dikkat çekiyor.
SED Diktatörlüğü İnceleme ve Değerlendirme Vakfı Müdürü Anna Kaminsky ise buna karşı çıkıyor. Kaminsky'ye göre Doğu ve Batı arasındaki farklıklar klişesi çürüdü. Kaminsky, "Köken, beklentiler konusunda hayalkırıklığı söz konusu ya da genel bir memnuniyetsizlik artışı söz konusu ise bir sorun olarak biçimlendirilir" diyor.
Kaminsky'e göre bunun ne kadar çelişkili olduğu son genel seçimlerde görüldü. İki Batı Alman polikikacının temsil ettiği Almanya için Alternatif (AfD) Almanya'nın doğusunda ikinci büyük parti oldu.
Neden doğuya yardım yapılıyor?
Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre 2015 yılı sonunda Alman nüfusu 82 milyon 200 bindi. Bu rakamın 16 milyon 100 bini başkent Berlin ve Almanya'nın doğusunda yaşıyor. Bu kesim azınlık değil peki neden duvarın yıkılmasından bunca yıl sonra doğuya hala yoğunlaşılıyor ve mali yardım yapılıyor?
Almanya Başbakanı Angela Merkel'e göre Doğu ve Batı arasında hala sistematik farkılılıklar mevcut. Bu nedenle Almanya'nın doğusuna gelecekte de özel destek sürecek.
Almanya'nın doğusunda yaşam standardı 1989'da duvarın yıkılmasıyla düzenli olarak yükselmesine, işsiz sayısı düşmesine rağmen, doğudaki vatandaşlar hala ihmal edildiklerini düşünüyor. Emeklilik maaşlarının düşük olmasını, birçok köyün terk edildiğini, kalifiye elemanların göç ettiğini belirtiyor.
Doğu eyaleti Aşağı Saksonya'dan Hristiyan Demokrat Birlik partili politikacı Rainer Robra'ya göre sorunun nedeni Almanların birbirlerine karşı yeterince merak duymaması. Robra doğu ve batıda yaşayan Almanların kendi muhitlerinde kalmakta ısrar ettiğini belirtiyor.
Doğu eyaletlerinden Saksonya'nın Uyum Bakanı Petra Köpping ise duvarın yıkılmasından sonraki dönemde, Doğu Almanların beklentilerine dair kamuoyuna açık bir yüzleşme yaşanmadığına dikkat çekiyor. Köpping bunu yapanların ise, "Söylenen Doğu Alman" ya da "DDR Nostaljisti" damgasını yediğini belirtiyor.
Köpping: Batıdakiler doğudaki gelişmelere ilgi göstermedi
Köpping duvarın yıkılması sonrasında da Almanya'nın batısında kalmaya devam eden Almanların, doğudakilerin yaşadığı devrime zerre kadar ilgi göstermediğini, problemlerin ciddiye alınmadığını söylüyor.
Forsa'nın Eylül ayında yaptığı bir anket, Almanların kendi içlerinde birleşip birleşmediği konusuna ışık tutuyor. Ankete göre Almanların kendi içlerinde sağladığı birlik 2011 yılından bu yana küçük adımlarla ilerliyor. Ankete katılan her iki kişiden biri birliğin sağlandığı görüşünde. Bu oran doğuda yüzde 55, batıda ise yüzde 45. Almanların doğu ve batısıyla tek bir halk olduğunu düşünenlerin oranı, yaşları 14-21 arasında değişen vatandaşlar arasında yüzde 65.
9 Kasım Yahudilere saldırıların da yıldönümü
9 Kasım Berlin Duvarı'nın yıkılmasının yanı sıra Almanya'da bir başka önemli olayın daha yıldönümü. 9 Kasım 1938 gecesinde Almanya’da pek çok sinagog yakıldı, 9-10 Kasım tarihlerindeki olaylarda Yahudilere ait dükkân ve işyerleri saldırıya uğradı, kundaklandı. Resmi verilere göre 100'e yakın Yahudi öldürüldü, yaklaşık 26 bin kişi toplama kamplarına gönderildi.
Bir başka 9 Kasım’a isabet eden bu kara gün, tarihe, "Kıyım/Katliam Gecesi" (Pogromnacht) ya da yerlere saçılan cam kırıklarına atfen "Kristal Gecesi" (Reichskristallnacht) olarak geçti. Pogrom, Yahudi Soykırımı döneminin başlangıcı olarak kabul ediliyor.
DPA, HT/BK
© Deutsche Welle Türkçe