“Kiliseler ve Gelişme Ortak Konferansı” adlı oluşumun güncel raporunda Almanya büyük kiliseleri ülkede yeni bir silah ihracatı kontrol yasası çıkartılmasını talep ediyor.
Çelişkilere bir son verilsin
“Kiliseler ve Gelişme Ortak Konferansı”nda yer alan Protestan din adamı Martin, kiliselerin yıllardan bu yana bir yandan yasalar ve siyasi yönetmelikler temelinde kısıtlı silah ihracatı yapılması yönünde verilen siyasi mesajlar ile hiç de sınırlı olmayan bir biçimde bu ihracatların yapılmasına izin verme uygulamaları arasındaki çelişkiyi dile getirip durduklarını söylüyor. Dutzmann, bu yüzden şimdi artık yasal temellerin değişmesinden yana tavır aldıklarını vurguluyor.
Katar ve Suudi Arabistan ilk sırada
“Kiliseler ve Gelişme Ortak Konferansı” adlı oluşumun hazırladığı rapor, 2015 yılında silah ihracatı izinlerinin neredeyse iki kat daha artmış olduğunu saptıyor. Oluşumun Katolik temsilcilerinden din adamı Karl Jüsten silah sevkiyatlarının yüzde 59’unun üçüncü ülkeler kategorisindeki ülkelere yapıldığını, bunlar arasında Katar ve Suudi Arabistan’ın başı çektiğini söylüyor.
Karl Jüsten Katar’ın yoğun bir biçimde insan haklarını ihlal ettiğine ve dünya çapında radikal İslamcıları desteklediğine işaret ederek, 2015 yılında Katar’ın Almanya’dan 1 milyar 66 milyon euro tutarında silah satın alarak, birinci sıraya oturduğunu belirtiyor.
Jüsten, Katar ile birlikte Suudi Arabistan’ın da Yemen'deki Şii Husi milislerine karşı katıldığı silahlı çatışmalarda 10 binden fazla kişinin hayatını yitirdiğini ve uluslararası insan haklarının ayaklar altına alındığını söylüyor.
Daha fazla şeffaflık yaratılsın
20 yıllık çalışmalarının bir bilançosunu da çıkartan Almanya’nın büyük kiliseleri Alman silah ihracatında daha fazla şeffaflık yaratılması için gösterdikleri çabanın altını çiziyor. Karl Jüsten “Silah ihracatları günlük gazetelerin birinci sayfalarına kadar girmeyi artık başarıyor” diyor.
'Türkiye silah ticaretinde muhatap kabul edilmesin'
Kiliselerin eleştirisi aslında her türlü silah ihracatına yönelik değil. Almanya'nın Hessen eyaletindeki Barış ve Anlaşmazlık Araştırmaları Vakfı Yönetim Kurulu'ndan Simone Wisotzki, AB ve NATO partnerleri ile yapılan silah ticaretine bir söyleyecekleri olmadığını belirtiyor. Ancak Wisotzki burada özel bir duruma da göndermede bulunuyor ve NATO üyesi Türkiye'nin silah ticareti konusunda muhatap kabul edilemeyeceğini vurguluyor ve bu durumun gelecek “Kiliseler ve Gelişme Ortak Konferansı”nın kuşkusuz gündeminde olacağını söylüyor.
Simone Wisotzki Türkiye ile ilgili güncel bazı verilere de değiniyor. Temmuz ayındaki darbe girişiminden sonra Türkiye'ye 76 milyon euroyu aşan miktarda uçak ve insansız hava aracının satılmasına izin verildiğini, bunun ise yılın başından darbenin girişimine kadar olan sürede yapılan silah hacminin çok üzerinde olduğunu belirtiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
dw/ÇA/BS