Dünya
Deutsche Welle

Almanya'da 'Ostalji' rüzgarı esiyor

Berlin Duvarı’nın yıkılmasından 25 yıl sonra Doğu Almanya’daki yaşam hala unutulmadı. Almanya'da son yıllarda Doğu Almanya'ya özlemi ifade eden 'Ostalji' rüzgarı esiyor.

08 Kasım 2014 12:00


Eski Doğu Almanya’daki gibi konaklamak ve yaşamak Berlin’de hala mümkün. Almanca’da ‘doğu‘ anlamına gelen ‘ost‘ ile hostel kelimesinden türetilen ‘Ostel‘, Berlin’de Doğu Almanya’daki gibi yaşamayı vadeden bir otelin adı. Kurucusu Daniel Helbig, 60 odalı oteline Doğu Almanya görüntüsü kazandırabilmek için uzun süre orijinal halı ve mobilya toplamış. Ortaya çıkan sonuç da çabalarına değmiş. Otel hiç boş kalmıyor.

“Misafirlerimiz sadece eskisi yaşamak istiyor“ diyen Helbig, müşterilerine televizyonsuz, telefonsuz ya da diğer lükslerin olmadığı basit bir hayat sunuyor. Helbig, “Geçmişin daha sakin olduğu fark ediliyor. Bugünkü gibi aynı anda bu kadar çok şeyle uğraşılmıyordu. Bilgisayar, cep telefonu ya da faks aleti yoktu. Herşey biraz daha rahattı. Romantik zamanlar olduğu için geçmişe biraz daha hüzünle bakılıyor.“

Almanya’da yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, sosyalist Doğu Almanya’da yaşamış 16 milyon kişiden yüzde 10 ila 15’i eskiye geri dönmek istiyor. Çoğunluk ise birleşen Almanya’dan, daha fazla refah ve özgürlüğe kavuşmuş olmaktan memnun.

Doğu Alman ürünlerine ilgi yoğun

Ancak Silke Rüdiger, sahibi olduğu alışveriş sitesinde eski Doğu Alman ürünlerine kullanıcıların adeta akın ettiğini dile getiriyor. Bugün az sayıda üretilen Doğu Alman markalarına ilgi büyük. Rüdiger’in sitesinde de ürün yelpazesi elbiseden müzik ve film kayıtlarına, orijinal Doğu Alman parasından madalyaya dek hayli geniş. Daha çok gıda ürünlerine ilgi gösterildiğini belirten Silke Rüdiger, Rotkaappchen şampanyası, Bautzen hardalı, Spree Ormanı salatalık turşusu, imNU marka kahveli içecek ya da Club Cola gibi ürünlerin sipariş edildiğini anlatıyor. İnsanların eski günlük yaşamlarını hatırlamaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Rüdiger, siyasi anlamı olan ürünleri satmadığını, müşterilerinin de böyle bir beklenti içinde olmadığını belirtiyor.

Rüdiger, insanların Halloren çikolata toplarını yerken çocukluklarını hatırladığını ifade ederek “İyi ürünler olduğu için, Batı’da doğmuş olanlar da ürünlere ilgi gösteriyor. Önce ne olduğunu merak ediyorlar, 'bir deneyeyim' diyorlar, sonra da çok güzel olduğuna karar veriyorlar" diyor.

"Kendilerini vatansız hissediyorlar"

Berlin Hür Üniversitesi’nden siyaset bilimci ve sosyolog Klaus Schröder, Doğu Alman kökenli birçok kişinin birleşen Almanya’da kendini vatansız ve yabancı hissettiğini belirtiyor. Doğu’ya özlem duyulmasında bunun da etkili olduğunu belirten Schröder, araştırmalarında şu temel sonuca varmış: Piyasa ekonomisindeki radikal değişim yüzünden birçok kişi yaptığı işin ve dolayısıyla kendisinin değersizleştiği ve suistimale uğradığı hissine kapıldı. Çünkü bir gecede çok sayıda firma kapatılmış, üretim durdurulmuştu.

Bu nedenle birçok kişi için bugün Doğu Almanya’yı hatırlatan ürüntülerin anlamı büyük. Sosyolog Klaus Schröder, bu şekilde “Biz Batı’nın sandığı gibi pek de kötü değildik“ mesajını verdiklerini belirtiyor. Doğuluların Batılı Almanlarla göz hizasında bir ilişki kurmak istediğini vurgulayan Schröder, Doğu Almanya’nın biraz daha yumuşatılarak resmedildiğini ifade ediyor:

“Ailesi Doğu Almanya kökenli gençlerin yüzde 40’ı Doğu Almanya’yı bir diktatörlük olarak nitelendirmiyor, demokratik meşruiyeti olduğunu düşünüyorlar. Eski Federal Cumhuriyet’in nasıl değerlendirildiğinde baktığımızda da Doğu Alman gençlerin yüzde 50’sinin eski Federal Cumhuriyet’te demokrasi olmadığını söylediklerini görüyoruz. Büyük olasılıkla ailerinin üzüntüsünü paylaşmak ve her iki sistemi de aynı hizaya çekmek istiyorlar.“

Doğu Alman arabaları

Doğu Almanya anıları bugün özellikle dört tekerlek üstünde dolaşıyor. “Trabbi“ ya da “karton“ olarak adlandırılan Trabant ve Wartburg, o dönemde ulaşılması zor otomobil markalarıydı. Doğu Almanya'da araba sahibi olmak isteyen bir kişinin 10 yıldan fazla uzun bir zaman beklemesi gerekiyordu. Doğu Alman otomobillerini kiraya veren Ingo Speckmann, insanların bu şekilde o dönemdeki yardımlaşmayı da hatırladığını dile getiriyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle