Berlin'e hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde olduğu bir günde ulaşıyorum. Havaalanından şehir merkezine - nam-ı diğer Avrupa'daki "küçük İstanbul"a gitmek için bindiğim taksinin şoförü, 6 yaşından beri Almanya'da yaşayan Gökhan Şahin. Gündemimiz Türkiye'deki anayasa referandumu. Merkeze yaklaşırken, bir noktada durmak zorunda kalıyoruz. Berlin Yarı Maratonu nedeniyle polis bazı yolları kapatmış.
"Yalnız bu engellemeler yüzünden 'Evet'e kayan insanlar oldu" diyor Şahin. Kastettiği "engellemeler" Türk bakanların Almanya ve Hollanda'da iptal edilen referendum mitingleri.
Almanya-Türkiye arasında, Türk bakanların referandum kampanyalarının iptal edilmesiyle başlayan gerilim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'ya yönelttiği "Nazi suçlaması" ardından artmıştı.
Türkiye-Almanya gerginliği: Erdoğan'dan 'terör' suçlamasıMerkel: Türkiye'deki referandumu beklemeliyiz5 soruda Türkiye-Almanya gerginliğiBu gerilimin Almanya'da oy dağılımında bir değişim yaratıp yaratmayacağı konusunda "Evet" ve "Hayır" kampanyaları yürütenlerin görüşleri farklı. Konuştuğum hemen herkesin üzerinde anlaştığı tek nokta ise gerginliğin ardından sandığa gidecek olanların sayısının artmasına yönelik beklenti.
Almanya'daki Türk seçmen sayısı yaklaşık 1,5 milyon. 13 bölgede sandık açıldı. Berlin'deki seçmen sayısı ise yaklaşık 139 bin.
Oyunu kullanabilmiş olan Perihan Seçmen önceleri kararsız olduğunu ancak 3 hafta önce kararını verdiğini söylüyor:
" 'Evet' dedim tabii ki. Alman basını neden (Cumhurbaşkanı) Erdoğan'ın üzerine bu kadar geliyor? Aleyhinde bu kadar haber yapılıyorsa bir nedeni vardır. Almanya zaten Türkiye'yi sevmiyor ve gelişmesini istemiyor".
AKP Berlin Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) Başkanı Hasan Ürkmez de Almanya'daki Türklerin seçime katılımlarında artış olduğunu söylüyor. "Bunda tabii son dönemdeki gerginliklerin de payı var. Buradaki vatandaşlarımız bunu bir devletin başka bir devletin içişlerine müdahalesi gibi gördü belki" diyor.
CHP Berlin Birliği Başkanı Kenan Kolat ise Türk bakanların referandum kampanyalarının engellenmesinin, CHP Genel Merkezi'nin de belirtmiş olduğu gibi "yanlış" bulduğunu hatırlatıyor. Almanya'daki Türk seçmen açısından yansıması açısından ise "Bu durum, AKP'de aslında bu anayasa değişikliğinde hiçbir şekilde mobilize olmayan topluluğu mobilize etmeye yaradı diyebiliriz. Bunu da camiler, cemaatler üzerinden yaptıkları için daha hızlı" diye konuşuyor.
Ancak Kolat'a göre CHP tabanı da bu referandumda "çok mobilize ve sandığa gitme oranı daha yüksek olacak."
Öte yandan Birleşik Haziran Hareketi'nden Süleyman Can da AKP'nin gerilim sayesinde milliyetçi oyları mobilize etmeye çalıştığını ancak "bunun çok da tutmadığını gördüğünü" söylüyor.
Can, "İnsanlar Türkiye'nin çaresiz olduğunu da gördüler. Türkiye'nin kavgalı olarak düştüğü durum kötü bir durum. Bundan memnun olmayanlar var" diyor.
1 Kasım 2015 genel seçiminde, Berlin'de kayıtlı seçmenin yüzde 40'ı sandığa gitmiş ve AKP Berlin oylarının yüzde 48,5'ini almıştı.
Berlin, 60'larda çalışmaya gelen "misafir işçiler", ardından göç eden Kürtler ve Aleviler ve son dönemde iş imkânları nedeniyle göç eden profesyonellerle birlikte, Türkiye'nin demografik yapısını yansıtan bir Türkiyeli göçmen nüfusuna sahip.
AKP'nin "Evet", CHP'nin ise "Hayır" çıkmasını beklediği Berlin, Almanya'da "Evet" ve "Hayır" oylarının birbirine yakın çıkma ihtimali en yüksek yer olarak görülüyor.
"Hayır" kampanyası yürütenlerden Erkin Erdoğan ise "Evet" oylarının 2015 genel seçimindeki AKP-MHP oylarının tamamına "kesinlikle eşit olmayacağını, altında kalacağını" söylüyor.
Oy kullananlarla konuştuğumda da, oy tercihlerinin Türkiye'deki seçmenin nedenleriyle paralel olduğu görülüyor.
Başkonsolosluk önünde oy kullanabilmek için sıra bekleyen Fikret Çabuk tercihinin "Hayır"dan yana olduğunu söylüyor:
"Bir ailede baba bir oğluna sen git çoban ol derse, diğerini öğretmen yaparsa ne olur? Haksızlık değil mi diğerine. Türkiye'de de anayasa değişikliği ile olacak olan bu; haksızlığa uğrayan hakkını arayamayacak. Yasama yürütme yargı tek adamın kontrolünde olamaz".
Bir yıl önce "hendek operasyonları" ardından Şırnak'tan ayrılmak zorunda kaldığını söyleyen bir genç ise operasyonlar sırasında yıkılan iş yerinin fotoğraflarını gösteriyor. Anayasa değişikliğinin "diktatörlük rejimi" getireceğine inandığını, tüm gücün tek kişinin elinde toplanmasına karşı olduğunu söylüyor.
Sabiye Akyol Kaya da Berlin'de hayır oyu verenlerden. Kaya "15 yıldır AKP hükümetinin ülkemizde uyguladığı, bana göre baskı, zulüm, ayrımcılık… kadın şiddeti arttı, çocuk ölümleri tecavüzleri arttı. Terörle mücadele adı altında doğuda katliamlar yapıldı. Ben bunlar için hayır dedim…. (Anayasa değişiklik paketinin) Birkaç maddesini duydum ama okumadım, ama inanıyorum ki kendi çıkarları üzerine bir anayasa maddeleri hazırladılar çünkü 15 yıllık süreç bunu bize gösterdi yani…."
Yaşanan gerilim hakkında da "Avrupa ülkelerinin ben Erdoğan'la bir masa etrafında oturup bunu planladığını düşünüyorum, kendi düşüncem yani. Olmayabilir de ama…. Bunu kendini mağdur duruma düşürüp oy potansiyelini yükseltmek için planlı bir şey olduğunu düşünüyorum."
Türkiyemspor'un Berlin'de Türk nüfusunun en yoğun olduğu Kreuzberg'deki lokalinde de, hem "Evet" hem de "Hayır" destekçileri var.
Oy tercihlerini sormamın ardından, konuşmak isteyenler farklı masalara oturuyorlar.
"Türkiye'deyken Dev-Solcuydum, şimdi 'Evet'i destekliyorum" diye bağırıyor okey oynadığı masadan Seyfi Duran: "Bak PKK, DHKPC, Almanya, Hollanda, Belçika, İngiltere, Amerika, İsrail 'Hayır' diyorsa, ben 'Evet' diyorum. Demek ki bunda bir hayır var ki onlar 'Hayır' diyor".
1980'den bu yana Almanya'da yaşayan Ahmet Erbaş ise kendisini "65lilerden" olarak tanımlıyor ve dünya görüşünden ötürü "Hayır" oyu verdiğini söylüyor. İnsanların takım tutar gibi oy verdiğini düşünen Erbaş "Bir gün bu fanatiklik sona erere ve başka hükümetler göreve gelirse, birçok insan son 15 senedir yaptıklarından dolayı çok önemli hesaplar vermek zorunda kalacaklarından, öyle bir sisteme gidilmek isteniyor ki kimse kimseye bir daha bir şey, geçmişi için sormasın diye…."
Erbaş lokalin diğer köşesindeki masada gündüz saatlerinde oturup kağıt oynayan gençleri gösteriyor; "Bak bunların hepsi 'Evet'çi" diyor. Gençler ise konuşmak ya da fotoğraflarının çekilmesini istemediklerini söyleyip sırtlarını dönüyor.
Peki Türkiye-Almanya gerilimi Almanya'daki Türkiye vatandaşlarını, "Almanya'dan kendilerine yönelik olası bir cezalandırma" kaygısına düşürüyor mu?
Geçen ay, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Günter Kings ve bazı alman siyasiler, 2000'den önce Almanya'ya yerleşmiş olan Türklere verilen çifte vatandaşlık haklarının yeniden kısıtlanmasını istemişti.
Nurgül Toprak çalışmak için uzun yıllar önce Almanya'ya gelenlerden. Referandumda tercihi hayır'dan yana olmuş. Türkiye-Almanya arasındaki gerginlikle ilgili olarak ise "Endişeliyiz, çocuklarımızın geleceğini etkileyecek. Türklere karşı düşmanlık olacak, haklarda da kısıtlama olur diye düşünüyorum. Almanya ne tavır koyacak daha bilmiyoruz" diyor.
CHP Berlin Birliği'nden Kenan Konat da "Bu tartışmaların sonucunda, Almanya'da çifte vatandaşlığın geri alınması, sınır dışı edilmelerin sertleştirilmesi gibi başka önlemlerin getirilmesiyle ilgili ciddi tartışmalar var. Bu da aslında bu tartışmaların buradaki Türk toplumunu vuracağını gösteriyor" diye konuşuyor.
AKP SKM Başkanı Ürkmez ise örneğin çifte vatandaşlağın kaldırılması konusuna dair "O, o kadar kolay bir iş değil, yaparsa Almanya kendi ayağına sıkmış olur" diyor. Ancak Ürkmez Türk toplumunda böyle bir "vesvese" olduğunu kabul ediyor.
"Hayır" oyu kullanan Sabiye Akyol Kaya ise gerginliğin kendi haklarına olumsuz bir etkisi olmayacağı görüşünde:
"Zannetmiyorum, çünkü burada yasalar var ve o yasalar uygulanıyor. İnsanlar eğer haklarını bilirse ona göre kendilerini savunabiliyorlar. O yüzden bir sorun olacağını düşünmüyorum."