Dünya
Deutsche Welle

'Almanya'daki Müslümanlardan anlamlı mesaj'

Almanya'da Müslümanların düzenlediği ortak eylem, şiddete ve hoşgörüsüzlüğe anlamlı bir yanıt oldu. 2000 caminin katıldığı eylemlerde Almanya Müslümanları, şiddete ve nefrete olan mesafelerini de ortaya koydular.

19 Eylül 2014 21:42


"İslam Devleti" adlı örgüte mensup teröristlerin Suriye ve Irak'taki ilerleyişleri durdurulamıyor. Katlederek, yağmalayarak köy köy dolaşıyor, halka işkence yapıyor, aşağılıyor ve onbinlerce insanı göçe zorluyorlar. Aynı dönemde Almanya'da Müslümanlar ayaklanarak nefret ve haksızlığa karşı seslerini yükselttiler. Bu şekilde Ortadoğu'da dinleri adına, eşi görülmemiş, üstelik de ilk aşamada kurbanları Müslümanlar olan bir terör rejimi oluşturan radikallere mesafeli olduklarını açıkça ilan ettiler.

Almanya’daki Müslümanlar, bu eylemleriyle aynı zamanda Suriye'deki iç savaşa giderek, vahşi savaşa katılan en az 400 dindaşına da mesafe koyduğunu gösterdi. Bunlar internet aracılığıyla ya da Almanya'daki Müslümanların çevrelerinde odaklanıp, çirkin eylemlerini gerçekleştiren "nefret vaizlerinin" etkisiyle radikalleşen genç erkekler ve genç kızlar.

Bu kesim aslında Almanya'da dört büyük çatı kuruluşuna ait yaklaşık iki bin camiden hiçbirinin cemaatine mensup değil. Düzenli sosyal yaşamları olan ve normal vatandaşlar gibi yaşayan Almanya’daki Müslüman çoğunluk, nefret vaizlerinin peşlerine takılarak gözlerini körelten azınlığın gittiği sapkın yoldan sorumlu tutulamaz.

Buna rağmen Müslüman çatı kuruluşlarının nefrete karşı eylem günü düzenleyerek, söz konusu fanatiklere mesafeli olduklarını açıkça dile getirmeleri çok yerinde oldu. Eylem aynı zamanda, Alman toplumunun Ortadoğu'da yaşanan dehşeti şaşkınlıkla izlediği ve aşırı sağın da bu kesimi İslam aleyhine kışkırtma çabası içinde olduğu bir süreçte, konunun daha derinlemesine incelenmesine de vesile oldu. İslami kuruluşlar, kendilerine yönelik saldırıların bu dönemde arttığını dile getiriyorlar.

Müslümanlara saldırılar arttı

Ağustos ayında, Almanya'da beş camiye art arda saldırılar düzenlendi. Daha önce hiç bu kadar sık saldırı olmamıştı. Müslümanlar cuma günü düzenledikleri eylemlerde, tıpkı Antisemitizm veya Yahudi düşmanlığı gibi bu durumu da protesto ettiler. Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Ayman Mazyek, "Bir sinagoga saldırıldığında Yahudiyim. Hristiyanlar takip edildiğinde Hıristiyanım. Camiler kundaklığında ise Müslümanım" demişti. Bunlar hepimizin içselleştirmesi gereken güçlü ifadelerdir. Ancak, kararlı bir medeni cesaret ve birliktelikle, artan radikal eğilimlere ve fanatizme karşı durabiliriz.

Ama bunlar tek başına yeterli değil. Siyaset ve medya da bu sürece katılmalı. Politika, örneğin İslami derneklerin olanaklarını artırarak, toplumdan dışlanan gençliğe yeni perspektifler sunulmasının yolunu açmalı. Almanya, uluslararası arenada da Ortadoğu'yu karıştıran çatışmaların sona ermesine ve terörizmden beslenen bataklığın kurutulmasına yönelik çalışmalar yapmalı. Medya ise, aydınlatmalı, bilgilendirmeli, konu değerlendirmelerinde ya da haber dili seçiminde, kendileri yabancılaştırmaya ve radikalleşmeye yol açmamaları için dikkatli olmalı.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle