Spor
Deutsche Welle

Almanya'nın Dünya Kupası'ndaki kader maçı

Rusya'daki Dünya Kupası'nda Meksika'ya karşı aldığı sürpriz yenilgiyle futbolseverleri şaşırtan Almanya, kader maçında İsveç ile kozlarını paylaşacak.

23 Haziran 2018 16:59

2018 FIFA Dünya Kupası’ndaki ikinci maçında İsveç ile karşılaşacak olan Almanya, olası bir mağlubiyet durumunda büyük ihtimalle turnuvaya erkenden havlu atacak. Son dünya şampiyonu Panzerler, gruptaki ilk maçında Meksika karşısında 1-0’lık şok bir yenilgi almıştı.

Unvanını koruma hedefiyle Rusya’ya gelen ve pek çok futbol otoritesi tarafından kupanın başlıca favorileri arasında gösterilen Almanya’nın grup maçlarını rahat ve kayıpsız geçeceğini düşünenlerin sayısı hayli fazlaydı. Ancak evdeki hesap çabuk bozuldu ve Almanya grupta 17 Haziran'da oynadığı ilk maçında Meksika önünde tek gollü bir mağlubiyet aldı. Gerek teknik ekipte gerekse taraftarlarda asıl endişeye yol açan ise sergilenen kötü ve isteksiz futbol oldu.

Aslında hazırlık maçlarındaki vasat performansa bakıldığında, bazı yorumcuların turnuva öncesi yaptığı uyarıların haklı çıktığı görüldü. İngiltere, Fransa, İspanya ve Brezilya gibi güçlü rakiplerle yenişemeyen Joachim Löw’ün talebeleri, Avusturya’ya ise 2-1 mağlup olmuştu. Son maçlardaki tek galibiyet ise Suudi Arabistan’a karşı (2-1) elde edildi. Ancak Almanlar için yapılan “tipik bir turnuva takımı” tanımının yine doğru çıkacağı ve Dünya Kupası maçlarında ekibin motivasyon ve arzusunun çok daha üst düzeyde olacağı umuluyordu.

Takımdaki ‘kolej havası’ kayboldu mu?

Ne var ki bu kez beklenen olmadı ve turnuva takımı hüviyetinden hayli uzak bir görüntü sergilendi. Taktik açıdan bakıldığında, bloklar arası bağlantının iyi işlemediği, taktik disiplinden uzaklaşıldığı ve yardımlaşmanın çok az olduğu görüldü. En önemli eleştiri ise 2014 Dünya Kupası’nda sergilenen “kolej takımı havasının” bozulduğu yönünde.

Pek çok futbolcunun takımı düşünmeyip şahsi oyandığı, kimilerinin motivasyonun düşük olduğu gözlerden kaçmadı. Nitekim kaptan Manuel Neuer ve defansın bel kemiği Mats Hummels, özellikle öndeki oyuncuların defansa yardıma gelmemesine dair şikayetlerini kamera ve mikrofonlar önünde de dile getirdi. Neuer daha diplomatik olmayı tercih ederken, Hummels takım arkadaşlarını açıkça eleştirdi. “7-8 kişiyle hücum etmek belki ofansif gücümüzü artırır. Ama topu kaybettiğimiz anlarda geride Boateng ile ben yalnız kalıyordum. Bunu arkadaşlarıma aylardır sürekli söylüyorum ama henüz düzelmedi. Meksika hakmettiği bir galibiyet aldı. Çünkü işlerini çok kolaylaştırdık.”

Eleştirilerin odağında Mesut Özil var

Futbol otoritelerinin eleştiri oklarının hedefinde ise özellikle bir isim var: Mesut Özil. Türk kökenli yıldız oyuncuyu en ağır şekilde eleştirenlerin başında Alman futbolunun efsane kaptanlarından Lothar Matthäus geliyor. Özil'i "sorumsuzlukla” suçlayan Matthäus, bununla hem saha içi hem de saha dışındaki tavırlarını kastettiğini belirtiyor. Alman futbol adamı, İsveç maçında Mesut Özil’in yerine Marko Reus’un oynaması gerektiğini savunuyor.

Steffan Effenberg ve Dietmar Hamann gibi eski futbolcular da Özil’in ilk 11'den kesilmesi gerektiği görüşünde. Hatta Effenberg daha da ileri giderek “Alman Futbol Federasyonu, Mesut Özil ve İlkay Gündoğan’ı tamamen kadro dışı bırakmalı’ diyor. İki futbolcu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Londra ziyareti sırasında Cenk Tosun’u da aralarına alarak dörtlü bir fotoğraf çektirmişti. Bu olay, Almanya’da günlerce gündemi meşgul etmiş, “Alman milli takımı oyuncuları bir ‘diktatör’ ile fotoğraf çektiremez” şeklinde ağır eleştiriler dillendirilmişti. Teknik direktör Joachim Löw, milli takımdan ihraç çağrılarına rağmen iki futboluyu da Dünya Kupası kadrosuna alarak onlara güvendiğini belirtmişti. Ancak Meksika karşısında ilk 11'de saha çıkan Mesut Özil’in de diğer pek çok takım arkadaşı gibi kötü oynaması, fotoğraf tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Özil'in tutuk ve içine kapanık bir görüntü sergilemesi, bu tartışmalardan olumsuz etkilendiği şeklinde yorumlandı.

İsveç karşısında farklı kadro beklentisi

Futbol yorumcularının ilk 11'de değişikliğe gidilmesi yönündeki çağrılarına teknik direktör Löw'ün ne ölçüde cevap vereceği merak konusu. Ancak Löw’ün, eleştirilerin odağındaki Özil’i “koruma amaçlı” yedeğe çekmesi kuvvetle muhtemel. Bu durumda akla gelen ilk ihtimal, Borussia Dortmundlu Marco Reus’un forma giymesi. İlk maçta ileri ucun sol tarafında oynayan Julian Draxler'in "10 numara” pozisyonuna çekilerek, Reus’un sol açığa geçmesi bekleniyor.

Bir diğer değişikliğin de defansif orta saha mevkisinde yapılması gündemde. Yaptığı top kayıplarıyla Meksika maçının en formsuz isimlerinden olan ve ikinci yarının ortasında oyundan alınan Sami Khedira’nın yerine iki aday öne çıkıyor: Julian Brandt ve İlkay Gündoğan. Bazı yorumcular, Gündoğan’ın tecrübesi ve üstün top tekniğiyle orta sahaya dinamizim ve düzen getireceğini savunurken, kimileri de fotoğraf tartışmaları nedeniyle Gündoğan’ın da tıpkı Özil gibi verimli olamayacağını iddia ediyor.

Otoritelerin son değişiklik talebi ise ileri uçta. Modern futbolun gereklerine uygun gezgin bir santrfor olan 22 yaşındaki Timo Werner, Meksika önünde gayretli ama etkisiz bir görüntü çizmişti. 1.80’lik boyuyla uzun İsveç defansı arasında kaybolma ihtimali hayli yüksek olan Werner'in yerine eski Beşiktaşlı Mario Gomez’in forma giymesi sürpriz olmaz. 1.89’luk iri fiziği ve 33 yaşın getirdiği deneyimle Gomez’in, gol yollarında çok daha etkili olması umut ediliyor.

Löw bir de zorunlu değişiklik yapmak zorunda kalabilir. Alman teknik adam Cuma günkü basın toplantısında, stoper Hummels'in boynundan sakatlandığını ve İsveç maçında muhtemelen forma giyemeyeceğini söyledi. Hummels’in oynamaması durumda, yerine Bayern’den takım arkadaşı Niklas Süle ya da Chelsea’den Antonio Rüdiger’in görev yapması bekleniyor.

Löw ikinci maçlarda başarısız

Futbol adamları her ne kadar "Rakamlar gol atamaz” diyerek istatistikleri pek önemsemeseler de geçmişi analiz etmek, geleceğe ışık tutabilir. Alman milli takımı teknik direktörü Joachim Löw’ün büyük turnuvalardaki karnesine baktığımızda, ikinci maçların pek de onun uzmanlık alanı olduğunu söyleyemeyiz. 12 yıllık görev süresinde Dünya ve Avrupa şampiyonalarındaki toplam altı kez çıktığı ikinci grup maçlarında iki mağlubiyet, üç beraberlik ve sadece bir galibiyet elde etmiş. İkinci maçındaki son galibiyet altı yıl önceye, yani EURO 2012’ye ait.

Almanya, İsveç karşısında 944’üncü maçına çıkacak. Panzerler bugüne kadar 550 galibiyet, 190 beraberlik ve 203 mağlubiyet elde etti. Bu maçların 163’ünde teknik direktör koltuğunda Joachim Löw oturuyordu. “Jogi” lakaplı Löw, beş maça daha çıkarsa, 1977 yılında hayatını kaybeden futbol adamı Sepp Herberger’in 168 maçlık rekorunu yakalamış olacak.

İsveç karşısındaki istatistiklerde ise denge az farkla Almanlardan yana. Almanya 36 maçta 15 galibiyet, dokuz beraberlik ve 12 mağlubiyet aldı.

Takımların son iki maçında toplam 16 gol kaydedildi. İsveç, Almanya ile Ekim 2012'de Berlin'de oynadığı Dünya Kupası eleme grubu maçında 4-0 geriden gelerek 4-4'lük beraberliği yakalamıştı. Ertesi yıl İsveç'te oynanan rövanşı ise Almanya 5-3 kazanmıştı.

Son maç formaliteye dönüşebilir

İsveç gruptaki ilk maçında Güney Kore'yi 1-0 yenmişti. Her ne kadar kimse aklından geçirmek dahi istemese de İsveç karşısında alınacak bir mağlubiyet, Almanya’nın Dünya Kupası’na erken havlu atmasına neden olabilir. Zira bu maçtan önce TSİ 18’de oynanacak Güney Kore-Meksika maçında Orta Amerika ekibinin alacağı bir puan bile Almanların kupaya vedası anlamına gelecek. Bu durumda 2014'ün dünya şampiyonu Almanya, Güney Kore karşısındaki son grup maçına formalite icabı çıkacak.

48 bin seyirci kapasiteli Soçi Olimpiyat Stadı’nda TSİ 21’de başlayacak Almanya-İsveç mücadelesini Polonyalı hakem Szymon Marciniak yönetecek.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle