HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "devlete çalışan İslamcı ajanlar" tartışmasını başlatan Ali Bulaç'a destek verdi: “44 yıldır hem İslami grup ve cemaatlerin, hem de Kürt siyasal örgütlerinin içindeyim. İçinde devletin olmadığı yapı görmedim. Şu an İslami basındaki yazarların ve Kürt siyasetinde yer alanların en az yarısı devletin adamıdır.”
Zaman yazarı Ali Bulaç, 70'li yıllarda polis tarafından kendisine ajanlık teklif edildiğini aktararak, kendisinin bu teklifi kabul etmediğini ama ‘kabul eden bazı İslamcıların' hızla yükseldiğini yazmıştı. Bulaç'ın iddialarına uzun yıllar İslami ve Kürt siyasal çevrelerinde yer alan Altan Tan'dan destek geldi. Zaman'dan Habib Güler'in haberine göre, 1971 yılından beridir bu çevrelerin içinde olduğunu anlatan Tan, “44 yıllık tecrübemin sonucunda şunu diyebilirim; İslami, sosyalist, Kürt, Türk milliyetçisi… Tanıdığım tüm yapıların içinde, devletin olmadığı bir yapı görmedim. Keşke Hakan Fidan bu Ramazan ayında bir iyilik yapsa da devlete çalışan, MİT'e çalışan İslamcıların ve Kürtçülerin listesini yayınlasa. Tahmin ettiğimizden çok daha fazla insan olduğunu düşünüyorum. Bunların önemli bir kısmı da anlı şanlı ‘ağabey' pozisyonundaki insanlardır. Hakan Fidan'dan rica ediyorum, bir iyilik yapsın belki günahlarına kefaret olur.” dedi.
‘İslami grup lideri Kontrgerilla elemanı çıktı'
Görüşlerinin bazılarının bilgi, bazılarının ise öngörüye dayandığını anlatan Altan Tan, şöyle konuştu:
“Söylediklerimin önemli bir kısmı bilgidir. Mesela birini söyleyeyim; 12 Eylül'den önce içinde bulunduğum bir İslami grubun çok önemli bir lideri, 12 Eylül'den sonra alenen kontrgerilla elemanı çıktı. Mehmet Eymür (MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı) kendi internet sitesinde bu şahıstan bahsederken, ismini vererek ‘Beni Abdullah Çatlı ile o tanıştırdı.' diyor. Bu şahıs, bizim içinde bulunduğumuz İslami örgütün çok üst düzey bir yöneticisiydi. Şu an basındakilerin de en az yarısı devletin kontrolündedir.”
1990'lı yıllarda Yeni Zemin Dergisi'nde kendisinin de yazdığını, o dönem değil ama sonrasında dergide yazan bazı isimlerle ilgili kafasında ‘devletin adamı' algısı oluştuğunu anlatan Tan, son sürece de işaret ederek “Bu durum Gülen cemaati için de geçerli. Gülen cemaatinden kimler ayrıldı, neden ayrıldı ona bakmak lazım.” ifadesini kullandı.
Türkiye'de bir ‘Kürt Ergenekonu' gerçeği olduğunu ancak bugüne kadar açıklanmadığını da anlatan Altan Tan, MİT'in birçok adamıyla KCK'ya ve Kürt siyasal hareketlerine de sızdığının altını çizdi. Tan, şunları kaydetti: “Kürt siyasal hareketlerinin içindeki yapılar nelerdir, bunlar gizleniyor. Hakan Fidan, Kürt Ergenekon'unu da açıklamalıdır. Kürt siyasetinde de devlete çalışanların oranı yarıdan aşağı değildir. Mesela Öcalan'ın avukatlarının başındaki İrfan Dündar MİT elemanı çıktı. İstanbul'da belediye otobüsüne molotof atıp bir genç kızın ölümüne neden olan kişi, MİT elemanı çıktı. Sosyalistlerden bahsetmeye gerek duymuyorum, çünkü onlar belli zaten, yarıdan fazlasının devlete çalıştığı ortaya çıktı.”
Bekaroğlu: Bilgim yok, teklif almadım
Uzun yıllar İslami çevrelerde aydın kişiliği ve siyasetçi yönüyle yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu ise İslami hareketlerde ve diğer birçok gruplar içinde “şu polisin adamıdır, devletin adamıdır” denerek bazı kişilerden bahsedildiğini ancak bugüne kadar bu konuda somut bir bilgi sahibi olmadığını söyledi. Bekaroğlu, “Bu tür şeyler her yerde söylenir. Ben bu konuda isim bilmiyorum. Bazı insanlar sevmedikleri insanlara itham açısından da bu tür şeyleri kullanmıştır. Bir kısmı gerçekten de söylendiği şekilde olabilir. Ama benim bilgim yok, bugüne kadar böyle bir teklif de almadım.” dedi.