"İşçi sınıfının yönetmeni" olarak bilinen Ken Loach "I, Daniel Blake" isimli filminde kalp krizi geçirdikten sonra hayata yeniden tutunmaya çalışan 59 yaşındaki Daniel'in hikayesini anlatıyor. İki çocuk annesi bir kadın da ona bu konuda yardımcı oluyor.
İngiltere'ye giden 8'inci Altın Palmiye
79 yaşındaki Loach, 2006 yılında "The Wind That Shakes the Barley" isimli Altın Palmiye'ye layık görülmüştü. Böylece büyük ödül 8'inci kez İngiltere'ye gitmiş oldu.
Jüri büyük ödülü "Juste la fin du monde" (Yalnızca dünyanın sonu) filmine verildi. 27 yaşındaki Kanadalı yönetmen Xavier Dolan'ın imzasını taşıyan film aile içi gerginlikleri anlatıyor.
Farhadi'nin filmine iki ödül
İranlı yönetmen Asghar Farhadi yeni tamamladığı son filmi "Forushande" bu yıl Cannes'dan en iyi senaryo ve en iyi erkek oyuncu olmak üzere iki ödülle döndü. Shahab Hosseini'nin başrol oynadığı filmin konusunu genç bir çiftin dramatik olayların derinden değiştirdiği ilişkileri oluşturuyor.
En iyi yönetmen ödülü paylaşıldı
En iyi yönetmen ödülünü iki film paylaştı. Bunlardan Fransız Olivier Assayas imzalı "Personal Shopper" günümüz Paris'inde geçen modern bir hayalet hikayesini anlatıyor. Kristin Stewart filmde işinden memnun olmayan ve ölen ikiz erkek kardeşinin özlemini duyan bir kadını canlandırıyor.
Yolsuzluk sorunu ödül getirdi
En iyi yönetmen ödülünü alan diğer film ise Rumen yönetmen Cristian Mungiu'nun ülkesindeki yolsuzluk sorununu yansıttığı "Bacalaureat" (Mezuniyet) oldu. Film, hayatını kızının eğitimine adayan bir babanın hikayesini anlatıyor. Ancak mezuniyet sınavları öncesi kızının başına beklenmedik işler geliyor. Mungiu'nun kürtaj konulu sarsıcı draması "4 Ay, 3 Hafta ve 2 gün", 2007 yılında Altın Palmiye ödülüne layık görülmüştü.
Alman yönetmen Maren Ade eli boş döndü
ABD'li yönetmen George Miller ("Mad Max") başkanlığındaki jüri, favoriler arasında gösterilen Alman yönetmen Maren Ade'yi ise eli boş eve gönderdi. Ade'nin "Toni Erdmann" adlı filmi, uzun süre sonra yarışmalı bölümde yer alan ilk Alman filmi olmuştu. Başrollerini Sandra Hüller ve Peter Simonischek'in paylaştığı filmde karmaşık bir baba-kız ilişkisi anlatılıyor. Film yalnızca Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) Ödülü'nü aldı.
Geçen yıl Altın Palmiye ödülüne sığınmacı dramını anlattığı " Dheepan" isimli filmiyle Jacques Audiard layık görülmüştü.