Gündem

Anadolu’nun ilk camisi de depremde yıkılmıştı: Projesini "uzun yıllar ayakta kalacak" diyen firma hazırlamış!

"Caminin yalnızca kubbe kısmı çöktü, beden duvarları ayakta kaldı"

01 Mart 2023 12:45

Kahramanmaraş merkezli depremlerin en çok etkilediği yerlerden olan Hatay’da, yıkılan Anadolu’nun ilk camisinin restorasyon projesini, "Eserlerin uzun yıllar ayakta kalmasını sağlamak ana hedeflerimizdendir" diyen firmanın hazırladığı ortaya çıktı. Firmanın kurucusu Şakir Meraki, "Bölgede taş üstünde taş kalmamış. Mimarlık projesi bize ait, biz uygulama müteahhidi değiliz. Bundan sonrası için izolatörlü sistemi öneriyoruz" dedi.

Depremlerden etkilenen 11 ilde, tarihi camilerin yanı sıra birçok tarihi yapı yıkılırken büyük bir kısmı da zarar gördü. Mimar Sinan’ın 1553 ve 1574 yıllarında Hatay’da inşa ettiği Sokullu Mehmet Paşa ve Belen Kanuni külliyeleri depremde ayakta kalırken, onarım gören tarihi yapıların yıkılmış olması, restorasyon süreçlerine ilişkin tartışmayı da beraberinde getirdi. Anadolu’da inşa edilen ilk camii olarak bilinen ve depremde yıkılan Antakya’daki Habib-i Neccar Cami’nin de 2017'de restorasyon ve onarım gördüğü ortaya çıktı.

Firma kurucusu: Bölgede taş üstünde taş kalmadı

Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, onarım işini yaptırdığı Ankara merkezli A Proje firmasının tanıtım sayfasında ise, "Kültür mirasımızın korunması amacına yönelik bilimsel çalışmalar yapmak ve bu eserlerin uzun yıllar ayakta kalarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak ana hedeflerimizdendir" ifadeleri dikkati çekti.

Restorasyon ve onarım yapılmasına rağmen camiinin neden yıkıldığına ilişkin olarak T24’ün sorusunu yanıtlayan firmanın kurucu ortağı Şakir Meraki, "Bölgeye gittim, taş ütünde taş kalmadı. Hasar görmeyen tarihi yapı yok. Yığma yapı olduğu için homojen değil. Ama yine de caminin yalnızca kubbe kısmı çöktü, beden duvarları ayakta kaldı.Mimarlık projesi bize ait, biz uygulama müteahhidi değiliz. " dedi.


Meraki, şunları söyledi:

"Var olan bir şeyi sanatsal değerine zarar vermeden teknik imkanlar doğrultusunda en uzun süre ayakta kalmasını sağlamayı hedefliyoruz. Bazı yapılar var ki; eldeki imkanlar kapsamında daha da fazlasını yapamıyorsunuz. Örneğin Ayasofya’nın minaresinin 7’nin üzerinde bir depremde yıkılacağı öngörülüyor. Tarihi yapılarla ilgili bilimsel teknikler ölçüsünde bu kadar şiddetli depreme yönelik çok bir şey yapılabileceğini düşünmüyoruz. Hastanelerde olduğu gibi izolatörlü sistemi önerdik ancak bunlar çok radikal ve maliyetli çözümler. Yine de biz Vakıflar Genel Müdürlüğüne bundan sonraki süreçler için rekonstrüksiyon gerektiren yapılar için izolatörlü sistemi önerdik."