Kazı ekibinin yaptığı açıklamada, Hitit İmparatorluğu döneminde Anadolu hiyerogliflerinin düzenli olarak kaya anıtlarında, mühürlerde kazınmış veya kabartma olarak bulunduğu belirtildi. Yerkapı'da keşfedilen işaretlerin ise taş blokların üzerine boya ile yazıldığını vurgulayan kazı ekibi, şimdiye kadar boyalı yazıtların sadece Kayalıpınar (Sivas) ve Suratkaya'da (Muğla) bilindiğini, oralarda bulunan işaretlerin sayısının da son derece az olduğunu belirtildi.
Yerkapı'daki buluntular sayesinde, Anadolu hiyeroglif yazısının milattan önce iki bin yıl toplumunda daha önce varsayılandan çok daha yaygın olduğunun giderek daha açık hale geldiğini de ifade eden kazı ekibi, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Yukarıda bahsedilen Yerkapı buluntuları, Geç Tunç Çağı'nı çok daha iyi anlamamızı sağlayan tamamen farklı ve beklenmedik bulgular içermektedir. Bu eşsiz keşfi belgelemek amacıyla, hiyeroglifler tüm yapıyla birlikte dijital olarak kaydediliyor ve Federico II Üniversitesi’nden- DiSTAR (Napoli, L. Repola ve ekibi) meslektaşlarla iş birliği içinde üç boyutlu olarak modelleniyor. Ekibimizin filologları Metin Alparslan ve Massimiliano Marazzi’nin yaptığı ilk değerlendirmelere göre, Yerkapı’daki poternde defalarca tekrarlanan en az sekiz farklı işaret grubu vardır; örneğin işaret gruplarından biri şu ana kadar 38 kez tespit edilebilmiştir. Böylece belli ki uzun anlatımlı bir yazıt değil, daha ziyade grafiti anlamında kısa notlardır. Kesin bir değerlendirme yapmak için henüz erken olsa da kişi ya da tanrı adlarının yanı sıra belki de Hitit dönemindeki yeraltı geçidinin adının geçtiğini varsayıyoruz."