Ankara Diş Hekimleri Odası Genel Sekreteri Gamze Burcu Gül, “Ülkemizde toplumun yüzde 85’inin ağız ve diş sağlığı bozuk. En önemli halk sağlığı sorunları içinde yer alan ağız ve diş hastalıklarının nedeni de büyük oranda yoksulluk. Ulusal Ağız Diş Sağlığı Politikamız olmalı ve özellikle çocuklara yönelik ağız sağlığını geliştirme programlarının uygulanmasına öncelik verilmelidir. Sağlıklı, güvenli ve yeterli gıdaya, uygun fiyatlarla, sürdürülebilir biçimde ulaşabilmek bir insan hakkıdır. Bu konuya sosyal yardım değil, sosyal hak perspektifinden bakmak sorunların çözümü yolunda doğru bir adım olacaktır” açıklamasını yaptı.
Ankara Diş Hekimleri Odası, yoksulluktan kaynaklı sağlıksız beslenmenin ağzı ve diş sağlığını da olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Ankara Diş Hekimleri Odası Genel Sekreteri Gamze Burcu Gül tarafından bugün yapılan yazılı açıklamada şunlar ifade edildi:
"Kalitesiz karbonhidrat ağırlıklı gıdalarla beslenen çocuklarda diş çürüğü oluşumu kaçınılmaz"
“Toplum sağlığı önünde çok önemli bir engel olan yoksulluk, sağlıklı beslenmeyi de imkânsız hale getiriyor. Çünkü yoksul insanlar tek tip, dengesiz ve enerji yoğunluğu yüksek gıdalarla beslenmek durumunda kalıyor. Geçinebilmek için fiyatı düşük, işlenmiş, şeker içeriği yüksek gıdaya yöneliyor ve çok az miktarda sağlıklı yiyecek tüketebiliyor. Vitamin, mineral, protein, lif yönünden zayıf bir beslenme sürdürüyor. Bilhassa büyüme gelişim döneminde yeterli protein, sebze, meyve ve sağlıklı bitkisel yağları tüketmesi gereken çocuklar karbonhidrat ağırlıklı besleniyor. Kalitesiz karbonhidrat ağırlıklı gıdalarla (ekmek, makarna, pilav) beslenen çocuklarda diş çürüğü oluşumu da kaçınılmaz.
"Orta ve düşük gelirli ülkelerde ‘diş çürüğü’ hala en yaygın hastalık olarak toplum sağlığını olumsuz etkiliyor"
Özellikle okul öncesi çocukluk dönemi, sağlıklı beslenme ve diş fırçalama alışkanlığının kazandırılabilmesi açısından en önemli dönemdir. Yine okula giden çocukların beslenme çantasında süt ve süt ürünlerinin, sebze ve meyvelerin bulunması gerektiğini söylüyoruz, ancak yoksulluk alanında gördüğümüz durum vahim. Şayet bir beslenme çantası varsa, içinde sadece ekmek vb. besleyici olmayan gıdalar mevcut. Yapılan araştırmalardan biliyoruz ki, ülkemizde toplumun yüzde 85’inin ağız ve diş sağlığı bozuk. En önemli halk sağlığı sorunları içinde yer alan ağız ve diş hastalıklarının nedeni de büyük oranda yoksulluk. Son 30-40 yılda yüksek gelirli ülkelerde diş çürüğü görülme oranları aşağı çekilse de orta ve düşük gelirli ülkelerde ‘diş çürüğü’ hala en yaygın hastalık olarak toplum sağlığını olumsuz etkiliyor.
"İşsizlik nedeniyle sosyal güvencesi olmayan ailelerin çocukları, kamu ağız diş sağlığı hizmetlerinden de yararlanamıyor"
Yine içinde bulunduğumuz ekonomik krizin en ağır şekilde etkilediği yoksul ailelerin çocukları arasında ağız diş sağlığına bağlı -zaten var olan- eşitsizlikler daha da artıyor. İşsizliğe bağlı maddi sıkıntılar nedeniyle aileler çocuklarının ağız hijyeni için gerekli olan en basit malzemeleri bile temin edemiyor, diş fırçası, diş macunu bile alamıyor, çocuklarını doktora götüremiyor. Yine işsizlik nedeniyle sosyal güvencesi olmayan ailelerin çocukları, kamu ağız diş sağlığı hizmetlerinden de yararlanamıyor. Dolayısıyla tedaviler ve koruyucu diş hekimliği uygulamaları yapılamıyor, bu da özellikle diş çürüklerinin ve tedavi gereksiniminin daha da artmasına neden oluyor.
"Bu konuya sosyal yardım değil, ‘sosyal hak’ perspektifinden bakmak sorunların çözümü yolunda doğru bir adım olacaktır"
Düzenli diş hekimi kontrolüne gidemeyen, diş fırçalama ve ağız bakımı yapamayan, bunun için gereken materyale erişemeyen, beslenmesinde karbonhidrat ve şekere ağırlık vermek durumunda kalan aileler ve çocuklarının ağız diş sağlığı açısından büyük sorunlar yaşaması doğaldır. Çözüm için, elbette bir ‘Ulusal Ağız Diş Sağlığı Politikamız’ olmalı ve özellikle çocuklara yönelik ağız sağlığını geliştirme programlarının uygulanmasına öncelik verilmelidir. Bu amaçla, diş hekimleriyle birlikte tüm sağlık çalışanları, pediatristler, pratisyen hekimler, hemşireler, ayrıca öğretmenler, ebeveynler, okullar, yani çocuğa dokunan herkes ve fakülteler, diş hekimi odaları, ilgili bakanlıklar iş birliği içinde çalışmalıdır. Bununla birlikte sağlıklı, güvenli ve yeterli gıdaya, uygun fiyatlarla, sürdürülebilir biçimde ulaşabilmek bir insan hakkıdır. Bunu sağlamak da kamunun en önemli görevlerinden biridir. Bu konuya sosyal yardım değil, ‘sosyal hak’ perspektifinden bakmak sorunların çözümü yolunda doğru bir adım olacaktır.” (ANKA)