Kültür-Sanat

Dayanışma gecesi konserinde sahne Lobna Al Lamii'nindi

Şimdiye dek 4 ameliyat olan, kafatası kemiği parçalanıp tekrar yerine takılan Lobna, oluşan iletim afazisi sonucu halen konuşma güçlüğü çekiyor

15 Aralık 2013 15:18

İstanbul kültür-sanat hayatının en uzun etkinliğe giriş kuyruklarından biri 13 Aralık Cuma gecesi Garajİstanbul'da yaşandı. Mekanın önünden zaman zaman ta Ara Kafe'ye kadar uzanan kuyruğun müsebbibi ''Hoşgeldin Lobna'' gecesiydi.

34 yaşındaki Lobna Al Lamii, 31 Mayıs Cuma günü Gezi Parkı'nı savunmak içinTaksim Meydanı'ndayken polis saldırısı sonucu kafasına gaz fişeği isabet etmiş, 50 gün yoğun bakımda kalmıştı. Şimdiye dek 4 ameliyat olan, kafatası kemiği parçalanıp tekrar yerine takılan Lobna, oluşan iletim afazisi sonucu halen konuşma güçlüğü çekiyor. Lobna tamamen iyileşinceye kadar maddi destek sağlamak amacıyla düzenlenen dayanışma konserine ilginin ardında Gezi simyasının ve güçlü line-up'ın olduğunu söylemek mümkün. Can Bonomo, Mor ve Ötesi, Büyük Ev Ablukada, Kardeş Türküler, Teoman, Mehmet Erdem, Göksel, Hakan Vreskala, Sarp Maden ve Mert Tünay bir daha ne zaman hangi vesileyle sahne paylaşırlar bilinmez. Öyle ki 21:15'te açılan kapıdan girebilmek için bekleme süresi zaman zaman 30-40 dakikaya; kuyruk 100 metreye kadar uzadı. Yer yer başgösteren içeri girememe ihtimalinin yarattığı stres ve arada serpiştiren yağmura rağmen kalabalık dirayetliydi, kaynak yapmalar olsa da kimse halinden şikayetçi değildi. Bilet satışı gece boyunca devam etti, kuyrukta beklemeyi göze almayanların Lobna'ya destek olmak için 40 TL'lik biletlerden aldığı da görüldü.

 

Ve sahne Lobna'nın...

 

İçeri girebildiğimizde gecenin sunuculuğunu üstlenen Kaan Sezyum sahnedeydi. Lobna'nın sahne arkasında olduğunu müjdeleyince sesi ona ulaştırmak maksatlı coşkulu bir alkış koptu. İlerleyen dakikalarda Lobna'nın sahneye çıkmasıyla beraber ''Hoşgeldin Lobna'' tezahüratları ''Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!'' ve ''Her yer Taksim Her yer direniş!'' sloganlarına karıştı. Gezi Direnişi'yle ilgili neredeyse her buluşmada olduğu üzere ölümsüzleşen Mehmet Ayvalıtaş (20), Abdullah Cömert (22), Ethem Sarısülük (26), Medeni Yıldırım (18), Ali İsmail Korkmaz (19), Ahmet Atakan (23), İrfan Tuna (47), Selim Önder (88) ve Zeynep Eryaşar (55) anıldı. Sezyum isimlerini ve yaşlarını saydıkça salon haykırdı: ''Burada!'' Barın üstündeki LED ekranda gecede sahne alan sanatçıların Lobna'ya mesajları akıtılıyordu. Göksel ''Ben ömrümde böyle güçlü bir kadın görmedim. Sen bizim cesaretimizsin'' derken Mehmet Erdem, ''Yokluğunda eksiktik, şarkılarımız sana ve yeni hayata'' diye Lobna'yı selamlıyordu.

 

'Çıplaklık iyidir'

 

Dikkat çeken performansları arasında İstanbul United tişörtüyle sahne alan Hakan Vreskala'nın saksafon sololu ''Kum Gibi'' cover'ı vardı. Sezyum'un "Resmen bildiğin Teoman burada, daha ne olsun'' diye anons ettiği Teoman, ''İstanbul'da Sonbahar''ı akustik gitarla söyledi, ıslık çalarak bitirdi. ''Aşk Kırıntıları''na keman eşlik etti; kapanış parçası ''Paramparça''ya ise tüm salon. Sezyum tarafından "Taksim'in incisi Cihangir'in gülü" diye takdim edilen Göksel, ''Acıyor''u söyledi, açıkçası acıttı. Allahtan ardından sahne Kardeş Türküler'indi, hızlı toparlandık. Vedat Yıldırım, Feryal Önel ve iki vokalist, ''Şükran'' isimli Arapça eseri ritim tutan seyirci alkışı eşliğinde a capella öyledi. Vedat Yıldırım sadece sesleriyle geldiklerini, enstrüman getirmediklerini "Çıplaklık iyidir" diyerek açıkladı. Gezi İsyanı esnasında yazdıkları ''Tencere-Tava Havası'' ve kapanışı yaptıkları Kürtçe eser o ana kadar kıpırdamayanları da hareketlendirmeyi başardı.

 

Grupların 'cover' tercihi: Ahmet Kaya

 

Sezyum ve sanatçıların eser aralarındaki konuşmalarını, biraz da ses sisteminin sıkıntısıyla özellikle arkalardan idrak etmek maalesef imkansızdı. Sahneye çıktığında büyük tezahürat alan Mehmet Erdem'in zaten tarazlı sesi her zamankinden daha da tarazlanmıştı. Konuşması esnasında bir tek şunu duyabildik: ''Burası çok kalabalık, fedakar insanlar dışarı çıksın!'' ''Herkes Aynı Hayatta''dan sonra söylediği alamet-i farikası ''Hakim Bey''de iki gitarın klarnetle atışması şahaneydi. Sezyum, Büyük Ev Ablukada'yı "Tophane'den 11 arkadaş" diyerek çağırdı, sert punk ''Havadar''la başlayan performans geçenin en çok alkış alanlarından biriydi. Özellikle The Beatles'ın ''Happiness is a Warm Gun''ını anımsatan ''Ben ve tüm yaratıklar, burası havadar''lı bölümü fevkaladeydi. Gecenin ikinci Ahmet Kaya cover'ı onlardan geldi: ''Katlime Ferman''. Kitle ''Dayan dizlerim dayan, ağla gözlerim ağla'' diye inledi; Bartu Küçükçağlayan'ın sahneden inmeden önce son sözleri: "Umutsuzluğa alışmayın, yatağa küs girmeyin"di. Mor ve Ötesi ''Bir Derdim Var'' ve Cambaz''ın ardından sahneden "Lobna'yı Seviyoruz" diyerek ayrıldı. Can Bonomo, gecenin son performansına başladığında saat 01:00'i çoktan geçmiş olmasına rağmen seyirci sayısında hatrı sayılır bir azalma yoktu.

 

Peki Mustafa, Gökhan ve Berkin?

 

Ezcümle, 1200 kapasiteli mekanın dolup dolup taşması, içeri girmeyi tercih etmeyenlerin de bilet alması ve içerdeki vakur coşku Haziran İsyanı'nın anahtar kelimelerinden biri olan ''dayanışma''nın en gerçek haliyle yaşanmaya halen fırsat aradığının bir kanıdı. Dileriz ki yine kafasına polisin attığı gaz fişeği isabet eden, babasının ''Oğlumu vergimle ben vurdum'' diye feryat ettiği Mustafa Ali Tombul için de benzer bir dayanışma sergilenir. Dileriz ki Gülsuyu'nda ölümsüzleşen Hasan Ferit Gedik ile aynı gece kafasından vurulan, 20 gün kaldığı yoğun bakımdan çıktıktan sonra yazdığı mektupta ''İnsan güçlü çünkü yalnız değil, insan zayıf çünkü yalnız'' diyen Gökhan Aktaş'ı halen devam eden tedavi sürecinde yalnız bırakmayız. Dileriz ki Berkin Elvan bir an önce uyanır ve ona da bir ''Hoşgeldin'' gecesi düzenleriz. Sevdiği sanatçılarla aynı sahnede 16 yaşının enerjisiyle şarkı söylerken bize o güzel yüzüyle gülümser.

 

İnternet üzerinden Lobna'yla dayanışmaya!

 

Lobna için internet üzerinden de bir kampanya yürütülüyor. ''Bu çorbada benim de tuzum olsun'' diyenler http://www.indiegogo.com/projects/sing-lobna-sing adresi üzerinden katkıda bulunabilir. Miktar konusunda herhangi bir kısıtlama yok, 1 dolar dahi vermek mümkün. Kampanyayı düzenleyen Lobna'nın dostları, yapılan katkı miktarlarına göre çeşitli teşekkür yöntemleri kurgulamışlar. Örneğin 100 dolar bağışlayana üzerinde Lobna'nın ismi yazan bir bileklik gönderiliyor; 400 dolar verenlere ise Lobna şahsen mektup yazacak. Yola 70 bin dolar hedefiyle çıkılmış, güzel haber ise yapılan katkıların şimdiden 150 bin doları bulması. Lobna'nın hepimize fevkalade örnek olduğu gibi: Her yerde her şekilde direnmeye ve dayanışmaya devam!