03 Mart 2025 11:31
Güncelleme: 03 Mart 2025 11:57
Şarkılarıyla umutsuz ve çaresiz hissedenlerin duygularına tercüman olan, arabesk ve halk müziğinin usta sanatçısı Müslüm Gürses’in vefatının üzerinden 12 yıl geçti.
"Arabeskin Babası" veya "Müslüm Baba" olarak bilinen, gerçek adı Müslüm Akbaş olan sanatçı, 7 Mayıs 1953’te Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde, Mehmet ve Emine Akbaş çiftinin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi.
Ailesi, ekonomik zorluklar nedeniyle Gürses henüz 3 yaşındayken Adana’ya göç etti. İlkokuldan sonra eğitimini sürdürmeyen Gürses, bir süre ayakkabı tamircisi ve terzi dükkanlarında çalıştı.
Müslüm Gürses, babasının karşı çıkmasına rağmen annesinin desteğiyle 1967’de sadece 14 yaşında, Adana’da bir çay bahçesinde düzenlenen ses yarışmasına katılarak birinci oldu.
Yarışma sonrasında "Gürses" soyadını kullanmaya başlayan sanatçı, bir teklif üzerine kısa bir süre çay bahçesinde türkü söyledi ancak işler yolunda gitmeyince terziliğe geri döndü.
Adana’daki bir gazinoda assolist olarak sahneye çıkan Sadık Altınmeşe’nin hastalanmasının ardından onun yerine sahneye çıkan Gürses, büyük bir ilgi gördü ve mikrofonu bir daha hiç bırakmadı.
Müslüm Gürses, annesinin vefatının ardından geldiği İstanbul'da, Giyin Kuşan Selvi Boylum/Hayatımı Sen Mahvettin ve Gitme Gel Gel/Haram Aşk adlı iki 45'lik plak doldurdu.
Burhan Bayar'ın bestelerine yer verdiği çok sayıda plağı hayranlarıyla buluşturan Gürses, 1978'de Anadolu turnesi dolayısıyla Tarsus'tan Adana'ya dönerken trafik kazası geçirdi. Sürücünün hayatını kaybettiği kazada, öldü sanılarak morga kaldırılan Gürses'in yaşadığı son anda fark edildi.
Kazada, alnı ciddi biçimde zedelenen sanatçının başına, beynini koruyacak plaka takıldı. Gürses, kazadan dolayı koku alma duyusunu yitirdi, işitme duyusu da ciddi biçimde zarar gördü ve yavaş konuşmaya başladı.
Özür Diliyorum Senden, İsyankar ve Ben İnsan Değil miyim? albümleriyle 1990'lı yıllarda müzik dünyasında ikinci büyük çıkışını yakalayan Gürses, şarkılarıyla kendisini umutsuz, çaresiz hissedenlerin hislerine tercüman oldu.
Gürses, Gönül Teknem adlı albümünün yanı sıra yazar Murathan Mungan'la ortak projesi Aşk Tesadüfleri Sever adlı albümü 2006'da çıkararak müzikseverlerin beğenisine sundu.
David Bowie, Bjork, Bob Dylan ve Leonard Cohen'in de aralarında olduğu birçok yabancı müzisyenin bestelerine Mungan'ın yazdığı sözleri yorumlayan sanatçı, hayatının son yıllarında bazı pop ve rock tarzındaki şarkıları da repertuvarına kattı.
Arabesk furyasının yükseldiği dönemde Yeşilçam'a da adım atan Gürses, çoğu şarkılı, türkülü olmak üzere 38 filmde rol aldı. İlk kez 1979'da çekilen "İsyankar" filmiyle kamera karşısına geçen sanatçı, genellikle suça sürüklenen, alkolizmin batağına saplanmış gençlerin, acı dolu hayat hikayelerinin işlendiği filmlerde rol aldı.
Sinema oyuncusu Muhterem Nur ile 1982'de Malatya turnesinde ilk kez karşılaşan ve "Sahneye ilk kim çıkacak" kavgası eden sanatçı, bu olaydan sonra Nur'dan ayrılmadı.
Çocukluğunda hiçbir filmini kaçırmadığı ve büyük bir hayranlık duyduğu Muhterem Nur ile 1986'da hayatını birleştiren Gürses'in, Esrarlı gözler isimli şarkısını Muhterem Nur için bestelediği söylendi. O dönem Türk sinemasında oldukça popüler bir konumda olan Nur, eşinin isteğiyle sanat yaşamını sonlandırırken, Gürses'in yaşamındaki en büyük destekçisi oldu.
Yaklaşık 44 yıllık kariyerinin büyük bölümünde, hemen her yıl birkaç albüme imza atan ve 78 albüm çıkaran Gürses, hayatı boyunca kenar mahalle ya da "varoş" müziği yaptığı yönünde eleştirilere maruz kalsa da her türden müzisyenin ve müzikseverin saygısını kazandı.
Gürses, 15 Kasım 2012'de geçirdiği baypas ameliyatından sonra akciğer ve kalp yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı ve dört ay yoğun bakımda kaldı.
Tedavi gördüğü hastanede 3 Mart 2013'te vefat eden Gürses'in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. (AA)
© Tüm hakları saklıdır.