Associated Press haber ajansına konuşan ve isminin sadece "F" olarak yazılmasına izin veren Rohingya Müslümanı kadın, Myanmarlı askerlerin ne kadar acımasız olabileceği konusunda hâli hazırda yeterince şey biliyordu.
Arakan'daki Müslüman köylerinde BM tarafından etnik temizlik olarak adlandırılan bir operasyon gerçekleştiren Myanmar ordusunun mensupları, daha birkaç gün önce F'nin anne babasını öldürmüştü. Erkek kardeşiyse kayıptı.
Şimdi ise onun için gelmişlerdi. Yedi asker zorla içeri girdiklerinde; F ve yeni evlendiği eşi, nüfusunun büyük bölümü Budist olan Myanmar'ın Müslüman köylerinden birindeki evlerinde uyuyorlardı.
Askerler, F'nin iple bağladıkları eşinin ağzını eşarpla kapattılar. Takılarını koparıp elbiselerini parçaladıkları F'yi ise yere attılar. Ardından da genç kadına sırayla tecavüz etmeye başladılar.
F, kendini kurtarmaya çalışsa da diğer askerler tarafından tutuluyor ve sopalarla dövülüyordu. Eşi, ağzındaki banttan kurtulup bağırmaya başlayınca askerlerden biri tarafından silahla vuruldu. F, henüz bir ay önce evlendiği adamın önce göğsünden vurulduğunu, ardından da bir başka asker tarafından boğazının kesildiğini izlemek zorunda kalıyordu.
Askerler daha sonra yarı baygın durumdaki kadını dışarı çıkarıp bambudan yapılmış olan evini ateşe verdi. Ancak F'nin kâbusu bitmemişti. İki ay sonra hamile olduğunu fark edecekti.
Kurbanlardan sadece biri
Yaşadıklarını anlatan genç kadın, AP'nin röportaj yaptığı 29 kadın ve kız çocuğundan biri. AP haber ajansının komşu ülke Bangladeş'e kaçan mağdurlarla yaptığı bu röportajlar, Myanmar güvenlik güçlerinin Rohingya Müslümanı kadınlara "yaygın ve sistematik" şekilde tecavüz ettiklerine dair bilgileri destekler nitelikteydi. AP’nin Bangladeş’teki mülteci kamplarında tek tek ve kapsamlı şekilde konuştuğu mağdurların yaşları 13 ila 35 arasında değişiyordu.
Arakan'dan kaçan kadın ve kızlar, tecrübe etmek zorunda kaldıkları bu vakaların ise Eylül 2016 ile geçen Ekim ayı arasında gerçekleştiğini anlattılar.
"Tecavüz edilecek kadar çekiciler mi?"
AP, kadınların ifadelerine dair yorum talep ettikleri Myanmar ordusundan defaatle olumsuz yanıt aldıklarını belirtti. Ancak ordunun gerçekleştirdiği bir iç soruşturmada, bahsi geçen olayların hiçbirinin yaşanmadığı sonucuna varıldığı açıklandı. Arakan'ın sınır güvenliğinden sorumlu bakan Phone Tint ise Eylül ayında gazetecilerin tecavüz iddialarına yönelik soruları üzerine, "Bu kadınlar, tecavüze uğradıklarını iddia ediyor. Ama görünüşlerine bakın, sizce tecavüz edilecek kadar çekiciler mi?" demişti.
AP'ye konuşan 29 kadından 28’i, kendilerine saldıran erkeklerin askeri üniforma giydiklerini aktarıyor. Yalnız bir kadın kendisine tecavüz eden saldırganın sivil kıyafet giydiğini ancak onun da komşuları tarafından bölgedeki bir askeri karakolda görüldüğünü belirtiyor.
Myanmar yönetimi de tecavüz iddialarını kabul etmiyor. Hükümet Aralık 2016'da, Rohingya Müslümanı kadınları hedef aldığı öne sürülen saldırıları, "Sahte tecavüz" olarak tanımlamıştı.
F'nin bitmeyen çilesi
Tecavüze uğrayan ve eşi öldürülen F, olaydan sonra beş yaşında oğulları olan komşularıyla yaşamaya başladığını belirtiyor. Üç ayı aşkın süre önce başından geçen olayın zamanlaması itibarıyla, karnındaki bebeğin babasının, kendisine tecavüz eden askerlerden biri olduğuna büyük oranda emindi.
Eylül ayı ortasında ise bir kez daha aynı kâbusu yaşadı. Askerler, kaldığı yeni evin kapısını kırarar içeri girdi. Bu kez beş kişiydiler. Evinde kaldığı çiftin beş yaşındaki oğullarının boğazını kestiler, babasını ise öldürdüler. Ardından da kadına ve F'ye yöneldiler. Ve her ikisine de topluca tecavüz ettiler. Hem dövülüp hem de tecavüz edilen kadınlar, günlerce yerden kalkamadı. Daha sonra birlikte önce komşu köye, ardından da 10 gün süren bir yolculuk neticesinde Bangladeş'e sığındılar.
Artık Bangladeş'teki bir mülteci kampında kalan ve “Bu dünya kızlara göre bir yer değil” görüşünü savunan genç kadın, her şeye rağmen karnında büyüyen bebeğin bir erkek çocuğu olması için dua ediyor.
DW/AP, GA/CÖ
© Deutsche Welle Türkçe