Oksitosin ayrıca fizeksel egzersizden sevişmeye kadar birçok zevkli duygunun temeli olarak tanımlanıyor. Cinsel ilişki ve egzersiz dışında oksitosin, vücut tarafından emzirme ve doğum sırasında üretiliyor. Sosyal bağları desteklemesi ve güçlendirmesiyle itibarıyla “iyi hissetme hormonu” olarak da tanımlanıyor.
Oksitosin kalp hasarını nasıl iyileştiriyor?
Yapılan araştırma oksitosin hormonunun kök hücreleri kalbin dış katmanından, orta katmanına hareket etmesi için uyarabileceğini ortaya koydu.
Buna göre, bu kök hücreler daha sonra kardiyomiyositlere dönüşüyor. Kardiyomiyositler, kalbin kasılmasını sağlayan kas hücreleri olarak biliniyor. Kalp krizinden sonra ölen bu kas hücreleri doğaları gereği kendilerine yenileyemiyor.
Bu bilmsel araştırma, oksitosinin kalp krizi geçiren hastanın, kalbinin yenilenmesini desteklemekte kullanılabileceği savını ortaya koyuyor.
Bilim insanları, kalplerinin bir kısmı zarar görmüş zebra balıklarındaki kalp onarım mekanizmalarını inceledikten sonra oksitosinin bu konuda vereceği katkının insanlar için de geçerli olabileceği sonucuna vardı.
Bunun ardınan yapılan açıklamalarda ise oksitosinin deney ortamında insan dokusu üzerinde de benzer bir etki gösterdiği ortaya çıktı.
Profesör Aguirre bununla birlikte, oksitosinin kendisinin dolaşımda kısa ömürlü olması ve bu yüzünden bunun insanlardaki etkilerini düşürebileceği gerçeğini gözardı etmeden çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.
Oksitosin klinikte başka nedenlerle yaygın şekilde kullanıldığı kaydeden Aguirre bu nedenle onu kalbi hasar görmüş hastaların kullanımına uygun hale getirmenin olası olduğunu savundu.
Aguirre, kalpdeki hasarını onarımı için sadece kısmi olsa bile, bu hormonun hastalar için faydaları çok büyük olabileceği ve bu yönde gelecekte ilaçlar geliştirilebileceğini savundu.