Gündem

Araştırma: Gençlerin yüzde 63’ü başka ülkede yaşamak istiyor

01 Haziran 2023 21:14

Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği’nin, 16 ilden 18-25 yaş aralığındaki 2 bin 140 gençle görüşerek yaptığı Türkiye Gençlik Araştırması'nın sonuçları bugün yayınlandı. Sonuçlara göre, gençlerin sadece yüzde 17,3’ü mutlu ve yüzde 63’ü, imkân olsa başka ülkede yaşamak istiyor.

Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği’nin, 16 ilden 18-25 yaş aralığındaki 2 bin 140 gençle görüşerek yaptığı “Türkiye Gençlik Araştırması”nın sonuçları bugün yayınlandı. “Sosyo-demografik sonuçlar” alt başlığında, araştırmaya 16 ilden 2 bin 140 kişinin katıldığı, katılanların yüzde 56’sının kadın, yüzde 44’ünün erkek olduğu ve araştırmaya katılanların yaş aralığının 18-25 olduğu bilgileri yer aldı. Araştırmaya katılanların çoğunluğunun öğretim seviyesinin yüzde 63,3 ile lise ve dengi okul mezunu olduğu belirtilerek, “Araştırmamızda, katılımcılara en son bitirilen okul, alınmış olan diploma, sorulduğu için, örneğin halen üniversite öğrencisi olanlar da, lise ve dengi okul mezunu olarak kodlandırılmıştır. Bu nedenle lise ve dengi okul mezunu görünenlerin sayısı en yüksek olarak ortaya çıkmıştır” denildi. 

Katılımcıların yüzde 27,4’ü iş sahibi iken, yüzde 58,4’ünün işçi olarak çalıştıklarını belirttikleri aktarıldı. Ayrıca çalışmayanların yüzde 88,5’inin öğrenci olduğu; çalışanların yüzde 13,5’inin devlet memuru ve yüzde 12,1’inin avukat, doktor gibi “nitelikli” meslek sahibi olduklarını belirttiği yer aldı.  

"Beslenme giderlerini karşılamaktaki zorluk düzeyi yüzde 55,4"

Raporda, katılımcılardan öğrenci olanların yüzde 23,7’sinin kaliteli bir eğitim aldıklarını belirttiği, yüzde 60,4’ünün ise eğitimlerinden orta derece memnun olduğunu belirttiği kaydedildi. Devamında, “Öğrenci olan gençlerin yüzde 61,3’ü eğitimlerini sürdürürken ekonomik açıdan zorluk çekmektedir. Eğitim masraflarını karşılamadaki zorluk, görece daha düşüktür, yüzde 50,4. Eğitimle ilgili ulaşım konusunda yaşanan zorluk seviyesi daha da düşmektedir, yüzde 42,2. İletişim (internet-telefon) giderlerini karşılamaktaki zorluk oranı yüzde 51,4’tür. Beslenme giderlerini karşılamaktaki zorluk düzeyi yüzde 55,4’tür. Barınma giderlerini karşılamaktaki zorluk düzeyi, öğrencilerin tüm zaruri ihtiyaçları içinde zorlandıkları en düşük kalemdir, yüzde 37,6” tespitlerine yer verildi.  

"Katılımcıların yüzde 30,1’inin kendini mutsuz olarak değerlendiriyor"

Araştırmaya katılanların “sadece yüzde 17,3’ü mutludur” denilirken, “orta derecede” mutlu olanların oranının yüzde 52,5 olduğu ve katılımcıların yüzde 30,1’inin kendini mutsuz olarak değerlendirdiği kaydedildi. Katılımcıların gelecek hedefleri ve yaşamak istedikleri ülke tercihlerine yönelik tespitler ise, şöyle aktarıldı: 

“Gençlerin gelecekteki en önemli hedefi iyi bir hayat yaşamaktır (yüzde 46,7). Gençlerin yüzde 63’ü, imkân olsa başka ülkede yaşamak istemektedir. İlk sırada tercih edilen ülke Almanya, ikinci sırada ise ABD’dir. Ülkeler grubu ise Avrupa, İskandinav ülkeleri ile Kanada’dır. Bir başka ülkede yaşama isteğinin en önemli nedeni (yüzde 47,8), yaşam koşullarını yükseltme isteğidir. İkinci önemli neden (yüzde 20,7) o ülkelerde daha çok özgürlük olduğu düşüncesidir.” 

"Türkiye’deki ekonomik durum kötüdür diyenlerin oranı yüzde 86,2"

Gençlerin Türkiye’deki ekonomik duruma ilişkin görüşleri ise, şu şekilde aktarıldı: 

“Türkiye ekonomik olarak az gelişmiş-gelişmekte olan bir ülkedir diyenlerin oranı yüzde 73’tür. Türkiye’nin şu anki ekonomi politikaları başarısızdır diyenlerin oranı yüzde 80,6’dır. Türkiye’deki ekonomik durum kötüdür diyenlerin oranı yüzde 86,2’dir. Türkiye’deki gelir dağılım eşit değildir ve dengesizdir diyenlerin oranı yüzde 88,7’dir. Türkiye’de çok fazla işsizlik vardır diyenlerin oranı yüzde 84,6’dır. Tüketimim konusunda kendimi sınırlandırdım, tüketimimi azalttım, yüzde 84,4.” 

"Katılımcıların yüzde 66,9’u özelleştirme politikalarını doğru bulmuyor"

Hükümetin uygulamalarına ilişkin, katılımcıların yüzde 70,4’ünün hükümetin yönetim biçimini doğru bulmadığını ve yüzde 81,2’sinin hükümetin adalet uygulamalarını doğru bulmadığını söylediği aktarıldı. Hükümetin ekonomi uygulamasını doğru bulmadığını belirten katılımcı sayısı yüzde 83,8 iken, hükümetin eğitim uygulamasını doğru bulmadıklarını söyleyen katılımcı sayısı yüzde 75,7 olarak raporda yer aldı. Katılımcıların yüzde 66,9’u hükümetin özelleştirme politikalarını doğru bulmadığı belirtilirken, yüzde 86,3’ünün göçmen politikalarını doğru bulmadığı aktarıldı. Öne çıkan diğer tercihler ise şöyle sıralandı:  

"-Hükümetin yabancılara emlak, gayrimenkul satışını doğru bulmuyorum, yüzde 81,1. 

-Türkiye'nin bugünkü yönetiminden memnun değilim, Türkiye çok kötü yönetiliyor, yüzde 69,6. 

-Türkiye’nin geleceğini çok iyi görmüyorum ama geleceğinden umutluyum, yüzde 39,4. Türkiye’nin geleceğini çok iyi görmüyorum geleceğinden umutsuzum, yüzde 27,2. 

-Türkiye’de sorunlar yaşanmaktadır, yüzde 98,4. En çok yaşanan sorunlar sırasıyla, mevcut ekonomik koşullar, hukuk ve adalet, işsizlik, adam kayırma-yolsuzluk ve rüşvet. 

-Devlette işe alımlarda ehliyet ve liyakate uygun davranılmadığını düşünüyorum, yüzde 71,3. 

-Gençler, gündemi takip etmektedir, yüzde 85,5. 

-Gençler, gündemi en çok sosyal medyadan takip etmektedirler, yüzde 52. 

-Gençler, politikacı olarak en çok Mansur Yavaş’ı beğenip takdir etmektedir, yüzde 42.  

-Seçimlerde Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı adayı olarak istemektedirler, %53,5. 

-Gençler Türkiye için, parlamenter sisteminin daha uygun olduğunu düşünmektedirler, yüzde 74,3 

-Yakın gelecekte Türkiye’yi bekleyen sorunlar vardır, yüzde 98,3. İlk sırada gelen sorun ekonomik sorunlardır, yüzde 89,2. 

-Türkiye’de en çok olması beklenen sorunlar, birlikte sırasıyla; ekonomik sorunlar (yüzde 32,2), sığınmacı sorunları (yüzde 27,3) ve terör sorunlarıdır (yüzde 15,8).” 

Sığınmacılar ile ilgili bölümde; katılımcıların yüzde 91,8’inin hükümetin mevcut sığınmacı politika ve uygulamalarını yanlış buldukları ve değiştirilmesi gerektiğini belirttiğine yer verildi.  

"Gelecekten de çok fazla umutlu olmadıklarını göstermekte"

Öne çıkan tespitlerin yer aldığı yönetici özetinin sonunda yer alan değerlendirme ise şöyle: 

“Araştırmaya katılan gençlerin, öğrenci olmakla birlikte genellikle herhangi bir işte çalışmadığını görüyoruz. Aldıkları eğitimden, orta derecede memnunlar ve eğitim sürecinde ekonomik zorluklar yaşamaktalar. Yaşamlarından pek mutlu değiller, çoğunlukla orta düzeyde memnuniyet ile hayatlarını sürdürüyorlar. Ülkenin ekonomisine ilişkin ve hükümetin uygulamalarına ilişkin yüksek oranlarda, olumsuz düşüncelere sahipler. Adalet, insan hakları, işe yerleşme konularında oldukça yüksek oranda olumsuz bakış açısına sahipler. İmkân olduğunda, yurtdışına gitmek istemektedirler. Bu durum, ülkedeki ekonomi politik uygulamalara yönelik olumsuz bakış açıları ile birlikte düşünüldüğünde, yaşadıkları hayattan mutlu olmadıklarını ve gelecekten de çok fazla umutlu olmadıklarını göstermektedir. 

"Politik olarak, siyasal angajman içinde olmadıkları görülüyor"

Politik olarak, aslında bir siyasal angajman içinde olmadıkları görülüyor. Belli politik görüşlere karşı mesafeli ama gündemi takip eden, seçimlerde oy verecek bir gençlik olduğundan söz edebiliriz. Bu da aslında, geleneksel politikacı ve politikalara karşı bir güvensizlik ve ilgisizlik duygusunun dışavurumu olarak değerlendirilebilir. Var olan politik partiler içinde CHP ve politikacılar arasında Mansur Yavaş’ı ön plana çıkartıyorlar. Diğer parti ve politikacılar, bunlardan açık ara geride görünüyorlar. Mansur Yavaş’ı destekleyenler arasında, kadın erkek oranında kadınlar çok daha yüksek ve eğitim ortalamasında ise yine eğitimli kişilerin çok daha yüksek oranda oldukları görülmüştür. 

"Gençler, sığınmacılara yönelik hükümet politikalarına karşı bir yaklaşıma sahip"

Sığınmacılar konusunda aslında, bu araştırmanın bir alarm verdiğini söylemek mümkün görünüyor. Gençlerin, sığınmacılara ve onlara yönelik hükümet politika ve uygulamalarına oldukça karşı bir yaklaşıma sahip oldukları tespit edilmiştir. Gençlere kadar inen bu tepkisel yaklaşıma bakıldığında, sığınmacılara yönelik hali hazırdaki politika ve uygulamaların ülke için sürdürülebilir bir süreç olmadığına işaret ettiğini söylemek olanaklıdır.” (ANKA)