Bilim / Teknoloji

Araştırma: İç mekanda kullanılan kimyasallar ve bazı aktiviteler kirletici yayıyor

Ortamda güzel koku oluşturmak için kullanılan ürünlerin insan sağlığını kötü etkileyen zararlı nanoparçacıkları havaya saldığı, bunların ise çok yüksek konsantrasyonlara ulaşarak özellikle solunum sağlığı üzerinde ciddi zararlara yol açabileceği belirlendi

10 Mart 2025 12:40

Güncelleme: 10 Mart 2025 12:49

Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülen Güllü, iç mekanda sigara içilmesi ve kimyasal içerikli temizlik ürünleri kullanılması gibi eylemler sonucu ortama yayılan kirleticilerin sağlık üzerinde ciddi riskler oluşturduğunu kaydetti.

Ağaç ve çiçeklerin yaydığı güzel kokuları evine taşımak isteyen birçok kişi, hava ve yer temizleyicisi, oda kokusu, oda parfümü gibi kimyasallar barındıran ürünlere yöneliyor. ABD'deki Purdue Üniversitesi tarafından yayımlanan çalışmaya göre, doğal kokulara sahip olmayan bu ürünler insan sağlığı açısından riskler içeriyor.

Araştırmacılar, doğal olmayan bu ürünlerin içeriğinde, solunduğunda akciğerlerin derinlerine kadar ulaşabilen çok küçük parçacıklar olduğunu tespit etti. Ortamda güzel koku oluşturmak için kullanılan ürünlerin, insan sağlığını kötü etkileyen zararlı nanoparçacıkları havaya saldığı, bunların ise çok yüksek konsantrasyonlara ulaşarak özellikle solunum sağlığı üzerinde ciddi zararlara yol açabileceği belirlendi.

Farklı bir çalışmada evde gazla pişirme yönteminin tercih edilmesinin de nanoparçacık yaydığı tespit edildi. Sadece 1 kilogram pişirme yakıtı 3 nanometreden küçük 10 katrilyon parçacık yayarken, bu miktar, içten yanmalı motorlu araçlardan yayılan parçacık miktarına denk geliyor.

Scientific Reports dergisinde yayımlanan makaleye göre bir evin konumu, havalandırma sistemi gibi faktörler partikül madde seviyesini etkiliyor ve bu durum iç mekan hava kalitesinde değişimlere neden oluyor.

Bilim insanları, İngiltere'nin Birmingham şehrinde, her birinde 4-5 kişinin yaşadığı, gazla çalışan merkezi ısıtma sistemi, gazla çalışan kombi, ocak ve fırına sahip 3 evdeki kirletici seviyelerini iki hafta takip etti. Bu kapsamda ikisi iç, üçü dış faktörlerle ilgili 5 madde belirlendi. Büyük partiküllerin (PM10), daha küçük partiküllere (PM1, PM2,5) kıyasla daha hızlı çökelme eğiliminde olduğu, küçük partiküllerin ise havada kalma eğiliminin daha uzun sürede gerçekleştiği gözlemlendi.

Konsantrasyonlar, aynı yerleşim alanındaki evler arasında önemli ölçüde farklılık gösterirken, bu durum sadece iç mekan ortamının izlenmesinin bir yerleşim alanındaki konsantrasyonları temsil etme olasılığının düşük olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, 3 evdeki PM2,5 seviyelerinde önemli farklılıklar bulurken, ölçüm yapılan bir evde Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 24 saatlik PM2,5 sınır değeri, 14 günün 9'unda aşıldı.

İç mekan kirleticileri neler?

İç mekan hava kirliliğinin nedenleri ve etkilerine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Gülen Güllü, havanın içinde insan sağlığı ve ekosisteme zarar verecek düzey ve miktarda bulunan kirleticilerin varlığının hava kirliliği olarak adlandırıldığını söyledi.

İç ve dış ortamda farklı kaynaklardan meydana gelen ve canlılar üzerinde etki oluşturabilecek kirlilikler olduğunu belirten Güllü, bunların arasında kimyasal bileşikler, biyolojik faktörler, küf, mantar, bakteri gibi etkenler olduğunu anlattı.

İç ortam hava kirleticilerinin genellikle kirlenmeye neden olan aktivitelerden kaynakladığını vurgulayan Güllü, sigara dumanı, yemek pişirirken çıkan gazlar ve temizlik yapmak için kullanılan kimyasalların iç ortamda dışarıya kaçamadan birikmesinin iç mekan kirliliğine neden olduğunu bildirdi.

Güllü, "İç ortamda kullandığımız temizleyici maddelerin içinde pek çok organik çözücüler, onların yaydığı emisyonlar var, o yüzden de zararlı. Özellikle çamaşır suyu gibi içinde klorlu bileşiklerin olduğu kirleticilerin iç ortamda çok sağlıklı bir şekilde solunması çok mümkün değil." diye konuştu.

Kirliliğin iç ortamda birikmesinin önüne geçmek için düzenli havalandırma yapılması gerektiğini ifade eden Güllü, trafiğin yoğun olduğu veya sanayi faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bölgelerde cam açmanın da kirliliğe yol açabileceği uyarısında bulundu.

Kimyasal kirleticilerin uçucu organik bileşik adı altında oda sıcaklığında buharlaşabilen kirleticiler olduğunu, kolonya, boya, temizlik malzemeleri, yapıştırıcılar, cila, vernik, sigara dumanı gibi ürünlerin uçucu organik bileşiklere sahip olduğunu aktaran Güllü, bunların pek çoğunun kanserojen olduğuna dikkati çekti.

"Partiküllerin solunmasında sınır değer yok"

İç mekanda yakılan soba nedeniyle karbonmonoksit gibi eksik yanma ürünlerinin ortama alınabileceği bilgisini veren Güllü, şöyle devam etti:

"Ocağı yaktığınızda gördüğünüz mavi alev aslında karbonmonoksitte tam yanmanın olmadığını gösteriyor. O zaman ortama karbonmonoksit yayılabiliyor ve uzun süre o ortamda oturunca da etkileri görülebiliyor, o yüzden havalandırma olmak zorunda. Eksik yanma deyince sadece karbonmonoksit değil, azot oksitler gibi pek çok kirleticileri de saymamız mümkün. Bir de partikül kirleticiler var. Bu kirleticilerin içinde partiküller özel bir yere sahip çünkü partiküllerin solunmasında 'emniyetli bir sınır değer' yok aslında. Yani sağlığınız açısından hiçbir partikülü solumamanız lazım. Bunları da PM1, PM2,5, PM10 gibi farklı çap boyutlarına göre kategorize edebiliyoruz."

PM2,5 ve PM1'in akciğerlere inerek insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğinin altını çizen Güllü, bu tip kirleticilere maruz kalmanın solunum yolu problemlerine ve kardiyovasküler hastalıklara yol açabileceğini kaydetti.

Görünmeyen noktalarda mantar riski

Virüs, bakteri, mantar ve küflerin de partikül madde olarak tanımlanabileceğine değinen Güllü, "Eğer eviniz nemliyse, duvarda küf oluşumu ve boyada kabarmalar görüyorsanız aslında bilin ki onlar mantar. Bu mantarlar çok ciddi sağlık problemleri yaratabiliyor. İyi havalandırılmayan ortamlarda mantarlar nemi çok seviyor ve hemen büyümeye başlıyorlar. Özellikle mutfakta ya da banyoda dolap arkasında bu tip küf oluşan yerleri görmezsiniz ama oradan aslında bütün ortama bu mantarlar yayılır. Bunlar çok ciddi astım, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) gibi sağlık sorunlarını tetikleyen, oluşturan ve kötüleştiren etmenler." diye konuştu.

İç ortam hava kirliliğiyle mücadele etmek için öncelikli olarak kirletici kaynaklarının azaltılması gerektiğini, bunun için de sigara içilmemesi, doğal temizlik ürünleri kullanılması, buharlı temizlik yöntemlerinin tercih edilmesi ve formaldehit içermeyen boyalar seçilmesi tavsiyesinde bulunan Güllü, iç ortamların her saat başı 5 dakika boyunca havalandırılması gerektiğini söyledi.

Bambu, palmiye ve aloe vera gibi bitkilerin iç ortam hava temizliğine katkı sağladığından ancak bazı bitkilerin de hava kirleticisi yayabildiğinden bahseden Güllü, düzenli temizlik yapılması, klima filtrelerinin temizlenmesi ve bakımlarının sağlanmasının iç ortam hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemler olduğunu bildirdi. (AA)


Konsey: Vatikan tarihinde bir ilk yaşanmak üzere olabilir mi? (Spoiler içerir)


Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir