Araştırmalara göre çoğu kişi dişini doğru fırçalamıyor: Nasıl bir fırça ve macun kullanılmalı?
Doğru şekilde diş fırçalamak sadece dişleri ve diş etlerini korumakla kalmıyor, bazı sağlık sorunlarına karşı riski de azaltıyor. Ancak araştırmalara göre çoğu kişi dişini doğru fırçalamıyor. Diş fırçalamanın en iyi yolunu, hangi macun ve fırçanın kullanılması gerektiğini derledik
21 Temmuz 2022 09:58
Martha Henriques
BBC Future
Doğru şekilde fırçalama yoluyla dişlerimizi ve diş etlerimizi korumanın yanı sıra birçok kronik hastalıktan da sakınabiliriz. Ama araştırmalar pek çok kişinin bu işi doğru yapmadığını gösteriyor.
İngiltere'deki Birmingham Üniversitesi'nden Josefine Hirschfield, "Çoğu kişi dişlerden temizlenmesi gereken şeyin yemek kalıntıları olduğunu düşünüyor. Bu kısmen doğru. Asıl önemli olan dişlerdeki bakterileri temizlemek" diyor.
Bu bakteriler ve mikroorganizmalar ağızda yaşar ve diş plağı olarak bilinen yapışkan bir tabaka oluşturuyor. Bu plak içinde 700 farklı bakterinin yanı sıra çeşitli mantar ve virüsler bulunuyor. Bu çeşitlilik bakımından ağız, bağırsaklardan sonra ikinci sırada.
Bu tabakanın temizlenmesi için ağzı çalkalamak yetmiyor, fırçalama yoluyla giderilmesi gerekiyor.
Diş plağını temizlerken en önemli kısım dişlerin dişetiyle birleştiği çizgi. Mikroplar buralardan dişeti dokusuna işleyip inflamasyona ve sonunda diş eti çekilmesine (periyodontit) yol açıyor.
Hirschfeld bu nedenle, diş fırçalarken asıl olarak diş etlerini hedef almak gerektiğini, bunu yaparken dişlerin de zaten temizlendiğini söylüyor.
Diş etleri en iyi nasıl temizlenir?
Diş plağını temizlemenin en etkili yollarından biri "modifiye Bass tekniği" denen yöntem.
Bu teknikte diş fırçası, kılları dişin uzun eksenine 45 derecelik açı yapacak şekilde sanki diş eti kenarına yerleştiriliyor. Fırçaya kısa aralıklarla titreşim hareketi yaptırılırken, kıllar diş eti oluğu içine ittiriliyor ve fırçanın kılları kaldırılmadan ileri geri hareketler yaptırılıyor. Bu işlemi, bütün dişleri kapsayacak şekilde iki dakika boyunca yapmak gerek.
Ancak bu işlemleri yaparken diş etine ne kadar basınç uygulandığı da önemli. Doğru basınç miktarı hala tartışmalı olsa da aşırı basıncın, özellikle sert uçlu fırçalarla diş etine ve diş minesine zarar verdiği biliniyor.
Fones yönteminde diş fırçası dişe 90 derecelik açıyla tutulur ve dairesel hareketlerle dişler ve diş eti temizleniyor.
Uzmanlar dişlerin günde iki kez ikişer dakika fırçalanmasını öneriyor.
Diş veya diş eti sorunu olanların ise bu işlemi daha uzun sürede tamamlaması gerekiyor.
Tavsiye edilen fırçalama sıklığının üzerine çıkmanın pek faydası olmadığı, hatta bazı durumlarda diş eti ve diş minesinde aşınmaya yol açabileceği belirtiliyor.
Ancak diş teli takanlar gibi özel durumu olanların her yemekten sonra dişlerini temizlemesi gerekiyor.
Kahvaltıdan önce mi sonra mı?
Diş macunu üreticileri ve diş kliniklerinin çoğu, kahvaltıdan önce diş fırçalanmasını tavsiye ediyor.
Ancak bu da tartışmalı bir konu.
Hirschfeld, "Kesin bir öneri yok. Ama birçok diş hekimi, sadece plağı değil yemek kalıntılarını da temizleyeceği için kahvaltı sonrası fırçalamayı önerecektir" diyor.
Ancak Amerikan Diş Hekimleri Derneği'ne göre, yemekten sonra diş fırçalamak için bir saat beklemek gerek. Zira yiyeceklerdeki asitler ve mikropların karbonhidrat sindirirken ürettikleri salgılar dişleri hassas hale getiriyor.
Asitler diş minesini bir süreliğine yumuşatıyor ve minenin önemli bileşenlerinden kalsiyum ve fosfatı zayıflatıyor. Ancak tükürükteki minerallerle bunlar birkaç saat içinde yenileniyor.
Hirschfeld, "Bu kendi kendine onarım sürecini beklemezseniz, minenin aşınmış yüzeyi, fırçalama yoluyla daha da aşınacaktır" diyor.
Yemekten önce mi sonra mı tartışması aslında akşam yemeğinde önem taşıyor. Bu konudaki tavsiye ise net: Yatmadan önce dişlerinizi fırçalayın.
Tükürük ağızdaki doğal koruyucu. Uyku esnasında tükürük üretimi azaldığından, yatmadan önce ağızdaki tüm plağın temizlenmesi önemli.
Dişleri neyle temizlemeli?
Hirschfeld, piyasadaki bazı diş macunları ve sert diş fırçalarının dişleri aşındırdığını söylüyor. Özellikle "beyazlatıcı" diye satılan diş macunları yavaş yavaş diş minesini aşındırır ve sıcağa ve soğuğa karşı hassaslaşmanın yanı sıra çürüklere kapı aralar.
Yetişkinler için orta sertlikteki fırçalar ve aşındırıcı parçacıklar içermeyen diş macunları en uygunu. Küçük başlı fırçalar ağzın her köşesine rahat erişim sağlıyor. Fırça kılları yıpranmaya başladığında diş fırçasını değiştirmek gerekiyor.
Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya'da yaygın kullanılan misvak da plağı temizleme ve çürüğü önlemede etkili. Ama doğru kullanılmadığı durumda diş etini aşındırıyor.
Elektrikli diş fırçalarıyla yapılan araştırmalar, önce bunların normal fırçalardan çok farkı olmadığını gösterirken, daha sonra araştırma sonuçlarının incelenmesinde, bunların diş plağını temizlemede biraz daha etkili olabileceği sonucuna varıldı.
Hirschfeld, normal diş fırçasının doğru kullanılması halinde aynı sonucun bunlarla da elde edilebileceğini belirtiyor.
Diş ipi kullanmalı mı?
Dişlerin yüzeyinde oluşan plaklar dişler arasında da geçerli ve bu yüzeylerin de temizlenmesi gerek. Bunu yapmak için diş ipinin yanı sıra diş arası fırçası da kullanılabilir.
Diş arası temizleme genel nüfus içinde çok yaygın değil. Ancak uzmanlar günde bir kez dişleri bu şekilde temizlemenin yararlı olduğunu söylüyor.
Araştırmalar, diş ipi kullanımı ile dişlerin diş eti iltihabına karşı tek başına fırçalamadan daha iyi korunduğunu gösteriyor. Diş eti iltihabı tedavi edilmediğinde diş eti çekilmesine (periyodontit) yol açabiliyor. Ancak diş ipinin plağı azalttığına dair fazla veri yok. Uzmanlar bu konudaki araştırmaların zorluğunu gerekçe gösteriyor.
Hangi diş macunu?
Piyasada satılan diş macunları, çürük önleyiciden hassasiyet gidericiye ve beyazlatıcıya kadar birçok niteleme taşıyor.
Hirschfeld, ucuz diş macunlarının içindekiler listesine baktığında onlarla ilgili hiçbir sorun görmediğini belirtiyor.
Bu listede dikkat edilmesi gereken en önemli şey florür.
Florürün diş minesini koruması için yetişinler için en az 1350 ppm, çocuklar içinse 1000 ppm düzeyinde olması gerek.
Diş minesi insan vücudundaki en sert ve doğada da en zor bulunan madde. Hirschfeld, "Neredeyse elmas gibi" diyor.
Diş minesi hidroksiapatit (bir tür kalsiyum fosfat) mineralinden oluşuyor.
Ancak dayanıklılığına rağmen diş minesi asitte kolaylıkla çözülebiliyor. Diş plağındaki mikroplar da dişer arasındaki yemek kalıntılarından elde ettikleri şeker ve karbonhidratları sindirirken laktik asit salgılıyor. Laktik asit diş minesini aşındırarak mikropların dişin iç yapısında nüfuz etmesine ve çürük oluşmasına yol açıyor.
Tükürükteki bazı bileşimler, aşınan minerallerin kısmen yenilenmesini sağlıyor.
Diş macunundaki florür diş minesini koruyacağından, dişleri fırçaladıktan sonra macunu tükürmek ama ağzı su ile çalkalamamak daha fazla florür kalmasına yol açıyor ve daha uzun süreli koruma sağlıyor.
Ancak diş macunlarına son yıllarda eklenen bazı malzemeler konusunda daha temkinli olmak gerek.
Örneğin binlerce yıl boyunca dişleri temizlemede kullanılan kömürün beyazlatıcı veya antibakteriyel etkisine dair bir veri bulunmuyor. Ayrıca diş aşınmasına ve başka sorunlara yol açabilir.
Kömür içeren diş macunlarında florür bulunmadığından çürümeye karşı dişleri korumada daha az etkili olduğu söylenebilir.
Karbonatlı diş macunları ise tartışmalı değil. Bir araştırmada bunların plağı daha iyi temizlediği ve diş eti iltihabından kaynaklı kanamaları azalttığı sonucuna varıldı. Ancak bu konuda daha fazla araştırma gerek.
Gargara yapmalı mı?
Dişlerdeki plağın temizlenmesinde özel gargara sularıyla ağzı çalkalamak fırçalama kadar etkili değil.
Uzmanlar, diş fırçalamanın yerini almadan, ama ona ek olacak şekilde gargara ile biraz daha fazla plak temizlemenin mümkün olduğunu söylüyor.
Ayrıca gargaranın diş eti iltihabına karşı da etkili olduğu, ama bunun için en az 100 ppm flroür içermesi gerektiği belirtiliyor.
Diş fırçalama, diş ipi veya diş arası fırça ve gargara kullanmak uzun ve zahmetli işlermiş gibi görünse de diş sağlığını koruma ve sadece nefes kokusu, diş sararması ve çürükten kaçınma bakımından değil, tip iki diyabet, kalp ve damar hastalıkları ve bilişsel gerilemeden korunmak için de önem taşıyor.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir