Gündem

"Argo konuşma" haksız tahrik sayıldı: Öğretim görevlisini öldüren sanık, sadece 6 yıl cezaevinde kalacak

Mahkemenin kararı istinaftan geçerek Yargıtay’ca onanırsa, 18 yıla mahkûm edilen Polat Aytaç, yaklaşık 6 yıl daha tutuklu kaldıktan sonra denetimli serbestlik ile tahliye olacak

Güven Çaprak-Polat Aytaç

23 Eylül 2023 11:42

Öğretim görevlisi Güven Çaprak’ın geçen Aralık ayında arkadaşlarıyla gittiği bir restoranda Polat Aytaç tarafından öldürülmesine ilişkin davanın gerekçeli kararı açıklandı. Mahkeme, Çaprak’ın ortamda argo konuşmasını “tahrik” indirimine gerekçe yaparak sanık Aytaç’a verdiği müebbet hapis cezasını 18 yıla indirdi. Mahkemenin bu kararı İstinaf ve Yargıtay’dan geçerse, sanık Aytaç yaklaşık 6 yıl sonra serbest kalacak.

Dava konusu olay Çankaya’nın Alacaatlı Mahallesindeki bir restoranda geçen Aralık ayında meydana geldi. İddianameye göre Aytaç, birlikte yemek yiyerek içki içtikleri restorana sonradan gelen ve aralarında hakim-savcıların da bulunduğu gruptaki kadınlara iddiaya göre “Sevişmeyecek miyiz?” dediği için tartışmaya başladığı Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Ermenek Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Güven Çaprak’ı başından vurarak öldürmüştü. Savcılık da soruşturma sonunda Aytaç hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis istemiyle dava açmıştı.

Savcı: Sanık haksız tahrikten yararlanmaya çalışıyor

Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Umut Sadak, sanığın soruşturma aşamasında Çaprak tarafından eşine küfredildiğine dair beyanda bulunmamasına karşın, yargılama aşamasında bu iddiada bulunarak haksız tahrikten yararlanmaya çalıştığını belirtmiş, Aytaç’ın müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti. Dava 7 Eylül’de karara çıktı. Mahkeme, sanık Aytaç’ı önce müebbet hapis cezasına çarptırdı, ardından da tahrik indirimi uygulayarak bu cezayı 18 yıla indirdi.

"Kariyer meslek mensubu hâkim savcılar"

Mahkemenin gerekçeli kararında ise ilginç ifadeler kullanıldı. Kararda, olay gecesi sanık Aytaç ve maktul Çaprak’ın aşırı derecede alkollü oldukları ve Çaprak’ın genel olarak küfürlü konuşmayı sevdiği öne sürülerek, “Oturdukları ortamda, hakim, savcı, kaymakam, öğretim görevlisi gibi kariyer mesleğine sahip meslek mensubu kişilerin bulunmasına ve ilk defa tanıştığı ortamda kadınların da olmasına rağmen “yedik içtik hani artık sevişmeyecek miyiz” şeklinde söz söyleyebildiği iddia edildi. Bu sözler nedeniyle ortamda bulunan hakim Esma O. ve savcı Fatih U ile tartıştıkları ve sanık ile beraber bu kişileri kovdukları anlatılan kararda, sonrasında Polat ve Aytaç’ın bu nedenle tartışma yaşadıklarına yer verildi.

Argo ve küfürlü konuşmalar indirim gerekçesi oldu

Sanığın bu tartışmanın devamında Çaprak tarafından karısına küfür edildiği iddiasında bulunduğuna değinilen kararda, buna karşın olay anında masada bulunan üç tanığın iddiayı doğrulamaması nedeniyle bu durumun tahrik olarak değerlendirilmediği ifade edildi. Kararda, buna karşın sanık ile maktulün aralarında hararetli şekilde argo tabirlerle tartıştıkları ve küfürlü konuştuklarına dair tanık beyanları bulunduğu kaydedilerek, haksız tahrik indirimi uygulanmasının gerekçesi şöyle açıklandı:

“Sanığın aşamalarda maktulün kendisine küfür ettiğini savunması ve sanığın tanıkların beyanına göre ‘ben senin büyüğünüm abinin benim sözümü kesme kesersen kafana sıkarım’ şeklindeki sözü karşısında tartışmalarının olduğunun anlaşılması ve maktulün genel olarak küfürlü konuştuğuna dair alınan beyanlar ile maktulün ilk defa tanıştığı ve kadınların bulunduğu ortamda ‘sevişmeyecek miyiz’ şeklinde söz söyleyebilme cesareti göstermesi karşısında sanığın aksi kanıtlanamayan savunması göz önüne alınarak tartışmaları aşamasındaki karşılıklı argo ve küfürlü konuşmalar nedeniyle ilk haksız hareketin kimden geldiği tespit edilemediğinden şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği asgari oranda haksız tahrik indirimi uygulanmıştır.”

Mahkemenin bu kararı istinaftan geçerek Yargıtay’ca onanırsa, 18 yıla mahkum edilen Aytaç, yaklaşık 6 yıl daha tutuklu kaldıktan sonra denetimli serbestlik ile tahliye olacak.

Mahkemeye “Ahlâkçı” eleştirisi

Öte yandan Çaprak ailesinin avukatı Doç.Dr Sinan Kocaoğlu, mahkemenin bu kararını istinafa taşıdı. Kocağolu, istinaf dilekçesinde, yerel mahkemenin “ahlâkçı” yaklaşımını eleştirerek, “Argo tabirden haksız tahrik indirimi çıkarmanın hiçbir hukuki izahı olmadığını” kaydetti. Kocaoğlu dilekçesinde, “Yerel Mahkeme Heyeti bu tip ortamlarda hiç bulunmamış olabilir ancak olayın meydana geldiği ortam yoğun alkolün tüketildiği, ortamdaki kişilerin meslek ve statülerinden bağımsız bir "dost meclisi"dir. Bu ortamdaki herkes birbiri ile devamlı bir biçimde görüşen samimi arkadaştır. Bu kadar samimi arkadaşların bulunduğu ortamda argo ya da küfürlü konuşma genellikle sohbetin doğal sonucu ve gereğidir” dedi.

“Beşikteki çocuğun dahi malumu”

Mahkemenin, ortamda bulunan hakim ve savcıların statülerinden bahsedilmesini de sert sözlerle eleştiren Kocaoğlu, “Kadın ya da erkek hakim, savcı vb. statü sahibi kamu görevlisi kişiler eğer statülerine çok değer veriyor, kendilerine "Hakime Hanım, Savcı Bey" vb. şekilde hitap edilmelerini istiyorlarsa gecenin yarısından sonra hiç tanımadıkları 5 kişinin/erkeğin VIP yani özel odada sürdürdükleri alkol ortamına gitmemelidirler. Yerel Mahkemenin gerekçesinde sanki çok önemli ve nitelik gerektiren bir şeymiş gibi yücelttiği "kariyer meslek mensuplukları" günümüzde siyasi referansla girildiği beşikteki çocuğun dahi malumu olan pozisyonlardır” ifadelerini kullandı.

“Ateş etme arzusunu Çaprak’ın üzerinde kullandı”

Kocaoğlu dilekçesinin devamında, mahkemenin argo ve küfürlü konuşmayı sanık lehine tahrik indirimi gerekçesi yaptığına dikkat çekerek, sanık Aytaç’ın dahi Çaprak’ın genel olarak argo ve küfürlü konuşmasından rahatsız olduğuna dair beyanının bulunmadığını kaydetti. Sanığın tahrik indiriminden yararlanmasına neden olan sözlerin ne olduğunun dahi belli olmadığını ifade eden Kocaoğlu, sanığın Çaprak’ı öldürmeden önce restoranda silahını gösterdiği ve havaya ateş etmek istediğine dair tanık beyanları olduğuna değindi. Kocaoğlu, “Sanık bu ateş etme arzusunu ilerleyen saatlerde artan alkol tüketimi ve kanındaki psikoterapik ilacın girdiği tepkime neticesinde Çaprak’ı kasten ve gerçekten de haksız tahrik ya da başka hiç bir indirim sebebi olmadan öldürmüştür. Olayın başında Kaymakam Muhammed'e hava atmak için gösterdiği silahı, olayın sonunda kanında karışmış yüksek alkol ve psikoterapik ilaç etkisi ile yakın arkadaşı maktul Güven üzerinde kullanmıştır.” dedi.

“Kendini savunamayacak düzeyde alkollüydü”

Dilekçesinde Kocaoğlu, “öldüğünde Çaprak’ın kanındaki alkol miktarının 310 promil olarak ölçüldüğü, bu nedenle kendini savunamayacak düzeye gelmesine karşın mahkemenin adli tıptan rapor almadığı ve sanığı da ‘kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi kasten öldürme’ suçundan cezalandırması gerekirken indirimden faydalandırdığını anlattı. Kocaoğlu, yerel mahkeme kararının istinafça duruşmalı olarak incelenmesini ve bozulmasını talep etti.