Artvin'in Arhavi ilçesinde 9 köy ile Hopa'daki 1 köyü kapsayan madencilik faaliyetleri ihalesinin iptali istemiyle açılan davanın duruşması Ankara 21. İdare Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşma sonrası açıklama Avukat İsmail Hakkı Atal, "Mehmet Cengizler için, Nihat Özdemirler için İbrahim Çeçenler için Kalyon Holding için beşli çeteler için kanun yok" dedi.
Arhavi’deki 9 köy ve Hopa'daki 1 köyü kapsayan madencilik faaliyetlerinin ihalesinin ve ihale ilanının iptali duruşması Ankara'da 21. İdare Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmayı Artvinli ve Arhavili vatandaşlar, Köy muhtarları, Artvin dernekleri ve çok sayıda çevreci takip etti. Mahkeme çıkışında yapılan açıklamada, usulsüz ihale protesto edildi. Davanın avukatlarından Ayşen Güler, şunları söyledi:
"Arhavi ilçesinde ve belli alanların maden sahası ilan edilmesi ve akabinde gerçekleştirilen ihalenin iptali taleplerine yönelik duruşmamız gerçekleşti. Hukuka aykırı gerekçeleri ortaya koyduğumuzu düşünüyoruz. Arhavi, bizim milli servetimizdir ve hiçbir haklı neden olmaksızın ve hiçbir çalışma yapılmaksızın, ki dosyada da delil sunulmadı bu yönde, keyfi bir şekilde maden sahası ilan edilmiştir. Ayrıca, ihaleye de yalnızca iki şirketin katılımıyla kağıt üzerinde bir ihale yapılmıştır. Kanaatimizce, rekabet ilkelerine ve saydamlık ilkelerine uygun bir ihale söz konusu değildir. Hem ihale sahası hukuka aykırıdır hem de hukuka uygunluğunu ileri süren ihalede bizce kanunlara aykırıdır. Yargılama sonuçlandığında yine sizlerle paylaşacağım."
"Burada açtığımız davaları çoğunlukla kaybediyoruz"
Davanın avukatlarından İsmail Hakkı Atal ise şöyle konuştu:
"Bugün Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne karşı açtığımız davanın duruşması için geldik. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün açtığı ihale sonrası, Türkiye düşmanı, gelecekte vatana ihanet eden ve insanlığa karşı suç işlemekten yargılanacak olan Mehmet Cengiz'in şirketi olan Cengiz Holding'in üzerine kalan ihalenin iptali için dava açtık. Cerattepe'de bunu yaptı, geçtiğimiz iki ay önce Kazdağları'ndaydık ve Kazdağları'nda milyonlarca ağacı kesti, bütün yasaları ihlal etti. Çünkü Mehmet Cengizler için Nihat Özdemirler için İbrahim Çeçenler için Kalyon Holding için beşli çeteler için kanun yok. Biz burada açtığımız davaları çoğunlukla kaybediyoruz. Belki bunu da kaybedeceğiz ama açtığımız davaların iki önemli niteliği var; biz halkın meşru haklı anayasal yaşamını savunma hakkını hukuki ve anayasal bir temel üzerinde yükseltiyoruz. İkincisi, şu anda kanunları uygulamayan valileri, kaymakamları, hakimleri ve savcıları açtığımız davalarla gelecekte yargılamak üzere suç işler pozisyonuna düşürüyoruz.
"Kendi yaşamını ve çocuklarının geleceğini korumaya davet ediyorum"
Dolayısıyla mücadelemiz devam edecek ve burada verilen ruhsat, yapılan ihale, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün Türkiye'yi küresel emperyalistlere ve Mehmet Cengiz gibi yerli iş birlikçilere teslim etmek için 15 yılda vermiş olduğu 386 bin maden ruhsatından sadece bir tanesidir. Bu, Türk halkını çökertme projesidir. Küresel emperyalistlerin, Atatürk Cumhuriyeti'nden, 1923’ten, Lozan’dan intikam alma projesidir. Şu anda AKP'nin madenlerle yarattığı kimyasal kirlilikle Türk halkını zehirlemesi sonucunda çocuklarımız otistik ve SMA’lı doğuyor. Sağlık Bakanlığı da kanser istatistiklerini saklıyor. Bu, ikinci ulusal mücadeledir, bu ikinci ulusal kurtuluş savaşımızdır. Tüm Türk halkını ayağa kalkmaya, madenlere karşı mücadele etmeye, kendi yaşamını ve çocuklarının geleceğini korumaya davet ediyorum."
"Yaşam alanlarımızı korumak için mahkeme kapılarındayız"
Artvinliler adına konuşan Sercan Dede de şunları kaydetti:
"Bugün yine bir kez daha yaşam alanlarımızı korumak için mahkeme kapılarındayız. Bugün, Arhavi ve Hopa sınırları içerisindeki 10 köyümüzü içine alan bu maden projesine ve talana karşı buradayız. Bizler, artık Artvin'de madenlerle, HES’lerle, taş ocaklarıyla, barajlarla doğamızın daha fazla tahrip edilmesini istemiyoruz. Önce sahil yoluyla denizle bağlantımızı kestiler, ardından köylerde yaptıkları HES’lerle derelerimizi elimizden aldılar. Sonra vadilerimize taş ocağı yaptılar, şimdi de Artvin’in yaklaşık yüzde 70'ini kapsayan maden ruhsat sahasıyla tüm dağlarımızı, vadilerimizi, yaylalarımızı, meralarımızı, ormanlarımızı şirketlere peşkeş çekmek istiyorlar. Bizim için bu mücadele, bir varlık ve yokluk mücadelesidir. Bizlere geçmişten kalan topraklara geleceğe miras bırakma mücadelesidir. Bizler, ne pahasına olursa olsun Artvinliler, Arhavililer olarak yaşamımıza, doğamıza sahip çıkacağız ve artık bu şirketlerin elini Artvin’den, tüm Karadeniz’den çekmesi gerekiyor." (ANKA)