Artvin'in Ardanuç ilçesinde, arkeolojik sit alanı olan Gevhernik Kalesi ve çevresinde yürütülen arkeolojik kazı çalışmasında, iki mezarın 17. yüzyılda Çıldır Beylerbeyi olarak görev yapan Sefer Paşa ve Yusuf Paşa'ya ait olduğu tespit edildi.
Osmanlı döneminde ilçe merkezi olarak kullanılan ve bölgede Türk-İslam medeniyetinin bugüne ulaşan en önemli yerleşim yerlerinden biri olma özelliğini taşıyan alanda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi iş birliğiyle yaklaşık 2 ay önce arkeolojik kazı çalışması başlatıldı.
Orta Çağ ve Osmanlı dönemine ait cami, türbe, çeşme, şadırvan, hamam, tarihi konut, dükkan ve kilise kalıntılarının bulunduğu alanda yürütülen kazı çalışmasıyla tarihi dokunun gün yüzüne çıkartılarak turizme kazandırılması amaçlanıyor.
Arkeolojik sit alanı olan alanda yapılan kazıda, şamdan, 1819 tarihli Rus parası, Osmanlı padişahlarından 2. Mahmud'a ait gümüş sikke gibi taşınabilir kültür varlıklarına ulaşıldı.
Kazı başkanı ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Osman Aytekin, AA muhabirine, yaklaşık 2 ay önce başlanan kazı çalışmalarının, farklı üniversitelerden 20 kişilik uzman ekiple sürdürüldüğünü söyledi.
Günümüzde Adakale olarak adlandırılan Gevhernik Kalesi ve çevresinin, tarihte bölgenin önemli idari ve kültürel merkezlerinden olduğuna işaret eden Aytekin, Artvin il olmadan önce hem Ortaçağ hem de Osmanlı döneminde Ardanuç'un, uluslararası düzeyde bilinen, Osmanlı devletinin darphane kurarak altın ve gümüş sikke basacak kadar önem verdiği bir yer olduğunu belirtti.
Aytekin, böylesine önemli bir yerde günümüze kadar ayakta kalan en önemli yapının İskender Paşa Camisi olduğunu ifade ederek, cami çevresindeki türbe ve mezarlarda yapılan kazı çalışması sonucu türbedeki iki mezarın Çıldır Beylerbeyi olarak görev yapan Sefer Paşa ve Yusuf Paşa'ya ait olduğunu belirlediklerini kaydetti.
Mezarları açarak incelemelerde bulunduklarını anlatan Aytekin, "Kazı öncesinde cami çevresinde mezarların kimlere ait olduğu, kaç mezar olduğu, mezarların nasıl şekillendiği bilinmiyordu. Mezarların önemli bir kısmı define avcıları tarafından tahrip edilmişti." dedi.
Aytekin, 17. yüzyılda Sefer Paşa'nın önemli bir kişilik olduğunu bildiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Vezir rütbesinde olduğunu biliyoruz. Osmanlı Padişahı 4. Murat'ın, Sefer Paşa'ya büyük rağbet gösterdiği, genç yaşına rağmen önemli görevler verdiği arşiv kayıtlarında var. Sefer Paşa'nın mezarının burada olması bizim için önemlidir. Biz Sefer Paşa'mıza bir şehit olarak sahip çıkacağız. Onun bu topraklardaki önemini bu topraklarda yaşayan insanlara anlatma mecburiyetimiz var."
Alanda yürüttükleri çalışmanın yavaş ilerlemesine rağmen önemli veriler üretildiğine dikkati çeken Aytekin, var olan bilgiyi arkeoloji ve arşiv bilgileriyle test ederek doğru, kalıcı bilgileri gelecek nesillere bırakma arzusunda olduklarını dile getirildi.
"Bu arkeolojik çalışma sonrasında bunların konservasyon ve restorasyon çalışmaları yapılacak"
Cami haziresindeki türbe ve mezarların define avcılarınca dağıtılmış olmasının üzücü bir olay olduğunu ifade eden Aytekin, şöyle konuştu:
"Burada molla müderris dediğimiz toplumun ileri gelenleri gömülmüş. Torunları olarak dedelerimizin mezarlarının darmadağın edilmesinden üzüntü duyuyorum. Bu arkeolojik çalışma sonrasında bunların konservasyon ve restorasyon çalışmaları yapılacak. Bunların hepsi plan ve proje çerçevesinde gerçekleşen olgulardır. Değişik uzmanlık alanı ve izinlerle yürütülmektedir. Bakanlığımız bunlara destek verdiği müddetçe biz de gece gündüz demeden çalışmalarımızı hızlı bir şekilde yürüterek Gevhernik Kalesi'nin Ortaçağ dönemindeki geçmişini aydınlatmak, Osmanlı dönemindeki kimliğini öne çıkarmak üzere önemli verilere ulaşacağımıza inanıyorum. Daha önceki yüzey araştırmalarımızda elde ettiğimiz bilgilerle de bunu doğrulayarak kalıcı, tanımlı, herkesin yararlanabileceği kaynak bilgiler üretmek istiyoruz."
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yılmaz ise Sefer Paşa'ya ait olduğu belirlenen mezardaki iskelet üzerinde yaptıkları incelemede, Sefer Paşa'nın sol kulağının üstünden boyun kısmına doğru bir kılıç darbesiyle vefat ettiğini antropolojik olarak teyit ettiklerini söyledi.
Sefer Paşa'nın ortalama ölüm yaşının 30-40 civarında olduğunu belirten Yılmaz, "İkinci mezarımız da Yusuf Paşa'ya ait. Yusuf Paşa da 45-55 yaşlarında sol alt kaval kemiğine aldığı bir darbe sonucunda kaval kemiği kırılmış, daha sonra enfeksiyon kemiklere sıçramış ve bu süreç içerisinde enfeksiyondan vefat ettiği anlaşılıyor." değerlendirmesinde bulundu.