Dünya
Deutsche Welle

Aşırı sağcılar sanık sandalyesinde

Yunanistan'da aşırı sağcı Altın Şafak Partisi’nin önde gelen üyelerinin de yargılandığı cinayet davası devam ediyor. Ağır suçlamalara rağmen Altın Şafak mülteci krizini kullanarak genel seçimde oylarını korumayı başardı.

29 Eylül 2015 20:20


Yunanistan'ın Pire kentinde 2013 yılının eylül ayında genç müzisyen Pavlos Fyssas'ın bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili davaya bugün devam edildi. Mahkeme heyeti, tanık olarak önce Pavlos'un babası Panagiotis Fyssas'ın ifadesini aldı.

Bu cinayet davası, Yahudi ve yabancı düşmanı Altın Şafak Partisi hakkında kapatma talebiyle dava açılmasına vesile olmuştu. Davanın sanığı Altın Şafak üyesi olduğunu söylemiş, ancak parti uzun süre sanığın üyeliğini inkar etmişti. Son genel seçimlere kısa süre kalan parti lideri Michaloliakos'un bir radyoya verdiği demeçte, genç müzisyenin öldürülmesinin "siyasi sorumluluğunu" üstlendiğini açıklaması ise şimşekleri üzerine çekti.

Michaloliakos daha sonra bir basın açıklamasıyla sözlerine açıklık getirmeye çalışmış ve "Zanlının parti üyesi değil, sempatizanı olduğu için siyasi sorumluluğun kendilerine ait olduğunu" ifade etmişti. Michaloliakos, cinayeti ilk andan itibaren kınadığını ve tutumun bugün de değişmediğini sözlerine eklemişti.

Sanıklar arasında parti genel başkanı Nikolaos Michaloliakos dışında eski ve yeni milletvekilleri ile Altın Şafak üyeleri ve kadro elemanları da bulunuyor. Suç örgütü kurmaktan yargılanan sanıkların suçlu bulunmaları halinde ağır hapis cezasına çarptırılmaları söz konusu olabilir. 20 Nisan'da başlayan dava, güvenlik gerekçesi ve avukatların itirazları nedeniyle sık sık kesintiye uğradı.

Atina'daki Panteion Üniversitesi öğretim üyelerinden siyaset bilimci Vassiliki Georgiadou, ancak artık sürecin ciddiyet kazandığını ve davanın ertelenmesine yol açan engellerin kaldırıldığını söyledi.

Üçüncü parti

Hayatını kaybeden müzisyen Fyssas'ın annesi ise son genel seçimlere bir gün kala Yunanlara aşırı sağcı partiye oy vermemeleri için çağrıda bulundu. Anne Fyssas, bir gazeteye verdiği demeçte Altın Şafak'a oy verenin cinayet suçuna ortak olacağını söyledi. Ancak bu çağrı Altın Şafak'ın yüzde 7'lik oy oranıyla üçüncü parti olmasını engellemeye yetmedi.

Siyaset bilimci Angelos Athanassopoulos, cinayet davasının aşırı sağcı partinin durumunu sarsmayacağını ve diğer partilerin pasif kalması yüzünden Altın Şafak'ın adını siyasi yelpazeye üçüncü parti olarak yazdırdığını söylüyor. Vassiliki Georgiadou ise Altın Şafak'ın son seçimde cüzi de olsa oy kaybettiğini hatırlatıyor ve “İkinci olan parti ile aralarında 20 puanlık oy farkının olması onu küçük partiler sınıfına dahil etti. Seçimde aldığı sonuç, geçen yıl yapılan anketlerdeki çift haneli oranların çok gerisinde kaldı” diyor.

Altın Şafak büyük kentlerde ve bir zamanlar kalesi saydığı Atina'nın belli semtlerinde yüzde 20'lere varan oranlarda oy kaybetti. Ancak aşırı sağcı partinin aynı zamanda Yunan adalarında oy oranını koruduğu da gözden kaçmıyor.

Sığınmacılardan seçim malzemesi

Siyaset bilimci Georgiadou, Altın Şafak'ın yaz aylarında büyüyen mülteci krizini siyasi bakımdan aşırı şekilde istismar ettiğini ve mülteci akınına uğrayan adalara heyet gönderen tek parti olduğunu söylüyor. Altın Şafak güncel gelişmeleri siyasi tercihlerine uydurmak için ‘mülteci' kavramını hiç kullanmayıp hep kaçak göçmenlerden bahsetmişti.

Georgiadou, "Altın Şafak ilk kez bundan beş yıl önceki yerel seçimlerde yabancı aleyhtarlığıyla oy toplamış ve parti liderini Atina belediye meclisi üyeliğine seçilmesini sağlamıştı” diyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle