Uzmanlar, evlerde yapılan temizliğin dengeli olması gerektiği konusunda vatandaşları uyarıyor. Bir ortamın hijyen konusunda kötü olması kadar çok fazla steril olmasının da astımı tetikleyebileceğine dikkat çeken Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, insanları ‘çok hijyenik’ ortamlar konusunda uyardı.
Koltukta süet ya da deriyi seçin
Genetik altyapı ve alerjenin varlığının astıma neden olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Akkoyunlu, “Genetik alt yapıyı değiştirmek mümkün olmadığı için önlemek amacı ile yapılacak en önemli şey ortamdan alerjenlerin bulunmasını engellemek. Evdeki birçok eşyada bulunan ve gözle görülmeyen ev akarlarının engellenmesinde ilk adım alerjenlerin yaşam alanlarını ortadan kaldırmak. Mümkünse halıların, kilimlerin kaldırılması, koltuk kılıflarının süet ya da deri malzemelerle değiştirilmesi, yorgan yastık çarşaf kılıflarının en az haftada bir, 60 derecede yıkanması şeklinde sayabiliriz. Ayrıca halılar vazgeçilmezse, mayt önleyici kimyasal temizlik malzemeleri ile sık aralıklarla temizlenmesi de fayda verir. Bunların ötesinde hastalık artık oluştuysa şikâyetlerin ağırlığına göre elimizde birçok tedavi seçeneği var” dedi.
Aşırı hijyen astımı tetikleyebilir
Aşırı temizliğin de zarar getirebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Akkoyunlu, “Tamamen bakterilerden arındırılmış steril ortamlar da bu konuda sıkıntı yaratır. Savunma sistemimiz doğumdan sonra zaman içinde enfeksiyonlar ve mikroplar ile karşılaşıp onlara karşı savunma tedbirleri alarak gelişir. Çok da zararlı olmayan bakterileri de yok edecek düzeyde bir temizlik yaparsak savunma sisteminin gelişmesi ve olgunlaşması engellenmiş olur. Bu durum yabancı bir cisimle karşılaşıldığında savunma sisteminin aşırı tepki vermesine ve alerjik reaksiyona neden olabilir. Sonuç olarak temizlik ve hijyen çok önemli fakat her aşırılık ve doğallıktan sapma başka bir problem ortaya çıkartır. Bu konuda da karşılığı astım ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır” dedi.
Ev akarlarına karşı alerji oluşabilir
Evdeki birçok eşyada bulunabilen ev akarlarından da bahseden Doç. Dr. Akkoyunlu, “O gözle görülmeyen minik canlılar ortalama bir sıcaklıkta yaşar. Tüylü tüm ortamlarda pelüş oyuncaklardan tutun, halılar, kilimler, battaniyeler, yorganlar, koltuklar olmak üzere birçok yerde yaşar. İşte bunlar solunum yoluna geldiklerinde yabancı cisim reaksiyonu oluşur” dedi.
Vücudun bu yabancı ve rahatsız edici cisimleri çeşitli şekillerle dışarı atmaya çalıştığını belirten Doç. Dr. Akkoyunlu, konuşmasını şöyle noktaladı:
“Vücudumuz öksürük, hapşırık ile bu cisimleri atmaya, balgam ve burun akıntısı ile hapsedip çıkartmaya çalışır. Yani herkeste bu reaksiyonlar gelişir ve normaldir. Fakat genetik altyapıya göre bazı kişilerde bu durum daha abartılı bir tepkiye neden olur. Hapşırık, burun akıntısı, gözlerde yaşarma bazen sosyal hayatı etkileyecek düzeyde sık ve yoğun bir şekilde yaşanır. Buna da ev akarlarına karşı oluşan alerjik rinit diyoruz.” (DHA)