Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, "Para politikasında hızlı bir şekilde normalleşmeye gidilmesi gerekiyor" dedi.
Ekonomi gazetesine konuşan ASO Başkanı Ardıç, sanayinin içinde bulunduğu durum için "Mevcut konjonktürde maliyetler konusunda her geçen gün öngörülebilirlik azalıyor. Özellikle son dönemde başta enerji olmak üzere birçok alanda maliyet artışı, üretim maliyetlerini ciddi bir biçimde yukarı çekerken, sürdürülebilir büyüme olgusundaki beklentileri de olumsuz yönde etkiliyor" ifadelerini kullandı
Merkez Bankası'nın faizi indirmesine rağmen aldığı makroihtiyati tedbirleri anımsatan Ardıç "Mevcut durumda sanayicinin krediye ulaşma sorunu ön plana çıkıyor. Merkez Bankası politika faizini son PPK toplantısında %9 seviyesine kadar çekmesine rağmen Merkez Bankasının uygulamış olduğu genişletici para politikası karşısında bankaları miktar bazında kısıtlamaya giderek daraltıcı politika tercihleri reel sektörün krediye ulaşma imkânları zorlaşmaktadır" değerlendirmesini yaptı.
Enflasyon vurgusu
ASO Başkanı, para politikasına değinerek "Diğer önemli sorun, para politikasında hızlı bir şekilde normalleşmeye gidilmesi gerekiyor. En önemli sorunlarımızdan bir tanesi de enflasyon. Enflasyon ekonomini her alanında kırılganlıkları arıtmaya devam ediyor. Yüksek enflasyon, kırılganlıklar, yüksek cari açık ve faiz düşük olmasına rağmen krediye ulaşma imkânın zor olması, firmaların üretim kapasitesini artırmada çekingen davranılmalarına neden olmaya devam etmektedir" diye konuştu.
Katma değerli üretime dikkat çeken Seyit Ardıç, "Türkiye’de üretimin kronik problemlerden diğerleri ise; küresel tedarik zincirlerinde genellikle katma değeri yüksek aşamalarda konumlanmayışı ve yurt içi üretiminin de ithal girdilere yüksek ölçüde bağımlı oluşudur. Küresel üretimin zayıfladığı ve resesyon beklentililerinin güçlendiği bir dönemde, ülkemizin yerli girdi üretimini ve kullanımını esas alan, katma değeri görece yüksek ulusal sanayi üretimini geliştirmeyi hedefleyen politika tercihi ortaya koymamız gerekiyor. Küresel piyasalarda rekabet gücünün korunması, teknoloji içeriği ve katma değeri görece yüksek ürünlerin ağırlıkla üretildiği bir sanayi ve dolayısıyla ihracat yapısına kavuşmakla mümkün olacaktır" dedi.
