Ankara Sanayi Odası Başkanı (ASO) Nurettin Özdebir, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faizi indirmesi için basın üzerinden Merkez Bankası Başkanı Başçı’yı hedef almasını, “İstese makamına çağırır konuşur. Özellikle basın üzerinden uyarı yapılarak belki de kurların yükselmesi, ekonominin soğuması isteniyor” sözleriyle değerlendirdi.
Başkan Özdebir, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya faiz indirimi konusunda baskı yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz, sorusuna "Son 3 yıldır Türkiye büyüme hikayesini kaybetmeye başladı. O nedenle Merkez Bankası'nın faiz indiriminden daha önemlisi Türkiye'nin yatırım ihtiyacı ve yatırım yapılabilir ülke özelliğini devam ettirmesi. Yaratılan gerginliklerle Türkiye'nin büyüme performansı düştü. Türkiye'ye döviz girişi de azaldı. Büyüme hikayesini yeniden yaratmamız lazım. Hepimiz konuşuyoruz. Biz konuştukça Merkez Bankası'nın işi zorlaşıyor. Çok zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Piyasalar çok sığ. Çabuk manüple ediliyor" yanıtını verdi.
‘Başçı'ya gel dese gelmeyecek mi’
Cumhurbaşkanının, bazı hükümet üyelerinin açıklamaları da birer manüplasyon mu, sorusu üzerine Özdebir: "Ben şunun yanıtını bulamıyorum. Merkez Bankası Başkanı, bazı kanunlarla görevlendirilmiş kamunun bir memuru. Bu devletin Cumhurbaşkanının Başkana mesaj vermek için basını kullanmasına ihtiyacı yok ki. Ne söyleyecekse çağırır makamına söyler, gönderir. Demek ki başka şeyler var. Belki de kurların bu yolla yükselmesi isteniyor. Belki böyle bir belirsizlik yaratılması gerekiyor. Ekonomiyi soğutmak için, ihracatı kolaylaştırmak için gerekiyor olabilir. Yoksa‘Gel buraya’ dese Erdem Başçı gelmeyeceğim mi diyecek? Devletin memuruna sizin üzerinizden mesaj gönderme ihtiyacı var mı? Merkeze günah keçisi rolü biçmek için de bu yöntem izlenmiş olabilir.
Bir grup gazeteciyle gündemdeki konulara ilişkin sohbet toplantısı düzenleyen Özdebir, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile bir konuda anlaşamadıklarını anlattı. Ekonomi yönetiminin iç piyasayı daraltmasının ciddi sıkıntılara neden olduğunu ileri süren Özdebir, “Ali Babacan’la anlaşamadığımız bir husus var. İç piyasayı baskılamak değil tam aksine iç piyasayı desteklememiz, iç pazarı büyütmemiz lazım. İç pazarı büyüteceğiz ki ekonomi istikrar kazansın. Biz vergi indirimi istemiyoruz. Finansmana ulaşım kolaylaylığı istiyoruz. İşveren işçisine 100 lira maaş verebilmek için cebinden ABD’de 116 lira, Euro bölgesinde 130 lira harcıyor. Türkiye’deki işverenin cebinden ise 200 lira çıkıyor. 100 lira işçiye, 100 lira devlete gidiyor. Biz işçimize verilen ücretten şikayet etmeyiz. Bunun üzerindeki yükserden şikayet ederiz" dedi.
‘Türkiye'de iş yapmak zorlaştı’
Türkiye'nin iş yapma kolaylığı sıralamasında 50’nci sıradan 54’üncü sıraya gerilediğini, bunun sonucunda da Türkiye’yi tercih eden yabancı sermayenin azaldığını söyledi. Kağıt üzerinde bürokrasinin azalmış gibi göründüğünü belirten Özdebir, bir bürokratın kendisine, "Biz artık bir günde şirket kurulduğuyla övünüyoruz. Ama geçen gün 50 milyon dolar yatırım yapacak bir şirket, banka hesabı açmak için 15 gündür uğraştığından şikayet ediyordu" dediğini aktardı.
‘Piyasada ciddi sıkıntı var’
Özdebir, “TÜİK’e bakarsak büyüme sürüyor. Cirolar bir önceki aya göre arttı. Ancak piyasada ciddi bir sıkıntı var. Firmalar kar edemiyor ve finansmana erişemiyor. Herkes borcunu öteliyor. Vadeler uzadı.İhracat yapmayan, iç piyasaya çalışan işletmeler için ekonomide durgunluk (resesyon) yaşanıyor” dedi.