Asya kıtasının en batı ucunda yer alan, Çanakkale Ayvacık ilçesine bağlı Babakale köyüne geldiğinizde içinizi açacak, sımsıcak bir mekanla karşılaşırsınız. Burası köyün kadınlarının kurduğu Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği Lokali. Harap haldeki bir yıkıntıyı zaman içinde elleriyle, tırnaklarıyla kazıyarak harika bir mekan yapmışlar ve önce çayla başlayan süreç zaman içinde kahvaltıdan böreğe, gözlemeden mantıya çok çeşitli yiyecek ve içeceklerin servis edildiği bir lokale dönüşmüş. Köye gelen misafirlerin çok sevdiği bu mekan şimdi muhtar tarafından kapatılıyor.
2009 yılının başlarında, köyün kadınlarından Şükran Erkan, arkadaşlarına birlikte birşeyler üretip satma fikrini açıyor ve bu fikir diğer kadınlar tarafından büyük bir heyecan ve memnuniyetle karşılanıyor. Kadınlar yıkıntıyı temizleyip, önce burada çay satmaya başlıyorlar sonra da evlerde pişirip getirdikleri börek, çörek, kurabiye ve kekleri.
Kadınlar aynı yıl içinde dernek kurmak için çalışmalara başlıyorlar. Dernekleşme için yapılan ilk toplantıyı köyden bazı erkekler basıyor ve“bu derneği kuramazsınız çünkü mekanı biz istiyoruz” diyorlar ve kadınlarla tartışıyorlar. Buna rağmen derneğin ilk genel kurulunu 29 Ekim 2009 tarihinde yapıyorlar ve derneğe bağlı iktisadi işletmeyi de kuruyorlar. Köy muhtarı Aziz Erkan (fikir annesi Şükran Erkan’ın eşi) limana bakan ve kalenin altında yer alan yıkıntıyı kadınlara aylık 20 TL ile 20 yıllığına kiralıyor; amaç köyün kadınlarının bu güzel çabasını desteklemek, tıpkı balıkçı kooperatif binasının aylık kirasının 15 TL olması gibi. Böylere hem dernek bir mekana kavuşuyor hem de lokal olarak hizmet vermeye başlıyor. Dernek kurulduktan bir ay sonra bir gece yönetim odasının kapısı kırılarak tahsilat makbuzları ve yasal defterler çalınıyor. Masada para olmasına rağmen para alınmıyor sadece bu makbuz ve defterler çalınıyor, belli ki birileri bunlar çalınırsa dernek çalışamaz sanıyor ama kadınlar durumu jandarmaya bildiriyorlar. İki farklı parmak izi buluyor jandarma ama kadınlar köylülere kıyamayıp, suçlamalarında ısrarcı olmuyorlar. Daha sonraki süreçlerde bir küçük yakma girişimi olsa da kadınlar yılmadan lokali işletmeye devam ediyorlar.
2014 yerel seçimlerinde muhtarlık el değiştiriyor ve Bekir Vargün muhtar seçiliyor. Yeni muhtar 2015 yılında Ayvacık Kaymakamlığı’na giderek kadınları şikayet ediyor ve lokalin boşaltılmasını istiyor. Dönemin kaymakamı da kadınları dinlemeden muhtarın beyanına dayanarak binanın boşaltılması için hemen bir tebligat gönderiyor. Bunun üzerine kadınlar bu tebligata itiraz ediyor ve idare mahkemesinde dava açıyorlar. Davayı kaybeden kadınlar üst mahkemeye başvurmaya hazırlanırken aynı günlerde Çanakkale Valiliği’nden de randevu alıyorlar.
Randevudan birkaç gün önce, muhtar kalabalık bir grup ile lokale geliyor ve sözleşmeyi yenilemek istediklerini çünkü kaymakamın mutlaka uzlaşın dediğini söylüyor ve kadınları tehdit etmekten de geri kalmıyor; “köyden birileri sopalarla kale meydanında bekliyor ve buradan iyi bir sonuç çıkmazsa bu binayı başınıza geçirecekler” diyor. Kadınlar bu baskı altında yeni sözleşmeyi imzalamak zorunda kalıyorlar. Sözleşmeye göre yıllık üç bin TL kira ödenecek, sözleşme 3 yıl geçerli olacak. Sözleşmeden anlaşılan muhtar dernek işlerinde kontrolü elinden bırakmak istemiyor. Böylece kadınlar üst mahkemeye dava açmaktan da vazgeçiyorlar. Muhtar, Eylül 2018’de binayı boşaltın diye tebligat gönderiyor, dernek avukatı kadınlara, derneği ve lokali bir yıl daha kullanma hakları olduğunu söylüyor. Yani 1 Ekim 2019’a kadar sözleşme gereği kadınlar mekanlarını kullanmaya devam edecekler.
Aralık 2018’de Çanakkale İl Özel İdare’den bir mühendis gelip lokal binasının etrafında ölçüm yapıyor, kadınlar sorunca muhtarlık tarafından Tarih Koruma Kurulu’na kaçak yapı ihbarı yapıldığını ve yerinde tespit etmeye geldiğini söylüyor ve köy tüzel kişiliğine yani muhtarlığa 3.500 TL ceza kesip gidiyor. Muhtar bu tespite dayanarak daha sonra Çanakkale İl Özel İdare encümeninden binayla ilgili yıkım kararı çıkartıyor. Dernek de bu kararın iptali için dava açıyor. Muhtar yıkım kararı ile Uludağ Elektrik’e başvurarak 6 Mayıs 2019 tarihinde derneğin elektriğini kestiriyor ve sonra kendisi de suyu kesiyor. Dernek avukatı elektrik ve suyun tekrar açılması için ihtiyati tedbir davası da açacak önümüzdeki günlerde.
Elektrik ve su olmadığı için kadınlar buzdolaplarındaki tüm malzemeleri evlere götürmüşler, tüm yemekler evlerde pişip lokale getiriliyor. 6 Mayıs 2019’dan beri kağıt bardak, tabak ve plastik çatal, kaşık bıçak kullanıyorlar. Kredi kartı pos makinasını diğer restoranlarda şarj ediyorlar. Elektrik olmadığı için akşamları açamıyor sadece gündüz hizmet veriyorlardı; ta ki 20 Mayıs 2019 sabahına dek.