İstanbul Eyüp’teki Vialand AVM Watsons mağazasında ruj çalmakla suçlanan lise 3. sınıf öğrencisi B.C. Mağaza müdürü ve AVM güvenlik görevlisinin kendisini çıplak aradığını iddia etti. Aramada 2 erkek güvenlik görevlisinin de olduğunu söyleyen B.C. “Psikolojim bozuldu. Yapmadığım bir şeyle suçlandım. Çıplak arandığım zaman yaşadığım utanç korkunçtu. Güvenlik görevlisi ve mağaza müdürü hakkında şikayetçi oldum” dedi.
Mağazadan açıklama
Mağaza, daha sonra yaptığı bir açıklama ile yaşanan olayı takip ettiklerini belirterek "Konuya müdahil olan mağaza personelimiz tedbiren görevden uzaklaştırılmıştır" dedi. Mağazadan yapılan açıklama şöyle:
"26 Kasım 2016 tarihinde İstanbul Vialand Alışveriş Merkezi mağazamızda yaşanan olayı ve devamında gelişen süreci yaşandığı andan itibaren titizlikle takip etmekteyiz. Yapılan müdahale sırasında müşterinin usule aykırı şekilde üstünün arandığına dair müşteri ve ailesinin şikâyetçi olduğu basına yansımış durumdadır. Söz konusu iddialar ile ilgili olarak üzüntü duymaktayız. İddia edilen usulsüz üst arama işlemiyle ilgili kendi iç soruşturmamızı yürütmekteyiz. Soruşturma dahilinde konuya müdahil olan mağaza personelimiz tedbiren görevden uzaklaştırılmıştır."
"Çocuğun bedenine müdahale"
Yaşanılan olay ile çocuğun özgürlüğünün kısıtlandığını söyleyen İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Ayşenur Demirkale, “Çocuğun bedenine, özel yaşamına müdahale ediliyor. Onuruyla oynanıyor. Her şeyden önce çocuk işkenceye tabi tutuluyor. Bu bir işkencedir" dedi.
Evrensel'den Elif Ekin Saltık ve Derya Dursun'un haberine göre, olayın 26 Kasım günü gerçekleştiğini anlatan B.C. mağazaya elinde kendi rujuyla girdiğini, benzer bir ruja baktığını ve mağazaya ait ruju yerine bıraktığını ifade etti. Daha sonra mağaza müdürü ve güvenlik görevlisi tarafından hırsızlıkla suçlanarak mağaza deposuna çekildiğini iddia eden B.C. yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Burada pantolonum dizlerime kadar indirildi, bluzum ve sütyenim sıyrılarak arama yapıldı. Arama esnasında iki erkek güvenlik görevlisi de vardı. Onlara da sadece arkaları dönmeleri istendi. Depoda da kamera vardı. Mağaza müdürü bana sürekli ‘Hırsızlık yaptın’ diyordu. Kafama vurarak ‘Hırsız, terbiyesiz’ şeklinde hakaret etti"
"Bugün iyi günümdeyim dua et, yoksa daha kötü olurdu”
Yaşadıklarının sonrasında arkadaşının kendisini aradığını, onu da mağazaya çağırarak depoya aldıklarını ve hırsızlıkla suçlayarak çıplak arama yaptıklarını dile getiren B.C. mağaza müdürünün kendisine “Bugün iyi günümdeyim, dua et. Yoksa daha kötü olurdu” dediğini söyledi. Arkadaşına ise güvenlik görevlilerinden birinin “Evet iyi gününde, yoksa buradan kolunuz, bacağınız kırık çıkabilirdiniz” dediğini dile getirdi.
B.C. olayı daha sonra ailesine anlattığını söyleyerek, ailesinin güvenlik görevlisi ve mağaza müdürü hakkında şikayetçi olduklarını aktardı.
"Mağaza müdürü: Hırsızlık olayı yaşandı, aramayı güvenlik yaptı"
Evrensel'e konuşan Watsons mağaza müdürü, kendisinin olay anında orada olmadığını söyledi. Mağazada stokların tespit edildiğini ve stokların eksik çıktığını iddia eden mağaza müdürü, “Prosedür gereği AVM güvenliğini çağırdık. Güvenlik geldikten sonra biz devreye giremeyiz ve iş bizden çıkar. Üst aramaya gelirsek de kamera kayıtları polise verildi. İfade edildiği biçimde üst aramasını yapan da güvenlik görevlisidir” diyerek kendisi hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Haklarında iddialar olan güvenlik görevlileri ise görüşmeyi kabul etmedi.
"Bu bir işkencedir"
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Ayşenur Demirkale güvenlik görevlilerinin ve bir mağaza müdürünün yetişkinleri dahi arama yetkisi olmadığını söyledi. “Bir suç ihbarı, isnadı var ise yapacakları en fazla çocuğu güvenli bir yerde tutup kolluk kuvvetlerine haber vermektir” diyen Demirkale, yasal düzenlemeler gereği çocuğun ifadesinin bile çocuk koruma şube müdürlüğünde alınamayacağını belirtti. Demirkale, “Sadece kimlik tespiti yapılır, çocuğun ifadesini de savcı alır. Yapılan işlem hukuka aykırıdır ve ailenin suç duyurusunda bulunması gerekir, ki aile hemen bunu yapmış” dedi. Yaşanılan olay ile çocuğun özgürlüğünün kısıtlandığını söyleyen Demirkale sözlerine şu şekilde devam etti: “Çocuğun bedenine, özel yaşamına müdahale ediliyor. Onuruyla oynanıyor. Her şeyden önce çocuk işkenceye tabi tutuluyor. Bu bir işkencedir.”